İnsanlık hâli bir günah işleyince ne yapmak gerekir?
Tevbe etmenin önemi
CEVAP
Günah işleyince, hemen [kalb ile] tevbe ve [dil ile] istigfar etmelidir! Kalbe
gelen her sıkıntı ve karartı; tevbe, istigfar ve pişmanlık ile ve Allahü
teâlâya sığınarak kolayca giderilebilir. Fakat, bu alçak dünya için gelen
karartı, leke, kalbi büsbütün karartır. Bunu temizlemek çok güç olur. (Dünyaya
düşkün olmak, günahların başıdır) hadis-i şerifi bunu göstermektedir.
(Beyheki)
İmam-ı Rabbanî hazretleri buyuruyor ki: Hazret-i Ali buyuruyor ki: Ebu Bekr
“radıyallahü anh” doğru sözlüdür. Ondan işittim ki, Resulullah “sallallahü
aleyhi ve sellem” (Günah işleyen biri, pişman olur, abdest alıp namaz
kılar ve günahı için istigfar ederse, Allahü teâlâ, o günahı elbette affeder.
Çünkü Allahü teâlâ, Nisa sûresi yüz onuncu âyetinde, “Biri günah işler veya
kendine zulmeder, sonra pişman olup, Allahü teâlâya istigfar ederse, Allahü
teâlâyı çok merhametli ve af ve mağfiret edici bulur” buyurmaktadır)dedi.
(2/66)
M.Masum-i Faruki hazretleri buyuruyor ki:
Dertlerin, belaların gitmesi için, istigfar okumak çok faydalıdır. Çok tecrübe
edilmiştir. Beyheki'nin bildirdiği hadis-i şerifte, (İstigfara devam
edeni, çok okuyanı, Allahü teâlâ, dertlerden, sıkıntılardan kurtarır. Onu, hiç
ummadığı yerden rızıklandırır) buyuruldu. (c.2, m.80)
İstigfar, insanı her murada, afiyete kavuşturur. Şifa için; tevbe etmeli,
istigfarı çok okumalı. Bütün dertlere, sıkıntılara karşı faydalıdır. Çünkü
Allahü teâlâ, istigfar okuyanların imdadına yetişir. (Hud 52, Fevâid-i
Osmaniyye)
İstigfar, günahın affını istemek, Estagfirullah demektir. Estagfirullah,
günahlarımı affet Allah’ım, demektir. İstigfar etmek, günahların affına sebep
olan iyilikleri yapmaktır. Mesela Kur'an-ı kerim okumak, sadaka vermek ve diğer
hayır hasenatta bulunmaktır. Tevbe, haram işledikten sonra, pişman olup, Allahü
teâlâdan korkmak, bir daha yapmamaya azmetmek, karar vermektir.
Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Tevbe, günahtan sonra o günahı bir daha yapmamaktır.) [İ. Ahmed]
(Sükutu tefekkür, bakışı ibret olup çok istigfar eden kurtuldu.) [Deylemi]
(Rızka kavuşan çok hamd etsin! Rızkı azalan istigfar etsin!) [Hatib]
(Günahınız çok olup göklere ulaşsa, tevbe edince, Allahü teâlâ tevbenizi
kabul eder.) [İbni Mace]
(Günah kalbde bir iz bırakır, tevbe ve istigfar edilince, o leke kaybolur,
kalb cilalanır.) [Tirmizi]
Günahtan hemen sonra tevbe etmek farzdır. Tevbeyi geciktirmek de büyük
günahtır. Bunun için de, ayrıca tevbe etmek lazımdır.
Hazret-i Huzeyfe, çoluk çocuğunu geçindirmekte çok sıkıntı çekiyordu. Hâlini
arz edince, Peygamber efendimiz buyurdu ki:
(Ey Huzeyfe, neden istigfar etmiyorsun? Ben günde yüz defa istigfar ederim.) [Nesai]
Hasan-ı Basri hazretlerine biri kıtlıktan şikayet etti. Başka biri fakirlikten,
diğer biri de çocuğunun olmadığından şikayette bulundu. Hepsine de istigfar
etmesini tavsiye etti. Daha başka insanlar da çeşitli konularda sual ettiler.
Onlara da istigfar etmelerini tavsiye etti. Sebebini sorduklarında, Nuh suresi
10,11 ve 12. âyet-i kerimelerini okudu. Nasr suresinde Allahü teâlânın
tevbeleri kabul edeceği bildirilmektedir. Şartlarına uygun yapılan tevbeyi
muhakkak kabul eder.
