Büyük Velî önceleri sabreder
15/07/2022 Cuma Köşe yazarı A.U
Hasan Sezâi hazretleri,
kibar ve sevimli bir zâttır.
Halk “Efendi Baba” der
ona.
O vakit bir kadın kötü
yola düşer.
Sonra pişman olup
evine çekilir.
Günahlarına ağlar,
sızlar!
Ancak onu rahat
bırakmazlar.
Tekrar kötü yola
çekmek için baskı yaparlar.
Kadın çaresizdir.
Sığınır Hasan Sezâi
dergâhına.
Odasında ibadetle
meşgul olur.
Ama fitneciler boş
durmazlar.
Hasan Sezâi
hazretlerine çirkin iftiralarda bulunurlar.
Daha da ileri
giderler.
Dergâh kapısına bir (geyik
boynuzu) asarlar.
Büyük Velî, kırılır
bunlara.
O incinir incinmez,
bir (uyuz) illeti çıkar Edirne’de.
Hastalık, herkese
gelmez.
Sırf iftiracılara
musallat olur.
Gün boyu kaşınıp
dururlar.
Büyük Velî, yine acır
bunlara.
Tebdîl-i kıyâfetle
çıkar evden.
Girer bir kahvehaneye.
“Bu illetin ilacı
Hasan Sezâi’dedir. Siz ona gidin!” der.
Ertesi gün akın akın
gelirler.
Dergâh, ana-baba
günüdür.
Büyük Velî, kapıya
astıkları o geyik boynuzundan kazıyıp birer parça (toz) verir bunu yapanlara.
O toz, şifa olur onlara.
Ondan süren kurtulur
bu dertten.
Fitneciler insafa
gelir.
Toplanıp huzuruna
giderler.
Talebesi olmakla şereflenirler.