Peygamberlere çeşitli mucizeler verilmiştir...
21/10/2022 Cuma Köşe yazarı V.T
Allahü teâlâ, her asırda en az bir kişiyi
Peygamber olarak göndermiş, ona çeşitli mucizeler vermiştir.
Kâdı Ebû Bekr Bâkıllânî hazretleri meşhur
kelâm ve fıkıh âlimlerinden ve tasavvuf büyüklerindendir. Basra’da doğdu.
Zamânında Basra'da bulunan meşhûr âlimlerden ders aldı. Bilhassa kelâm ilmini
Ebü'l-Hasan Eş'arî hazretlerinin talebelerinden olan Ebü'l-Hasan el-Bâhilî'den
öğrendi.1013 (H.403) senesinde Bağdât'ta vefât etti. Bâkıllânî, İmâm-ı Eş'arî
hazretlerinin talebeleri zincirinden olup, kelâm ilminde önemli bir yeri
vardır. Bu sebeple kendisine hicrî dördüncü asrın müceddidi denilmiştir. Çok
kitap yazdı. “İ'câz-ül-Kur'ân” isimli eserinde şöyle anlatır:
Kur’ân-ı kerimde insanların söyleyemeyeceği
şeyler pek çoktur. Birkaçı şöyledir:
İcaz ve belagat: Yani az söz ile pürüzsüz ve
kusursuz olarak, çok şey anlatmaktır. Bütün şairler, edebiyatçılar, Kur’ân-ı kerimin
nazmında ve manasında âciz ve hayran kalmışlar, bir âyetin benzerini
söyleyememişlerdir. İcazı ve belagati insan sözüne benzemez. Yani, bir kelimesi
çıkarılsa veya bir kelime eklense, lafzındaki ve manasındaki güzellik bozulur.
Bir kelimesinin yerine koymak için, başka kelime arayan bulamamıştır.
Âyetler, yani sözler ve cümleler, Arapların
sözlerine ve şiirlerine hiç benzemez. Kur’ân-ı kerimin yanında onların sözleri,
cam parçalarının elmasa benzemesi gibidir. Geçmiş insanların bilinmeyen
hallerinden birçok şey Kur’ân-ı kerimde bildirilmektedir. İleride olacak
şeyleri bildirmektedir. Çoğu meydana çıkmış ve çıkmaktadır. Mesela, Rum
sûresinin 3. âyetinde mealen, (Rumlar, en yakın bir yerde mağlup oldu.
Hâlbuki onlar, bu mağlubiyetten sonra birkaç yıl içinde galip
gelecektir) buyuruldu. Bu âyet, Rum Kayseri Heraklius’un İran
Şahı Husrev Perviz’e galip geleceğini önceden haber verdi. Aynen vaki
oldu.
Allahü teâlâ, her asırda en az bir kişiyi Peygamber olarak göndermiş, ona çeşitli mucizeler vermiştir. Mesela, Hazret-i Musa zamanında sihir, büyücülük çok ilerlemişti. Hazret-i Musa âsâsını yere koyup büyük bir ejderha olmuş, sihirbazların ellerindeki aletleri, ipleri yutmuştur... Hazret-i İsa zamanında tıp çok ileri idi. Hazret-i İsa mucize olarak, körleri iyi etmiş, ölüleri diriltmiştir... Bizim Peygamberimizin zamanında ise, edebî söz ve yazı sanatı çok ileriydi. Yarışmada birinci olan şiir, yazı ve konuşmalar Kâbe duvarına asılırdı. Kur’ân-ı kerim gelince bunlar indirilip yerine, gelen âyetler kondu. İnatçı kâfirler hariç herkes Kur’ân-ı kerimin Allah’ın kelamı olduğuna inandı.