Peygamberimizin ırkı ne idi?
Peygamber efendimizin ırkı
CEVAP
Sevgili Peygamberimiz Muhammed aleyhisselam, Araptır. Arap, güzel demektir.
Mesela, lisan-ı Arap, güzel dil demektir. Coğrafyada Arap demek, Arabistan
yarımadasında doğup büyüyen ve onların kanından olan kimse demektir. Peygamber
efendimizin akrabasını, Arapları sevmek ve saymak ibadettir. Onları her
Müslüman sever. Anadolu’ya misafir gelen esmer fellahlar ve zenciler; saygı
gösterilsin diye kendilerini, Arap diye tanıttırmış, Anadolu’nun temiz, saf
Müslümanları da Araba olan hürmetlerinden dolayı, bunları sevmişlerdir. Çünkü,
dinimizde siyah beyaz ayrımı yoktur.
Siyah bir Müslüman beyaz bir kâfirden çok üstün, çok daha kıymetlidir. Siyah
olmak, imanın şerefini azaltmaz. Resulullah efendimizin çok sevdiği Hazret-i Üsame
ve Bilâl-i Habeşi hazretleri siyah idi. Ebu Leheb ve Ebu Cehil kâfirleri beyaz
idi. Allahü teâlâ insanın rengine değil, iman ve takvasına kıymet vermektedir.
Siyahların, esmerlerin kendilerini Arap olarak tanıtmaları, İslam düşmanlarının
işlerine yaradı. Bu düşmanlar, siyah insanları, aşağı ve iğrenç olarak
tanıttılar, köle olarak kullandılar. Arabı siyah olarak tanıtmaya, böylece
Müslümanları Peygamber efendimizden soğutmaya uğraştılar. Siyah resimlere, kara
köpeklere, resmin negatif filmine Arap dediler. Arap saçı, Arap sabunu, kara
Fatma böceği gibi uydurma isimlerle Arap milletini kötülediler. Aşağıda
Peygamber efendimizi öven hadis-i şerifler ayrıca Arap milletinin de
üstünlüğünü göstermektedir.
(Allahü teâlâ, beni insanların en iyilerinden vücuda getirdi.) [Tirmizi]
(Her asırdaki insanların en iyilerinden dünyaya getirildim.) [Buhari]
(Allahü teâlâ, İsmail aleyhisselamın soyundan Kureyşi seçti, Kureyşten de,
Haşimoğullarını sevdi. Onlardan da, beni süzüp seçti.) [Müslim]
(Ensarı müminden başkası sevmez, münafıktan başkası da buğzetmez.) [Buhari]
Şimdi gerçek Arap çok azalmıştır. Çoğu Asya’ya cihada gitmiş, bir daha
dönmemiştir. Arap bu kadar övüldüğü halde, ırkçılık yapanlarının Cehenneme
gideceği de bildirildi. Bir hadis-i şerifte, (Arap, ırkçılık yüzünden
sorgusuz sualsiz Cehenneme atılır) buyuruldu. (Ebu Ya’la)
Kâfir olan bir Arap, Müslüman Fransızdan üstün olamaz. Böyle bir ırkçılık
dinimize aykırıdır. Dinimizde ırkçılık yoktur. Kur'an-ı kerimde mealen
buyuruluyor ki:
(Ey insanlar, sizi, bir erkekle bir kadından yarattık. Birbirinizle
tanışmanız için milletlere ve kabilelere ayırdık. Allah indinde en üstününüz,
takvada en ileri olanınızdır.) [Hucurat- 13]
Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Rabbiniz bir olduğu gibi, babalarınız, dininiz ve Peygamberiniz de birdir.
Arabın Aceme, [Arap olmayana] Acemin Araba üstünlüğü olmadığı gibi,
kırmızının karaya, karanın kırmızıya üstünlüğü yoktur. Hiçbir milletin diğerine
üstünlüğü yoktur. Üstünlük ancak takva iledir.) [İbni Neccar]
(Allahü teâlâ, cahiliyet övünmelerini sizden kaldırdı. Hepiniz Âdem
aleyhisselamın evlatlarısınız. Âdem ise topraktan yaratılmıştır.) [Tirmizi]
(Irkçılık yapan, ırkçılık için savaşan ve ırkçılık uğrunda ölen, bizden
değildir.) [Ebu Davud]
Arap milletinin üstünlüğü
Sual: Dinimizde ırkçılık yoktur. Ancak, genelde bir millet diğer
milletlerden üstün olamaz mı?
