Sağ elin verdiğini sol el bilmemeli!..
15/10/2020 Perşembe Köşe yazarı V.T
Peygamber Efendimiz; “Başa kakanın sadakasını Allah kabul etmez” buyurdu.
Halîlzade Mekkî Mehmed Efendi, Seksendokuzuncu Osmanlı Şeyhülislâmıdır.
1126 (m. 1714)’de Mekke-i mükerremede doğdu. 1212 (m. 1797)’de İstanbul’da
vefât etti. Bir dersinde buyurdu ki:
Allahü teâlâ Bekâra sûresi 271. âyetinde meâlen; “Eğer sadakaları
gizler de, onları gizli olarak fakirlere verirseniz, bu sizin için daha
hayırlıdır ve günahlarınızdan bir kısmını örter” buyuruyor. Peygamber
Efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem) bir hadîs-i şerîfte; “Üç şey
iyilik hazînelerindendir. Bunlardan birisi de, verdiği sadakayı
gizlemektir” buyurdu. Yine buyuruyor ki: “Allahü teâlânın rahmet
gölgesinden başka bir gölgenin bulunmadığı kıyâmet gününde, yedi kimseyi Allahü
teâlâ rahmetinde gölgelendirecektir. Bunlardan birisi de sağ eli ile verdiği
sadakayı, sol elinin haberi olmayacak şekilde gizliliğe dikkat edendir.”
Büyüklerimiz sadakayı gizli vermekte o kadar titiz ve dikkatli hareket
ettiler ki, bazısı bir âmânın avcuna koydu, bazısı da fakirin
eline başkası vasıtasıyla ulaştırdı. Böylece, kendilerinin bilinmesini
istemiyorlardı... Bütün bunlar, Allahü teâlânın gazâbını söndürmek, riya
ve şöhretten uzak kalabilmek içindi. Fakat açıktan vermek, başkasının da
kendisine uyarak vermesine sebep olacaksa veya isteyen kimse herkesin yanında
isterse, o zaman açıktan verilebilir. Çünkü Allahü teâlâ Kur’ân-ı kerîmde
meâlen; “Gerçekten Allahın kitabını okuyanlar, namazı gereği üzere
kılanlar, kendilerine rızık olarak verdiğimiz şeylerden gizli ve aşikâr
harcayanlar, asla ziyan etmeyecek bir
ticâret (sevap) umabilirler” buyurdu (Fâtır-29)
Kişi; verdiği sadakayı, verdiği kimsenin başına kakarak ve ona eziyet
ederek, sadakasını ifsâd etmemesi lâzımdır. Allahü teâlâ Kur’ân-ı kerîmde
meâlen; “Ey îmân edenler, sadakalarınızı, insanlara gösteriş için malını
harcayan, Allaha ve âhıret gününe inanmayan kimse gibi, başa kakmak ve eziyet
etmek sûretiyle boşa çıkarmayın...” buyuruyor (Bekâra-264)
Peygamber Efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem) ise, bir hadîs-i
şerîfte; “Başa kakanın sadakasını Allah kabul etmez” buyurdu.
Kişi, vereceği kimseleri iyi seçmelidir, önce, dünyâya önem vermeyen takvâ sahibi kimseleri aramalıdır. Takvâ sahibi kimse, aldığı zekâtı ve sadakayı, takvâsına yardımcı olacak şekilde kullanır. Böylece o sadakayı veren kimse de, onun yapmış olduğu tâata ortak olur. Sonra, ilim sahiplerini aramalıdır.