"Böyle yapmakla eline ne geçecek?"
29/07/2022 Cuma Köşe yazarı A.U
Mevlânâ hazretleri zamanında
bir âlim vardır ki, bu büyük velînin kıymetini bilmez.
Onu sevmez.
Bir gün bâzı âlimler
bir evde toplanırlar.
Aralarında bu âlim de
vardır.
O, bunu fırsat bilir.
Mevlânâ aleyhinde
sözler söyler.
Hattâ daha ileri
gidip;
“O geldiğinde, her ne
derse, ben tersini söyleyeceğim” der.
Âlimler şaşırırlar!
Bu sözü beğenmezler.
Sadreddîn-i Konevî;
“O, Allahın sevgili
kuludur. Böyle yapmakla eline ne geçecek? Eden, kendine eder” diyerek îkaz eder.
Ama adam inatçıdır.
“Bu dediğimi
yapacağım” der.
O esnâda kapı açılır.
Hazret-i Mevlânâ içeri
girer.
Ve o âlime dönüp;
“Lâ ilâhe illallah
Muhammedün Resûlullah!” der.
Ve ekler:
“Haydi, tersini
söyle!”
Adam hayrette kalır!
Ne diyeceğini şaşırır!
Tersini söylese küfre
girecektir.
Mahçup olur, utanır!
İşte o zaman Mevlânâyı
iyi tanır.
Yapacağı tek şey
vardır artık.
Elini öpüp affını
diler.
Dahası, hizmetine
girer.
Onun himmetiyle tasavvuf yolunda hızla ilerler...