CEVAP
Elbette olur. Genelde bazı milletler cömert, bazıları cimri olur, bazıları
yiğit bazıları korkak olur. Bazıları çalışkan, bazıları tembel, bazıları
kavgacı, bazıları uysal olur. Ama bir millet toptan hep böyle olmaz. Bir
babanın bile iki evladı olsa biri iyi, öteki kötü olabilir. Âdem aleyhisselamın
oğlunun biri çok uysal bir mümin idi, öteki ise zalim bir kâfir idi. Resulullah
efendimizin amcasının biri mümin, öteki kızıl kâfir idi. Buna rağmen Arap
milleti genelde üstün vasıflara haizdir. Bu soylu Arap milletinin Arabistan’da
kalmadığı din kitaplarında yazılıdır. Seadet-i Ebediyye kitabında
diyor ki:
(Bugün, Arabistan’da, Mekke-i mükerreme ve Medine-i münevverede bulunanlar,
asırlar boyunca, Afrika’dan, Asya’dan ve diğer yerlerden gelip yerleşen
yabancıların soyundandır. Sultan ikinci Abdülhamid hanın amirallerinden Eyyub
Sabri paşa, beş ciltlik Türkçe (Mirat-ül-Haremeyn) kitabında, koca Mekke
şehrinde, iki Arap evinin kalmış olduğunu yazmaktadır. Bugün ise hiç yoktur.)
Arap, kelime olarak güzel demektir. Zenciler ve fellahlar Arap değildir.
Müslüman olan Araplar hakkında bir çok hadis-i şerif vardır. Bazılarının
mealleri şöyledir:
(Allahü teâlâ, insanlar içinden seçtiklerini Arabistan’da yerleştirdi. Bu
seçilmişlerden de, beni seçti. O halde, Arabistan’da bana bağlı olan
Müslümanları seven, benim için sever. Onlara düşmanlık eden, bana düşmanlık
etmiş olur.)[Taberani]
(Şu üç sebepten dolayı Arabı sevin: Ben Arabım. Kur’an Arapçadır ve Cennet
ehlinin lisanı da Arapçadır.) [Taberani, Hâkim, İbni Asakir,
Abdürrazzak]
(Fakirleri sevin ve onlarla oturup kalkın. Müslüman Arabı da kalbden sevin.) [Hâkim]
(Arabı ve onların bekasını da sevin. Çünkü onların bekası İslam’da nurdur.
Son bulmaları ise İslam’da zulmettir.) [Ebuşşeyh]
(Ebu Bekri ve Ömer’i sevmek sünnet, buğz etmek küfürdür. Ensarı sevmek
imandandır, buğz etmek küfürdür. Müslüman Arabı sevmek de imandandır, buğz
etmek küfürdür.) [İ.Neccâr]
(Arabı sevmek iman alameti, buğz ise münafıklık alametidir.)[Hâkim,
Beyheki, Dare Kutni]
(Kureyş’i sevin. Çünkü Allahü teâlâ, onları sevenleri sever.) [Taberani]
(Arab, yeryüzünde Allahü teâlânın nurudur. Onların yok olması zulmettir.
Onlar yok olunca, nur gider, zulmet gelir.) [Hâkim]
(Dört kabilesi hariç, Arabın hepsi İbrahim oğlu İsmail evladıdır.) [İ.Asakir]
(İnsanların iyisi Arap, Arabın iyisi Kureyş, Kureyş’in iyisi Beni Haşim’dir.
Acemin iyisi Fars, Sudanlının iyisi Nube, malın hayırlısı mehirdir.) [Deylemi]
(Ehli beytimin, Ensarın ve Arabın hakkını tanımayan, ya münafık, veya veledi
zina, yahut haram karışmıştır.) [Beyheki, İ.Adiy, El Baverdi]
(Arabın helak olması kıyamet alametidir.) [Tirmizi, Taberani]
(Bana buğz eden dinden ayrılır. Müslüman Araba buğz eden bana
buğz etmiş olur.) [Tirmizi, Taberani, İ.Ahmed, Beyheki, Ebu Ya'la,
Hâkim]
Arap Yahudi kardeşliği
Sual: Araplarla Yahudilerin aynı ırktan geldikleri doğru mudur?
CEVAP
Evet, doğrudur. İbrahim aleyhisselam, hanımı Sare (Sara)
validemiz, 70 yaşına geldiği halde çocuk sahibi olamayınca, Hacer isminde
bir cariye ile evlendi. Bundan İsmail aleyhisselam doğdu. Sare
validemiz de, Allahü teâlâya kendisine de bir çocuk vermesi için dua etti.
Allahü teâlâ, ona da bir çocuk ihsan etti. Bu da, İshak aleyhisselam
idi. İsmail aleyhisselam Arapların, İshak aleyhisselam da İbranilerin ceddi
oldu. Yani, Araplarla İbraniler [Yahudiler], aynı babadan; fakat ayrı analardan
gelme kardeş oluyorlar. İbrahim aleyhisselam ise, Muhammed aleyhisselamın
dedelerindendir. Bütün ırklar ise, Âdem aleyhisselama varmadan, Nuh
aleyhisselamda birleşiyor.
