Günahtan sonra hemen tövbe etmek farzdır...
29/04/2023 Cumartesi Köşe yazarı V.T
Muhammed bin Hüseyin Mahallî hazretleri Tasavvuf, hadîs, Şâfiî mezhebi fıkıh âlimi, vâiz ve hatîbdir. 1159 (H.554) yılında Mısır'da Cevcer'de doğdu. Zamanında Mısır'ın üç büyük fıkıh âliminden ders aldı. Tâcüddîn Hamevî'nin sohbetinde kemâle geldi. Câmi-i Atîk ve Câmi-i Amr ibni Âs'ta hatîblik yapar, tâliblerine usûl ve fıkıh dersleri verirdi. Şâfiî mezhebine göre fetvâ verirdi. 1235 (H.633) yılında vefât etti. Bir dersinde şunları anlattı:
Günahtan sonra hemen tövbe etmek farzdır. Tövbeyi geciktirmek
de, büyük günahtır. Bunun için de, ayrıca tövbe etmek lâzımdır. Farzı
yapmamanın günahı ancak kaza etmekle affolur. Her günahın affı için, kalb ile
tövbe etmek ve dil ile istigfâr etmek ve beden ile kaza etmek lâzımdır. Yüz
kere tesbîh etmek, yâni (Sübhânallah-il-azîm ve bi-hamdihi) demek ve sadaka
vermek ve bir gün oruç tutmak, çok iyi olur.
Nûr sûresinin otuzbirinci âyetinde meâlen, (Ey müminler! Allaha
tevbe ediniz!) buyuruldu. Tahrîm sûresinde, sekizinci âyet-i kerimesinde
meâlen, (Allaha tevbe-i nasûh yapınız!) buyuruldu. Nasûh kelimesine yirmiüç
mâna verilmiştir. Bunlardan en meşhûru, pişman olup, dili ile istigfâr etmek ve
bir daha işlememeye karar vermektir...
Bekara sûresinde ikiyüzyirmiikinci âyetinde meâlen, (Allahü
teâlâ, tövbe edenleri sever) buyuruldu. Hadis-i şerifte, (En iyiniz, günahtan
sonra hemen tövbe edeninizdir) buyuruldu. Günahların en büyüğü, küfürdür ve
münâfıklıktır ve irtidâddır.
Erkek veya kadın, bir Müslüman, âlimlerin söz birliği ile küfre sebep olacağını bildirdikleri bir sözün veya işin küfre sebep olduğunu bilerek, amden [yâni tehdîd edilmeden, istekle] veya başkalarını güldürmek için söyler, yaparsa, mânasını düşünmese dahî, îmanı gider. (Mürted) olur. Buna (Küfr-i inâdî) denir. Eğer bunun küfre sebep olduğunu bilmeyip, amden söyler, yaparsa, yine mürted olur. Buna (Küfr-i cehlî) denir. Çünkü, her Müslümanın, bilmesi lâzım olan şeyleri öğrenmesi farzdır. Bilmemesi özür değil, büyük günahtır. Küfr-i inâdî ve küfr-i cehlî ile mürted olanın, nikâhı bozulur. Zevcesinden vekâlet alarak, iki şâhit yanında veya câmide cemaat ile (Tecdîd-i nikâh) yapması lâzım olur. Küfre sebep olan sözü, hatâ ederek [yâni amden olmayıp, yanılarak] veya tevilli olarak veya ikrâh [tehdîd] edilerek söylerse, mürted olmaz ve nikâhı bozulmaz. Câmilere giden Müslümanın, küfr-i inâdî ve küfr-i cehlî ile mürted olması düşünülemez.