“Kapıdaki âşığı içeri al!”
03/10/2020 Cumartesi Köşe yazarı A.U
Hindistan’da yetişen velîlerden Emîr Hüsrev Dehlevî hazretleri
çocukken, babası elinden tutup, Hâce Nizâmeddîn hazretlerine
götürdü bir gün.
Tam dergâh önüne geldiler.
Emîr Hüsrev, babasına;
“Babacığım siz girin” dedi.
Ve şu beytleri okudu.
Hem de yanık çocuk sesiyle:
Âşık Hüsrev, kapınızdadır.
İçeri girmesine izin var mıdır?
İzniniz olursa, girer içeri.
Yoksa ağlayarak dönecek geri.
Nizâmeddîn Evliyâ, bunu işitti.
Ve çok duygulandı.
Hizmetçisine buyurdu ki:
“Kapıdaki âşığı içeri al!”
Koşup, kapıyı açtı hizmetçi.
Emîr Hüsrev, edeple içeri girdi.
Büyük velînin elini öptü.
Edeple oturdu huzûrunda.
O gün, o kapıdan böyle girdi.
Kısa zamanda evliyâ olarak çıktı...
● ● ●
Bir gün bu zâta sordular ki:
"İbâdetlerin en üstünü nedir?"
Cevâbında;
"En mühim ibâdet; bütün ibâdetleri kendinde toplayan ve insanı Allahü
teâlâya en çok yaklaştıran, namazdır" buyurdu.
● ● ●
Bir gün de buyurdu ki:
“Namazı doğru kılmakla şereflenen bir kimse, çirkin şeyler yapmaktan korunmuş olur. Çünkü âyet-i kerîmede meâlen; (Doğru kılınan bir namaz, insanı kötülüklerden uzaklaştırır) buyuruldu.”