Nefs, dâima Allah'a isyan etmek ister!
17/04/2021 Cumartesi Köşe yazarı V.T
İnsanın nefsi, kendisinin saadete kavuşmasına mâni olan bir düşmandır.
Burhânüddîn İbrâhîm Kerekî hazretleri Hanefî fıkıh âlimidir. 835 (m.
1432)’de Kahire'de doğdu. İbn-i Hacer Askalânî, İbnü'l-Hümâm, Şemseddin Sehâvî
gibi birçok âlimden ders ve icazet alarak müderrislik ve İbn-i Tolun Camii'nde
imamlık görevine getirildi. 922 (m. 1516)’da vefat etti. Derslerinde şöyle
anlattı:
İnsanın nefsi, kendisinin saadete kavuşmasına mâni olan bir düşmandır.
İnsanların yaşaması, üremesi ve dünyâ için çalışmaları için yaratılan nefsin
azgınlıklarını, taşkınlıklarını frenlemeleri, ona hâkim olup zararlarını
önlemeleri için, insanlarda akıl da yaratılmıştır.
Akıl, iyiyi, kötüyü inceleyerek, ikisini birbirinden ayıran bir kuvvettir.
Allahü teâlâ, ayrıca peygamberler göndererek, nefsin bütün arzularının kötü
olduğunu bildirdi. İnsanların rahat etmeleri için lâzım olan emir ve yasaklar
da gönderdi, insanın aklı, nefsinin isteklerinin zararlı olduklarını anlayıp
peygamberlere ve onların vârisleri olan âlimlere uymak lâzım olduğunu kalbe
bildirir, kalb de bunu dinlerse, insan saadete kavuşur, insanın his ve hareket
organları kalbine tâbidir. Kalb, aklı dinleyip, peygamberlere uyunca, hep
kötülüğü isteyen nefs, insanların sonsuz saadete kavuşmalarına mâni olamaz.
Nefs, kendine has kötü ahlâk ve sıfatı ile kaldığı müddetçe, insanın bütün
hareketleri, onun bu ihtarına, ikâzına tâbi olur. Bu da iki şekilde ortaya
çıkar. İnsanın yaptıkları, ya halk için veya nefsin rahatı için olur. Kulun yaptığı
ibâdet veya herhangi bir hareket, insanların görüp beğenmesi, takdîr edilmesi
düşüncesi ile olursa şirktir, Allahtan başkasına tapınmak olur. Nefsin rahatı
için olursa, bu da nefsin hevasına, isteklerine, lezzetlerine tâbi olmaktır.
Bunun kötü olduğu, âyet-i kerîmelerde açıkça bildirilmiştir.
Nefsin arzularının insanı Allah yolundan saptırıcı olduğu Kur’ân-ı kerîmde haber verilmiştir. Çünkü nefs, dâima Allahü teâlâyı inkâr, O’na inat, isyan etmek ister. Her işte nefsin arzularına uymak, nefse tapınmak olur. Nefsine uyan, küfre veya bid’at sahibi olmaya, yahut haram işlemeye başlar. Nefsin sevdiği, istediği şeylere “Hevâ” denir. Nefs yaratılışta kötülükleri, zararlı şeyleri sevici ve isteyicidir. İnsanı haramlara sürüklemek sûretiyle; elemlere, dertlere, hastalıklara sebep olur. Böyle insan hep, midesini, zevkini düşünür. Hasis ve rezîl olur.