Dünya ve âhirette mesut olmak...
18/07/2022 Pazartesi Köşe yazarı R.A
Peygamberlerin
hepsinin hedefi, insanların dünyâda huzûr ve sükûn içerisinde yaşamaları,
âhirette de ebedî saâdete kavuşmalarıdır.
Allahü teâlâ, bizleri
yoktan var etmiş, eşref-i mahlûkât (yaratılmışların en şereflisi) kılmış,
yeryüzünde bulunan her şeyi bizim hizmetimize vermiştir.
O, bunların
karşılığında, insanların kendisini tanımalarını, îmân etmelerini,
verdiği nimetlere şükretmelerini, ibâdet etmelerini, kendi aralarında kardeşçe
yaşamalarını, birbirlerine yardımcı olmalarını istemiştir.
Cenâb-ı Hak, bütün
Peygamberleri vâsıtasıyla, onlara saâdet yollarını göstermiş, iyi ve
güzel, kötü ve çirkin her şeyi öğretmiştir. Bu “Peygamber”leriyle,
insanların dünyâda ve âhirette râhat etmeleri, huzûr içerisinde, iyi bir
şekilde yaşamaları için, emirlerini ve yasaklarını, yanî neleri yapmaları ve
nelerden sakınmaları lâzım olduğunu açıklamıştır.
Bu Peygamberlerin
hepsinin hedefi, insanların dünyâda huzûr ve sükûn içerisinde
yaşamaları, âhirette de ebedî saâdete kavuşmalarıdır.
Peygamberlerin
vârisleri olan İslâm âlimleri ve Evliyâ-yı kirâm da, hep gıdâ gibi, bütün
insanlara lâzım olan iyi fertler, âileler ve cemiyetler teşkîl etmek için
uğraşmışlardır.
Dünyâdaki bütün insanlar
mes’ût olmak isterler. Fakat mes’ût olan pek azdır, çünkü saâdetin ne olduğunu
bilen azdır. Saâdet denilince yalnız dünyâdaki râhatlık hâtıra
gelmemelidir. Asıl saâdet, ebedî olan âhiret saâdetidir. Âhiret
saâdetine kavuşabilmek için de, Allahü teâlânın ve son Peygamberinin emirlerine
uymak yegâne çâredir; bundan başka çâre yoktur.
İNSAN İÇİN 3 TÜRLÜ
HAYÂT VARDIR
İnsan için 3
türlü hayât vardır: Dünyâ hayâtı, kabir hayâtı
ve âhıret hayâtı. Dünyâ hayâtının bazı safhaları vardır: Anne
karnındaki hayât (9 ay 10 gün), çocukluk ve gençlik devresi (0-30 yaş arası),
yetişkinlik ve olgunluk dönemi (30-50 yaş arası), ihtiyârlık / yaşlılık dönemi
(50-70 arası) ve nihâyet 70’ten sonrası da pîr-i fânîlik dönemi.
Sevgili
Peygamberimiz, “Ümmetimin ömürleri, 60 ilâ 70 arasındadır; bunu
geçenler azdır” buyurmuştur. Önceki ümmetlerin ömürleri bir haylî
uzunmuş. Meselâ Hazret-i Âdem (aleyhis-selâm) 2000 sene, Hazret-i Şît
(aleyhis-selâm) 1000 sene, Hazret-i Nûh (aleyhis-selâm) 1000 sene
yaşamışlardır. Âhır zamanda, insanların hem boyları, hem de yaşları kısaltılmış
bulunmaktadır.
Dünyâda, beden rûh ile
birliktedir. İnsana hayât / canlılık veren rûhtur. Rûh bedenden
ayrılınca insan ölür; kabir hayâtı başlar. Kabir hayâtında his vardır,
ama hareket yoktur. Kıyâmette bir beden yaratılıp, rûh ile bu beden birlikte
Cennette veya Cehennemde sonsuz yaşacaklardır.
İnsanın dünyâda ve âhırette mes’ûd olması için, Müslümân olması lâzımdır. Dünyâda mes’ûd olmak, râhat yaşamak demektir. Âhırette mes’ûd olmak, Cennete gitmek demektir. Allahü teâlâ, kullarına çok acıdığı için, onlara, mes’ûd olmak yolunu, Peygamberleri ve kitapları vâsıtasıyla bildirmiştir. [Yarın inşâallah, bu önemli konuya devâm edelim.]