Haramdan gelen paranın zekâtı
06/01/2020 Pazartesi Köşe yazarı O.Ü
Bir kimse, haram yoldan gelmiş olan zekât malını, nisaba katamaz.
Sual: Bir kimsenin, haram yoldan gelen parası olsa ve bu kimse zengin de
olsa, haram yoldan gelen paranın da zekâtını verir mi?
Cevap: Haram yoldan gelmiş olan zekât malını, kendi helal zekât malı ile
karıştırmamış ise, bunu nisaba katmaz. Çünkü, kendi mülkü değildir. Sahiplerine
veya sahiplerinin vârislerine geri vermesi, sahipleri bilinmiyorsa, fakirlere
sadaka vermesi farzdır. Karıştırmış ise, eğer birbirinden ayırabilirse, yine
böyledir. Birbirinden ayıramaz ise, sahiplerini biliyorsa, kendi helal zekât
malı ile öder. Sahiplerini buluncaya kadar, bu zekât malını saklar. Bunun ve
tam mülkü olmadığı için, karışımın zekâtlarını vermez.
***
Sual: İstiğfar nedir ve istiğfar okuyan kimse, isteklerine kavuşur mu?
Cevap: İstiğfar okumak, dertlere, sıkıntılara mâni olan sebeplere
kavuşturur. İstiğfar okumak; “Estağfirullah min külli mâ kerihallah” veya
kısaca; “Estağfirullah” okumaktır.
***
Sual: Zengin olan bir Müslüman, zekât için malının kırkta birini ayırmadan
veya fakire verirken niyet etmeden, çokça para, mal verse zekât vermiş olur mu?
Cevap: Bir kimse, zekât niyeti ile kırkta bir ayırmadan veya verirken niyet
etmeden, fakirlere milyonlarla lira dağıtsa, zekât vermiş olmaz. Çünkü,
ayırırken veya kendi vekiline veya fakire veya fakirin vekiline verirken niyet
etmesi farzdır.
***
Sual: Din kitaplarında geçen ihtiyaç eşyası ne demektir ve neler ihtiyaç
eşyasının içine girmektedir?
Cevap: İhtiyaç eşyası, insanı ölümden koruyan şeylerdir. Bunların birincisi
nafakadır. Nafaka da üçtür: Yiyecek, giyecek ve evdir. Yiyecek deyince, mutfak eşyası
da anlaşılır. Ev demek, ev eşyası da demektir. Binek hayvanı veya arabası,
silahları, sanat aletleri ve lüzumlu kitapları da ihtiyaç eşyası sayılır.
***
Sual: Senetli veya şahitli alacakların da zekâtını vermek gerekir mi?
Cevap: Senetli veya iki şahitli olan yahut itiraf olunan alacaklar, iflas
edende ve fakirde de olsa, nisaba katılır. Ele geçince, geçmiş yılların zekâtı
da verilir.
***
Sual: Namaz kılmayı vazife bilmeyenin imanı gider mi?
Cevap: Dürr-ül-müntekâda buyuruluyor ki:
“Namazı vazife tanımayan, farz olduğuna inanmıyan kâfir olur. Mürted ve
kâfir memleketinde imana gelenler, namazın farz olduğunu işitinceye kadar,
kılmadıkları namazları kaza etmez.”