Resulullah efendimiz, neseben de üstündür
11/10/2022 Salı Köşe yazarı O.Ü
Sual: Peygamber efendimiz, nesep,
soy itibarıyla da, diğer insanlardan üstün olarak mı yaratılmıştı?
Cevap: Peygamber
efendimizin ve bütün Peygamberlerin babalarının ve analarının hiçbiri
kâfir, aşağı kimseler değildi. Bununla ilgili Buhârîdeki bir hadis-i şerifte,
Peygamber efendimiz buyurdu ki:
(Her
asırda, her zamanda yaşayan insanların en iyilerinden, seçilmişlerinden dünyaya
getirildim.) Müslimdeki hadis-i şerifte;
(Allahü
teâlâ, İsmail aleyhisselam evladından, Kinâne ismindeki kimseyi ve onun
sülalesinden, Kureyş ismindeki zatı beğendi, seçti. Kureyş evladından da, Hâşim
oğullarını sevdi. Onlardan da, beni süzüp seçti) buyuruldu.
İmâm-ı Tirmizînin bildirdiği hadis-i şerifte;
(Allahü
teâlâ, insanları yarattı. Beni insanların en iyi kısmından vücuda getirdi.
Sonra, bu kısımlarından en iyisini Arabistan'da yetiştirdi. Beni bunlardan
vücuda getirdi. Sonra evlerden, ailelerden en iyilerini seçip, beni
bunlardan meydana getirdi. O hâlde, benim ruhum ve cesedim, mahlukların en
iyisidir. Benim silsilem, ecdadım en iyi insanlardır) buyurulmuştur.
Abdullah bin Abbâs hazretlerinin bildirdiği hadis-i şerifte;
(Benim
dedelerimin hiçbiri zina yapmadı. Allahü teâlâ, beni, iyi babalardan, temiz
analardan getirdi. Dedelerimden birinin iki oğlu olsaydı, ben bunların en
hayırlısında, en iyisinde bulunurdum) buyuruldu.
Âdem aleyhisselam, vefat edeceği zaman, oğlu Şit aleyhisselama
dedi ki:
“Yavrum! Bu alnında parlayan nur, son Peygamber olan Muhammed
aleyhisselamın nurudur. Bu nuru, mümin, temiz ve afîf hanımlara teslim et ve
oğluna da böyle vasiyet et!”
Muhammed aleyhisselama gelinceye kadar, bütün babalar,
oğullarına böyle vasiyet etti. Hepsi, bu vasıyeti yerine getirip, en asil kız
ile evlendi. Nur, temiz alınlardan, temiz kadınlardan geçerek, sahibine
yetişti. Kısas-ı enbiyâda diyor ki:
“Resulullah efendimizin dedelerinden birinin iki oğlu olsa, yahut bir kabile iki kola ayrılsa, Peygamber efendimizin soyu, en şerefli ve hayırlı olan tarafta bulunurdu. Her asırda, onun dedesi olan zat, yüzündeki nurdan belli olurdu. İsmail aleyhisselamın alnında da bu nur vardı. Bu nur, Âdem aleyhisselamdan beri, evlattan evlada geçerek, asıl sahibi olan Resulullah efendimize gelmiştir.”