"Bu altınları fakirlere versin!”
13/07/2022 Çarşamba Köşe yazarı A.U
Edirne'de iki büyük
zât vardır.
Hasan Sezâi ve Enis
Dede.
Edirne Vâlisi, bir
memuruna iki kese altın verip der ki:
“Birini Enis
Dede'ye götür, öbürünü Hasan Sezâi Efendi'ye.”
Memur, altınları alır.
Önce Enis Dede’ye
varır.
Altınları takdim edip;
“Bunu Vâlimiz
gönderdi” der.
Ama o, altınları almaz
ve;
“Vâliye selâm söyle,
bunları fakirlere versin” buyurur.
Memur 'Peki' der,
ayrılır.
Hasan Sezâi dergâhına
varır.
Bu zât da Vâlinin
adamına;
“Biz de seni
bekliyorduk. Ver şu altınları da esnafa olan borçlarımızı ödeyelim” der.
Memur geri döner.
Ve bu olanları Vâli’ye
anlatır.
Vâli bunu öğrenip
merak eder.
Önce Enis Dede’ye
gidip sorar:
“Efendim, gönderdiğim
altınları almamışsınız. Ama Hasan Sezâi almış. Acabâ sebep nedir?”
Enis Dede Vâli’ye
dönüp;
“O, bir bahr-i
ummândır ki, az necasetle kirlenmez” buyurur.
Vâli ayrılıp Hasan
Sezaî’ye varır.
Ve ona da sorar ki:
“Efendim, gönderdiğim
altınları almışsınız. Ama Enis Dede almamış. Hikmeti nedir?”
O da tebessüm edip;
“O, âhiret adamıdır,
para, leştir ona göre” buyurur.
Vâli bu cevâbı da
duyar.
Onlara sevgisi daha da artar...