Mucize ve kerameti inkâr eden kâfir olmaz mı?

Mucize ve Keramet haktır

CEVAP
Mucizeyi de kerameti de yaratan Allah’tır. Bunu inkâr eden kâfir olur.
Mucize, peygamber olduğunu söyleyen kimsenin, doğru söylediğini bildiren şeydir. 

Mucizeyi Allahü teâlâ yaratmaktadır. Her şeyi Allahü teâlâ yaratmaktadır. Allahü teâlâdan başka yaratıcı yoktur. Şu kadar ki, bu dünyanın ve dünya işlerinin düzgün olması için, Allahü teâlâ, her şeyin yaratılmasını sebeplere bağlamıştır. Bir şeyin yaratılmasını isteyen kimse, o şeyin sebebini kullanır. Sebeplerin çoğu, düşünmekle, tecrübe ile, hesapla bulunacak şeylerdir. Bir şeyin sebebi yapılınca, Allahü teâlâ, o şeyi, dilerse yaratır. Mucize ve keramet böyle değildir. Allahü teâlâ bunları sebepsiz olarak, harika olarak yaratır. Sebebe yapışmak, Allahü teâlânın âdetine uymaktır. Allahü teâlânın sebepsiz yaratması, âdetin haricine çıkmak olur, harika olur. 

Mucize, yalnız Peygamberde hasıl olur. Başkasında hasıl olmaz. Herhangi bir kimseyi övmek için (Mucize yaptı) demek, (Mucize olarak kurtuldu) demek, Onun Peygamber olduğunu söylemek olur. Bunda niyete bakılmaz söze bakılır. Herhangi bir kimseye peygamber demek küfür olur. Söyleyenin imanı gider. Allahü teâlâdan başkasına yaratıcı demek, (falanca yarattı) demek de böyledir. Müslümanlar, böyle tehlikeli şeyler söylememelidir.

İnsanların bütün işleri, âdet-i ilâhiyye içinde meydana gelir. Allahü teâlâ, âdetini bozarak, sebepsiz şeyler de yaratır. Bunlar Peygamberlerden meydana gelirse Mucize, evliyadan meydana gelirse Keramet, diğer müminlerden meydana gelirse Firaset,fâsıklardan meydana gelirse İstidrac, kâfirlerden zuhur ederse Sihirdenir. 

Kur’an-ı kerim ve Harikalar
Her müslümanın Kur’an-ı kerime inanması şarttır. Bir âyetinden bile şüphe eden müslüman olamaz. Kur’an-ı kerimde birçok mucize ve keramet bildirilmiştir. Mesela:
Hazret-i Davud’un elinde demir, hamur gibi yumuşardı. (Sebe 10)

Cinler, kuşlar ve rüzgar Hazret-i Süleyman’ın emrinde idi. Erimiş bakır sel gibi aktı. (Sebe 12, Neml 17)

Dağlar ve kuşlar Hazret-i Davud’a boyun eğdi. (Enbiya 79)

Hazret-i İbrahim’i ateş yakmadı. (Enbiya 69)

Hazret-i İbrahim’in kestiği dört kuş dirildi. (Bekara 260)

Hazret-i Yunus’u balık yuttuğu halde, zarar gelmeden kurtuldu. (Saffat 139-145)

Firavun, Hazret-i Musa’ya, (Peygamberlik sözünde doğru isen haydi bir mucize göster) demişti. Hazret-i Musa da, asasını yere bırakınca, hemen bir ejderha oluverdi. (Araf 106)

Hazret-i Musa’nın asası yılan olup, sihirbazların sihrini bozarak, gösterdikleri şeyleri yuttu (Taha 69[Kâfirlerin sihir ile harika şeyler yaptığı bu âyetten de anlaşılmaktadır.]

