Allahü teâlâ, tövbe eden kullarını çok sever...
20/10/2022 Perşembe Köşe yazarı S.A
Cenab-ı Hakk'ın rahmetinden ümit
kesmemelidir. Günâhımız ne kadar çok olsa da O'nun rahmetine nisbeten hiçtir...
Hepimiz
bilerek veya bilmeyerek yüzlerce hata yapıyor ve günâh işliyoruz. Doğrusu,
önemli olan hata ve günâhlarımızı affettirmek ve günâhlardan arınmış olarak
ölüm döşeğine uzanmaktır... Rabbimiz, bizi çok sevdiği için günâhlarımızı
affetmek için bazı imkânlar yaratmıştır. Bunları değerlendirirsek hiç günâh
işlememiş oluruz. Bunların birincisi; tövbe etmektir.
Tövbe
etmek için birine müracaat etmek, birilerinden yardım beklemek gerekmez. Kul
yaptığı kusurları itirâf edip pişman olursa, bunda da samimi olursa ve bir daha
yapmamaya azmederse günâhları affolunur.
Rabbimiz,
El-Bekara Suresi 222. âyet-i kerimesinde meâlen: "Muhakkak Allah çok tövbe edenleri ve
temizlenenleri sever" buyuruyor.
Hadis-i
şerifte de şöyle buyurulur: "Tövbe eden, Allahü teâlânın sevgilisidir.
Tövbe eden kullarını çok sever."
Günahlar
dört kısma ayrılır:
1- İtikâtta (inançta)
olan günâhlar: Bunlardan tövbe edilir. Pişman olunur, ayrıca tecdidi iman ve
tecdidi nikâh (imanını ve nikâhını tazelemesi) gerekir.
2- İbadetlerini
yapmadığı, kazaya bıraktığı için işlediği günâhlar. Bunların da kazası
yapılmalı, kazaya bırakıldığı için de tövbe etmelidir.
3- İçinde kul
hakkının bulunduğu günâhlar. Meselâ: Birinin malını yemişiz, birini gıybet
etmişiz, birine hased etmişiz gibi. Bunları dinimiz haram kıldığı için bunları
yaptıysak tövbe edeceğiz, ayrıca sahibinden de helâllik dileyeceğiz. Yoksa
Rabbimiz bizi affetse bile hak sahibi affetmeyebilir.
4- Kul ile Rabbi
arasında olan günâhlardır. Bunlardan da tövbenin şartları yerine getirilecek
tövbe edilmelidir.
Tövbeyi
geciktirmek büyük günâhtır. Hemen peşinden tövbe etmeliyiz. Öldürücü bir zehiri
yiyen, onu hemen kusarak çıkarmaya çalışmalıdır, yoksa büyük sıkıntılarla
karşılaşır. Hadis-i şerifte buyuruldu ki: "Cehennem halkının azabının çoğu tövbeyi
geciktirenlerindir."
Günâhlar
iki türlüdür. Birincisi Kebâir (Büyük günâhlar) ikincisi segâir (küçük
günahlar). Bazı hâllerde küçük olanlar da büyür, yani kebâir olur. Günâhın
küçüklüğüne değil, kime karşı işlendiğine bakmalıdır. Hadis-i Şerifte
buyuruluyor: "Mümin günâhını başı üstünde asılı olan büyük
bir taş gibi görür, her an üzerine düşüp ezebilir korkusu ile yaşar. Münafık
ise, burnuna konmuş bir sinek gibi görür, bir fiske ile uçurabilir
zanneder."
Cenab-ı Hakk'ın rahmetinden ümit kesmemelidir. Günâhımız ne kadar çok olsa da O'nun rahmetine nisbeten hiçtir. Yeter ki, O'na samimi bir tarzda iltica edelim...