"Ölüm, gelmeden görünmez, gelince de aman vermez!.."
30/01/2023 Pazartesi Köşe yazarı V.T
"Ölüm nice anaların
yavrusunu almış, nice babaların boynunu bükmüş, nice yavruları anasız, babasız
koymuştur."
Derviş Hacı Gâziantep velîlerindendir. Doğum ve vefât târihleri
belli değildir. İlk zamanlarında halk arasında tanınmayan garip, fakir biri
idi. Her sabah Arasta civârındaki fırının önünde durup, fırıncı kendisine ne
verirse alır, evine gidip Allahü teâlâya ibâdet ederdi. Bir gün Derviş Hacı
yine fırının önüne gidip ateşin yanmasını beklediği sırada, fırıncı kendisini
kovaladı. Fakat bütün gücü ile çalıştığı hâlde, akşama kadar fırını
kızdıramadı...
Derviş Hacı'ya karşı yaptığı yanlış hareket yüzünden bunların
başına geldiğini anladı ve hemen onun yanına gitti. Meseleyi olduğu gibi
anlattı. Af dileyip yalvararak bir kere fırına gelip, nazar etmesini, yoksa
perişan olacağını söyledi. Bunun üzerine Derviş Hacı; "Peki oğlum, biraz
bekle, vasiyetimi yazayım çünkü sırrım açığa çıktı. Artık bizim için yaşamak
olmaz" dedi...
Fırıncı sevinerek oradan ayrıldı. Biraz sonra Derviş Hacı
fırının önüne geldi. Odunlara doğru bir nazar edip oradan ayrıldı. Fırın
yanmaya, fırıncı da ekmek çıkarmaya başladı. Bu durumu öğrenen halk, Derviş
Hacı'nın büyüklüğünü anlayarak, ilminden istifâde etmek için akın akın ona
koştular. Dergâhında insanlara doğru yolu anlattı. Bu olaydan sonra fazla
yaşamayan Derviş Hacı kısa bir süre sonra vefât etti...
Derviş Hacı buyururdu ki: "Âhiret seferi uzak seferdir.
Yollarında nice korkular vardır. Fakat bu dünyâ fânidir. Bâki olan ancak Allahü
teâlâdır. Bunun böyle olduğuna yüz yirmi dört binden ziyâde peygamberin ölümü
şâhittir. Herkes onların gittiği yola gidecektir. Allahü teâlânın buyruğu
böyledir. Zamânı gelince can emânetini geri vermek zarûridir. Ah edip döğünmek,
ağlamak, çırpınmak nâfiledir. İnsan Allah tarafından çağrılınca dil dolaşır,
gözlerin önündeki gaflet perdeleri açılır, gidilecek yol görünür. Artık yerlere
yüz süre süre gitmekten başka çâre yoktur."
"Ölüm bilinmeyen bir şeydir. Gelmeden görünmez, gelince de aman vermez. Ölüm seferine çıkanın bir daha geri dönmesine imkân yoktur. Bu yalan dünyâ nice defâlar dolup boşalmıştır. Ölüm nice anaların yavrusunu almış, nice babaların boynunu bükmüş, nice yavruları anasız, babasız koymuştur. Herkes birbirinin öldüğünü, gül benzinin kara toprakta solduğunu görür. Bununla berâber dünyâya bağlanmaktan vazgeçmez, dünyâ derdini çeker, dünyâ işine dalar. Fakat nihâyet yaptığını bırakıp gider. Böyle olduğu hâlde kimse aklını başına toplayıp yalancı dünyânın hâlini anlayamamakta ve bu yolculuğa hazırlanmamaktadır."