Hazret-i İsa beşikte iken konuştu. Elindeki çamurdan şekle üfleyince, canlı kuş oldu. Körleri iyi etti. Ölüleri diriltti. (Maide 110, A. İmran 49)

Hazret-i Zekeriya, Hazret-i Meryem’in yanında yazın kış, kışın ise yaz meyveleri görürdü. (A.İmran 37)

Hazret-i Süleyman’ın veziri Asaf, iki aylık mesafedeki Belkıs’ın tahtını, göz açıp kapayıncaya kadar getirdi. Hazret-i Süleyman, (Bu Rabbimin bir lütfudur) dedi. (Neml 40) [Hazret-i Süleyman’ın veziri peygamber olmadığı halde, bu kerameti göstermiştir.] 

Eshab-ı kehf, yiyip içmeden, 309 yıl uykuda kaldıktan sonra uyanmışlardır. Kur’an-ı kerimde bu olay için, (İşte bu, Allah’ın âyetlerinden [kudretini gösteren delillerden biri]dir) buyuruldu. (Kehf 17)

Hazret-i Hızır’ın harikası, sepetteki pişmiş ölü balık canlandı. (Kehf 63) [Bazı âlimlere göre Hazret-i Hızır, nebi değil velidir. Veli ise, gösterdiği harikalar mucize değil keramettir.]

Ay ikiye ayrılınca, kâfirler, Resulullah için (Bize sihir yaptı) dediler. (Kamer 1,2)

Resulullah, Mescid-i Aksaya ve bilinmeyen yerlere bir anda gidip geldi. Mirac hadisesi. (İsra 1)

Mucizeler de Allah tarafından meydana gelir, fakat kâfirler inanmaz. (Enam 25, 109)

Peygamberlerin, elinde meydana gelen mucizelerin yaratıcısı da Allahü teâlâdır. (Hazret-i İsa, ölüleri diriltirdi) demekle ona yaratıcılık vasfı verilmiş olmuyor. Yine Allah yaratıyor. Nitekim, Allahü teâlâ, peygamberlerine verdiği mucizeleri bildirdikten sonra (Bunları yapan biziz) buyuruyor. (Enbiya 79)

Cin suresinin son âyetlerinin tefsirinde (Allahü teâlâ bazı gaibleri, gizli sırları peygamberlerine bildirir, onların gaibden haber vermeleri mucizedir) buyuruluyor. (Medarik) 

Hazret-i Ali anlatır: 
Resulullah efendimizle gezerken rastladığımız her ağaç ve her taş, (Esselamü aleyke ya Resulallah) derdi. (Tirmizi)

Bir köylü, yakaladığı keleri Peygamber efendimize göstererek, (Bu hayvan senin peygamberliğini tasdik etmedikçe, inanmam) dedi. Keler de, şehadet etti. (Beyheki)

Birçok deve ve geyik konuşup Peygamberimizi tasdik etmiştir. (Nesai)

Bir çoban, bir kurdun konuştuğunu duyunca hayret etti. Kurt, çobana, (Ey çoban, Muhammed aleyhisselam hak peygamberdir) dedi. Çoban, Resulullahın huzuruna gelip, kurdun söylediklerini anlatınca, (Kurt doğru söyledi, hayvanların konuşması kıyamet alametidir) buyurdu. (Taberani)

Resulullahın gelecekten haber veren çok mucizesi vardır. Mesela halife olacak zatlara, (Emir olunca şöyle yap) ve (Benden sonra, Ebu Bekir’e ve Ömer’e uyun) buyurmuştur. (Tirmizi)

Abdülgani Nablüsi 
hazretleri buyurdu ki: 
(Evliyalığı inkâr etmek, dinin bir hükmünü inkâr etmek gibi küfürdür. Evliya ve Peygamber, ne kadar yüksek olursa olsun kuldur. Hârika, keramet hasıl olmasında, kulların hiç tesiri yoktur. Her şeyi yalnız Allahü teâlâ yaratmaktadır. Ancak Allahü teâlâ, Peygamberlerini ve evliyasını başka kullarından üstün tutmuş, başkalarına vermediği keramet ve mucize gibi harikaları, nimetleri bu zatlara ihsan etmiştir.) (Hadika)

Not: 
Geniş bilgi için Vehhabilik maddesinde, (Mucize ve Keramet haktır) kısmına bakınız.