"İnsanların hep iyi taraflarını gör, günahlarını araştırma!"
19/11/2024 Salı Köşe yazarı V.T
"Yol ikidir:
Ciddiyet, sıkıntıya tahammül. Bir de haddi aşmamak ve beklemektir."
Ukayl el-Münbecî
hazretleri evliyânın büyüklerindendir. Suriye’de Münbec’de yaşadı. Büyük bir
zât olan Ukayl hazretlerinin davranış ve konuşmaları hikmetli idi. Bir gün,
Şeyh Mesleme hazretlerinin talebelerinden birkaçı ile birlikte Fırat Nehri
kenarına geldiler. Her biri seccâdesini su üzerine sererek, oturup karşıya
geçtiler. Ukayl el-Münbecî de seccâdesini serdi. Üzerine oturmasıyla suya battı
ve bir müddet sonra karşı kıyıdan çıktı. Fakat üzerinde en küçük bir yaşlık
görülmedi. Talebeleri, bu durumu gidip hocaları Şeyh Mesleme hazretlerine arz
edince; "O, rahmet deryâsına dalanlardan biridir" buyurdu. Bu sebeple
ona "Gavvâs" dendi.
Hikmetli sözleri
çoktur. Kendisine "Mârifet nedir?" denildi. O; "Mârifet odur ki,
ona kavuşmakla Allahü teâlâ her şeyden üstün tutulur" buyurdu. "Bir
kimse kendisi için üstünlük iddiâ eder veya söz söylemekte ileri giderse, o
mârifet sâhibi olamaz ve Allahü teâlâyı tanıyamaz" buyurdu. Sık sık Allahü
teâlâdan korkmanın ehemmiyetini bildirirdi. Bu sebeple; "Allahü teâlâdan
korkmak, her işin başıdır. Fakat bu herkeste başkadır" buyurdu. Hikmetli
nasîhatlerinden bâzıları da şunlardır:
"Yol ikidir:
Ciddiyet, sıkıntıya tahammül. Bir de haddi aşmamak ve beklemektir."
"İnsanların iyi
taraflarını görmeli, günahlarını araştırmamalıdır."
"İddiâcı, her
şeyde kendini ileri sürer ve gösterir. Böyle kişilerden sakınmak
lâzımdır."
"Nefsinin arzu ve
istekleriyle mücâdele eden kimse, Allahü teâlâya karşı irfân sâhibi olur. Kalben,
halktan kurtulursan, Allahü teâlâyı tevhîd etmiş, bir olduğunu yakîn olarak
anlamış olursun."
Ukayl hazretleri, bir gün Münbec'de bir dağ kenarındaydı. Yanında da sâlih,
temiz kimselerden müteşekkil bir topluluk vardı. Bunlardan biri, "Sâdık
bir kul olmanın alâmeti nedir?" diye sordu. Ukayl el-Münbecî de;
"Sâdık bir kul, bu dağa hareket et dese, hareket eder" buyurdu. O
esnâda dağ sallanmaya başladı. Yine oradakilerden biri; "Tasarruf sâhibi
olmanın alâmeti nedir?" diye sorunca; "Karadaki hayvanlar, denizdeki
balıklar toplansınlar dese, derhal toplanırlar" buyurdu. Daha sözünü
bitirmeden dağdan hayvanlar inmeye başladı. Balıkçılar da, Fırat'ın çeşit çeşit
balıkla dolduğunu haber verdiler. Onlardan biri tekrar; "Zamânın en üstünü
olmanın alâmeti nedir?" diye sordu. Ukayl hazretleri buna da;
"Ayağını şu kayaya vursa, pınarlar fışkırır" der demez, oradaki
kayadan sular fışkırdı ve sonra tekrar eski hâline döndü.