Sıkıntıdan kurtulmak için
Belalardan, sıkıntılardan kurtulmak için, istigfar okumak çok faydalıdır. Her
zaman yüz defa (Estağfirullâhel'azim ellezi lâ ilâhe illâ hüvel hayyel
kayyume ve etubü ileyh) demeli ve manasını düşünerek söylemelidir!
Manası, (Kendisinden başka ilah bulunmayan hay, kayyum ve azim olan
Allah’a istigfar eder ve günahlarıma pişman olup Ona sığınırım) demektir.
[Azim, zatı ve sıfatları kemalde, yani büyüklükte benzeri olmayan
demektir.
Hay, ezeli ve ebedi bir hayatla diri olan,
Kayyum, zatı ile kâim olan, yarattığı her şeyi varlıkta durduran
demektir.]
Yukarıda bildirilen istigfarı ikindi namazından, tesbihlerden ve duadan sonra
yüz defa okumalıdır! Ehl-i sünnet itikadında olmak, kul haklarını ve kazaya kalan
farzlarını ödemek ve haramlardan vazgeçmek şartı ile Cuma günü sabah namazından
önce, yukarıdaki istigfarı okuyanın bütün günahları affolur. Hadis-i şeriflerde
buyuruldu ki:
(Kıyamette, amel defterinde çok istigfar bulunanlara, müjdeler olsun!) [Beyheki]
(İstigfara devam eden, her türlü sıkıntı ve üzüntüden uzaklaşır, geçim
darlığından kurtulur, ferahlığa çıkar, ummadığı yerden rızka kavuşur.) [Nesai]
(Derdiniz, günahlardır, devası da istigfardır.) [Hakim]
(Kalblerin cilası istigfardır.) [Beyheki]
Allahü teâlâ buyuruyor ki:
(İstigfar edeni affederim. Kendisini affetmeye kadir olduğumu bilenin
günahlarını affederim.) [Tirmizi]
Sual: Bazen kadınlarla toplanıyoruz. Çeşitli dedikodular ediliyor,
en azından boş şeyler konuşuluyor. Bu günahlardan kurtulmak için bir dua var
mıdır?
CEVAP
Yapılan günahlar için tevbe-istigfar etmek gerekir. Hak sahipleri ile de
helalleşmek gerekir. Ayrıca Allahü teâlâyı anmalıdır. Hadis-i şerifte buyuruldu
ki:
(Bir yerde toplanıp lüzumsuz şeyler konuşanlar, kalkarken, "Sübhanekallahümme
ve bihamdike eşhedü en la ilahe illa ente estağfiruke ve etubü ileyke" okurlarsa,
orada işledikleri günahlar affolur.) [Tirmizi]
İyi amelin önemi
Sual: Büyük günah işleyen kimse, tevbeden başka ne yapması gerekir?
CEVAP
İyi amel işlemesi gerekir. Kur'an-ı kerimde mealen buyuruldu ki:
(Biz iyi amellerde bulunanların mükafatlarını elbette zayi etmeyiz.) [Kehf
30]
(Allah ihsan edenleri sever.) [Al-i İmran 134]
(Asra yemin olsun ki, insanlar ziyandadır; ancak iman edip salih amel
işleyenler müstesnadır.) [Asr 1-3]
Görüldüğü gibi imanlı olmak şartı ile iyi amelin önemi çok büyüktür. Günah
işleyen kimse tevbe etmeli, iyi amellerde bulunmalıdır! Bilhassa yakın
ana-babaya ve yakın akrabaya iyilik etmenin sevabı daha büyüktür. Bir kimse
sual etti:
- Ya Resulallah, büyük bir günah işledim. Tevbem kabul olur mu, ne yapmam
gerekir?
Peygamber efendimiz buyurdu ki:
- Annen var mı?
- Hayır yok.
- Teyzen var mı?
- Evet var.
- Öyle ise ona iyilik et! (Tirmizi)
Hep istigfar etmeli
Sual: Tevbe edilip bir daha işlenmeyen bir günah için, hatırlayınca
yine tevbe etmek gerekir mi?
CEVAP
Evet, her hatırlayışta tevbe istigfar etmeli ki pişman olduğumuz belli
olmalıdır.
İşlerin dağınık olması
Sual: İşlerimizin dağınık olması, çeşitli düşüncelere yol açıyor,
sıkıntı veriyor, ibadetlerimizi etkiliyor. Ne yapmalıdır?
CEVAP
İmam-ı Rabbânî hazretleri buyuruyor ki:
Günlük işlerin bozuk ve dağınık olması, kalbin de dağılmasına yol açar. Kalbe
gelen üzüntü ve kuruntuyu gidermek için tevbe ve istigfar okumalıdır! (2/32)
Demek ki, imkân nispetinde dünya işlerini düzeltmek, dağınıklıktan kurtulmak ve
bu gafletten dolayı istigfara devam etmek gerekiyor. İstigfar, birçok derdin
devasıdır.