Resûlullah Efendimiz, neseben üstündür
Sual: Peygamber Efendimiz, nesep, soy itibarıyla da, diğer insanlardan üstün
olarak mı yaratılmıştı?
Cevap: Peygamber Efendimizin ve bütün peygamberlerin babalarının ve
analarının hiçbiri kâfir, aşağı kimseler değildi. Bununla ilgili Buhârîdeki bir
hadîs-i şerifte, Peygamber Efendimiz buyurdu ki:
(Her asırda, her zamanda yaşayan insanların en iyilerinden, seçilmişlerinden
dünyaya getirildim.) Müslimdeki hadîs-i şerifte;
(Allahü teâlâ, İsmail aleyhisselam evladından, Kinâne ismindeki kimseyi ve
onun sülalesinden, Kureyş ismindeki zatı beğendi, seçti. Kureyş evladından da,
Hâşimoğullarını sevdi. Onlardan da, beni süzüp seçti) buyuruldu.
İmâm-ı Tirmizînin bildirdiği hadîs-i şerifte;
(Allahü teâlâ, insanları yarattı. Beni insanların en iyi kısmından vücuda
getirdi. Sonra, bu kısımlarından en iyisini Arabistan’da yetiştirdi. Beni
bunlardan vücuda getirdi. Sonra evlerden, ailelerden en iyilerini seçip, beni
bunlardan meydana getirdi. O hâlde, benim ruhum ve cesedim, mahlukların en
iyisidir. Benim silsilem, ecdadım en iyi insanlardır) buyurulmuştur.
Abdullah bin Abbâs hazretlerinin bildirdiği hadîs-i şerifte;
(Benim dedelerimin hiçbiri zina yapmadı. Allahü teâlâ, beni, iyi babalardan,
temiz analardan getirdi. Dedelerimden birinin iki oğlu olsaydı, ben bunların en
hayırlısında, en iyisinde bulunurdum) buyuruldu.
Şevâhid-ün-Nübüvve’de buyuruluyor ki:
“Muhammed aleyhisselâmın zerresini taşıdığı için, Âdem aleyhisselâmın
alnında nur parlıyordu. Bu zerre, hazret-i Havva’ya ve ondan da, Şit
aleyhisselâma geçti.
Âdem aleyhisselam, vefat edeceği zaman, oğlu Şit
aleyhisselama dedi ki:
“Yavrum! Bu alnında parlayan nur, Son Peygamber olan Muhammed aleyhisselamın
nurudur. Bu nuru, mümin, temiz ve afif hanımlara teslim et ve oğluna da böyle
vasiyet et!”
Muhammed aleyhisselama gelinceye kadar, bütün babalar,
oğullarına böyle vasiyet etti. Hepsi, bu vasiyeti yerine getirip, en asil kız
ile evlendi. Nur, temiz alınlardan, temiz kadınlardan geçerek, sahibine
yetişti.
Kısas-ı enbiyâda diyor ki:
“Resûlullah Efendimizin dedelerinden birinin iki oğlu olsa, yahut bir kabile
iki kola ayrılsa, Peygamber efendimizin soyu, en şerefli ve hayırlı olan
tarafta bulunurdu. Her asırda, onun dedesi olan zat, yüzündeki nurdan belli
olurdu. İsmail aleyhisselamın alnında da bu nur vardı. Bu nur ona babasından
kalmış, bundan da evlatlarına geçerek, Meadd ve Nizar’a gelmişti. Nizar dünyaya
gelince, babası Meadd, oğlunun alnındaki nûru görüp sevinmiş, büyük ziyâfet
vermiş ve (Böyle oğul için bu kadar ziyâfet az bir şeydir) demekle, oğlunun adı
Nizar kalmıştı. Bu nur, Muhammed aleyhisselâmın nûru idi. Bu nur, Âdem
aleyhisselamdan beri, evlattan evlada geçerek, asıl sahibi olan Resûlullah
Efendimize gelmiştir.”
Sual: Araplarla Yahudiler, nesep, soy olarak aynı kökten
mi gelmektedirler?
Cevap: İbrahim aleyhisselam iki defa evlenmiştir. İlk hanımı
hazret-i Sare veya Sara’dır. Bu hanımı, 70 yaşına geldiği hâlde çocuğu
olmamıştı. Bunun üzerine İbrahim aleyhisselam, hazret-i Hacer ile evlendi ve
bundan İsmail aleyhisselam doğdu. Hazret-i Sare de, Allahü teâlâya kendisine
bir çocuk vermesi için dua etti. Allahü teâlâ, ona da bir çocuk ihsan etti ki,
bu da İshak aleyhisselam idi. İsmail aleyhisselam Arapların, İshak aleyhisselam
da İbranilerin, Yahudilerin ceddi, atası oldu. Yani Araplarla İbraniler, soy
olarak aynı babadan, fakat ayrı analardan gelmektedirler.