Meal okuyorum, ancak kafayı üşütmek üzereyim. Fâsık, kâfir demek midir?

Fâsık ve günah

CEVAP
Fâsık, kâfir demek değildir. Okuduğunuz Kur'an tercümeleri ile dini doğru öğrenmeniz mümkün olmaz. Birçok kelime, her ilimde, ayrı manada kullanılır. Mesela, zalim kelimesi tefsir ilminde, kâfir demektir. Fıkıh ilminde, başkasının hakkına saldıran kimseye denir. O halde, bir ilme ait bir kitabı okuyup anlayabilmek için, önce kelimelerin bu ilimdeki özel manalarını bilmek gerekir. İşte, birkaç sene Arabi öğrenenlerin ve eline bir cep lügati alıp da, Kur'an-ı kerimi ve hadis-i şerifleri tercümeye kalkışan türedilerin, para kazanmak için yaptıkları tercüme ve tefsirler, bozuk ve zararlı olmaktadır. Mealden tefsirden din öğrenilmez. 

Tevbe edip bir daha günah işlemeyen hemen fâsıklıktan kurtulur. Cenab-ı Hak, tevbe edilen her günahı affeder. Bir kâfir, küfrüne tevbe ederse, mümin olur, bütün günahları affolur. Bir mümin de her çeşit günahı işlese, hatta Allah’a şirk koşsa, sonra pişman olup tevbe etse, Allahü teâlâ yine affeder. Kur'an-ı kerimde mealen buyuruldu ki: 
(De ki, ey çok günah işlemekle haddi aşan kullarım, Allah’ın rahmetinden [bizi affetmez diye] ümidinizi kesmeyin! Çünkü Allah, [iman ehlinin] bütün günahlarını hiç şüphesiz affeder. Elbette O, sonsuz mağfiret ve nihayetsiz merhamet sahibidir.) [Zümer 53]

Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Tevbe eden, günah işlememiş gibi olur.) [İbni Mace]

(Allah’ın Rab, benim de Peygamber olduğuma yakînen inanana, Cehennem haram olur.)
 [Hakim]

(Hak teâlâ, 
"Günahını affımdan büyük görene şiddetli gazap ederim" buyurdu.) [Deylemi]

(Allah’ın rahmetinden ümit kesmeyen fâsık, Allah’ın rahmetinden ümit kesen abidden, rahmete daha yakındır.) 
[Hakim]

(Mümin, Allah’ın azabını bilseydi, Cenneti ümit etmezdi. Kâfir de Allah’ın rahmetini bilseydi, Cennetten ümidini kesmezdi.) 
[Müslim] 
[Allah’ın rahmeti bu kadar bol iken Onun rahmetinden hiç ümit kesilir mi?]

(Allahü teâlâ, hiç kimsenin hatırına gelmeyen bir mağfiretle, günahkâr müslümanları affeder.) 
[Beyheki]

(Allahü teâlâ buyurdu ki,
 "Ey kulum, af dilersen, günahlarının çokluğuna bakmadan affederim. Günahların bulutlara kadar yükselse de affederim. Yer dolusu günahla gelsen, yer dolusu mağfiretle karşılarım. Yeter ki iman ile gel!") [Tirmizi]