Her zaman istiğfara devam etmeli
Sual: Teheccüd vaktinde ve diğer zamanlarda, vakti müsait olan bir kimsenin
ne ile, hangi ibadetlerle ve dualarla meşgul olması daha faydalıdır?
Cevap: Teheccüd vaktinde ve diğer zamanlarda tövbe, istiğfar etmek,
Allahü teâlâya yalvarmak, günahlarını düşünmek, ayıplarını, kusurlarını
hatırlamak, kıyametteki azapları düşünüp korkmak, Cehennemin sonsuz acılarından
titremek lazımdır. Af ve mağfiret için çok yalvarmalıdır. Teheccüd vaktinde ve
her zaman yüz kere (Estagfirullahel’azîm ellezî lâ ilâhe illâ hüv el
hayyel kayyûme ve etûbü ileyh) demeli ve manasını düşünerek
söylemelidir. Bu istiğfar duasını, ikindi namazından, tesbihlerden ve duadan
sonra da yüz defa okumalıdır. Abdestsiz okunabilir. Hadis-i şerifte, (Kıyamette
sayfasında çok istiğfar bulunanlara müjdeler olsun!) buyuruldu.
Muhammed Masum hazretleri buyuruyor ki:
“Belalardan, sıkıntılardan kurtulmak için istiğfar okumak çok faydalıdır ve
tecrübe edilmiştir. Ölümden başka her dertten kurtarır. Eceli gelenin de
ağrısız, sıkıntısız ölümüne yardım eder. Her sıkıntıdan kurtaracağı ve rızkı arttıracağı
hadis-i şerifte bildirildi.”
İstiğfarı ve bütün duaları manalarını düşünmeden, temiz
kalble söylenmezse, yalnız ağız ile söylenirse hiç faydası olmaz. Ağız ile üç
kere söyleyince temiz kalb de söylemeye başlar. Günah işlemekle kararmış olan
kalbin söylemesi için ağız ile çok söylemek lâzımdır. Namaz kılmayanın ve haram
lokma yiyenin kalbi simsiyah olur. Böyle kalblerin de söylemeye başlaması için
ağız ile en az yetmiş kere söylemelidir.
Allahü teâlâ intikam alabilir
Sual: Allahü teâlâ, işlenen günahlar sebebi ile, kullarından intikam
alabilir mi ve almış mıdır?
Cevap: Tebe edilmeyen herhangi bir günahtan Allahü teâlâ intikam
alabilir. Çünkü Allahü teâlânın gadabı, günahlar içinde saklıdır. Allahü teâlâ
pek kuvvetli, herkese galip ve intikam alıcıdır. Yüz bin sene ibadet eden
makbul bir kulunu, bir günah için, sonsuz olarak reddedebilir ve hiçbir şeyden
çekinmez. Bunu Kur’ân-ı kerim bildiriyor ve iki yüz bin sene itaat eden
iblisin, şeytanın, kibredip, secde etmediği için, ebedi melun olduğunu, haber
veriyor. Yeryüzünde halifesi olan, Âdem aleyhisselamın oğlunu, bir adam
öldürdüğü için, ebedi tard eyledi. Musa aleyhisselam zamanında, Bel'am bin
Bâûrâ, İsm-i a'zamı biliyordu, her duası kabul olurdu. İlmi ve ibadeti, o
derecede idi ki, sözlerini yazıp istifade etmek için, iki bin kişi hokka, kalem
ile yanında bulunurdu. Bu Bel'am, Allahü teâlânın bir haramına, az bir
meylettiği için, imansız gitti. (Onun gibiler köpek gibidir) diye
dillerde kaldı.
Karun, Musa aleyhisselamın akrabası idi. Musa aleyhisselam
buna hayır dua edip ve kimya ilmi öğretip, o kadar zengin olmuştu ki, yalnız
hazinelerinin anahtarlarını kırk katır taşırdı. Zekat vermediği için, bütün
malı ile birlikte, yer altına sokuldu.
Salebe, sahabe arasında çok zahid ve çok ibadet ederdi. Bir
kere sözünde durmadığı için, sahabilik şerefine kavuşamadı, imansız gitti.
Peygamber efendimize onun için dua etmemesi emrolundu. Allahü teâlâ, nice
kimselerden, bir günah sebebi ile, böyle intikam almıştır. O hâlde, her müminin
günah işlemekten çok korkması, bir günah işlediğinde tevbe, istiğfar etmesi,
yalvarması lazımdır.