Okul yaptırmak, kitap bastırmak...
14/05/2023 Pazar Köşe yazarı O.Ü
Sual: Okul, minare
yapmak, kitap bastırmak, Eshâb-ı kiram döneminde yoktu. Bunlara fıkıh
kitaplarında, müstehab ve vacib olan bidat-i hasene denmektedir. Peki Eshâb-ı
kiram bunları niçin yapmadılar?
Cevap: Bunların bir
kısmına onların ihtiyaçları yoktu. Mesela, mektep yapmadılar, kitap yazmaya
ihtiyaçları yoktu. Çünkü, âlimler, müctehidler çoktu. Herkes sorup, kolayca
öğrenirdi. Paraları, malları da, büyük binalar, minareler yapacak kadar çok
değildi. En mühim sebep de, onlar daha mühim işleri yaptılar. Bunları yapmaya
vakitleri olmadı. Gece gündüz gayr-i müslimlere, İslam dininin yayılmasına mâni
olan devletlerle, diktatörlerle harb ettiler. Paralarının, mallarının hepsini
bu cihatlara sarf ettiler. Memleketler, şehirler fethederek, milyonlarca insanı
zalim devletlerin pençesinden kurtarıp, Müslüman yapmakla dünya ve ahiret
saadetine kavuşturdular. İslam nizamını, İslam ahlakını, Allahın kullarına
ulaştırdılar. Başka şeyler yapmaya vakitleri olmadı. Resulullah efendimiz;
(Bir kimse, İslamda
sünnet-i hasene yaparsa, bunun sevabına ve bunu yapanların sevaplarına kavuşur.
Bir kimse İslamda bir bidat-i seyyie çığrı açarsa, bunun günahı ve bunu
yapanların günahları kendisine verilir) buyurdu.
Bidat-i hasenelerin
hepsi, bu hadis-i şerifteki bidat-i haseneye dâhildirler. Bir sünnet yapana,
yani bir çığır açana, bunu kıyamete kadar yapanların sevaplarının verilmesi, bunu
başkalarının da yapmaları için niyet etmesine bağlıdır. Bunun gibi, imam
başkalarına imam olmaya niyet etmezse, yalnız kılmanın veya bunun yirmiyedi
katının sevabına kavuşur.
Cemaatin sevapları
toplamına da kavuşması için, imam olmaya niyet etmesi lazımdır.
Bidat-i seyyie
işlemenin zararı, sünneti, hatta vacibi terk etmenin zararından daha çoktur.
Yani bir şeyi yapmak sünnet mi, bidat mi şüpheli olsa, bu şeyi yapmamak
lazımdır.
Sual: Camiye gitmeyip,
evinde ailesi ile cemaat yapan kimse de cemaat sevabına kavuşur mu?
Cevap: Uyûn-ül-besâir
kitabında deniyor ki:
“Özürlü olmadığı hâlde camiye gitmeyip, evinde ailesi ile cemaat yapan kimse, camideki cemaatin sevabına kavuşamaz. Yani, camiye mahsûs olan, fazla sevaba kavuşamaz. Yoksa, evde cemaat ile kılınca da, cemaat sevabına, yani yirmiyedi kat sevaba kavuşur.”