Mezhebin tarifi...

13/09/2022 Salı Köşe yazarı R.A

Mezhep; bir müctehidin, İslâmiyet'i temel kaynaklardan anlamak ve anlatmak husûsunda tâkip ettiği usûle bağlı olarak çıkardığı hükümlerdir...

 

Evvelâ belirtmemiz gerekir ki, "mezheb"in mâhiyeti anlaşılmadıkça, önemi ve lüzûmu kavranamaz. Bu bakımdan, önce "mezhep" kelimesinin sözlükteki mânâsını, sonra da terim olarak anlamını ortaya koyalım.

"Mezhep" lügatte, "gitmek, tâkip etmek, gidilen yol" gibi mânâlara gelir. Genel olarak "görüş, doktrin, akım" mânâlarında da kullanılmaktadır. Fakat ıstılâhta, yani ilmî bir terim olarak "mezhep", "bir müctehidin, İslâmiyet'i temel kaynaklardan anlamak ve anlatmak husûsunda tâkip ettiği usûl ve bu usûle bağlı olarak çıkardığı hükümler" demektir.

Asırlardan beri bütün İslâm âlimleri, 4 mezhepten birine uymuşlar ve Müslümânların da uymalarının gerektiğini bildirmişlerdir. Bunlara uymakta icmâ hâsıl olmuştur. İcmâdan [cemâatten, birlikten, topluluktan] ayrılan helâk olur. Hadîs-i şerîflerde buyuruldu ki: “İki kişi, bir kişiden, üç kişi, iki kişiden iyidir. O hâlde cemâatle birlikte olun. Allah’ın rızâsı, rahmeti, yardımı cemâattedir. Cemâatten ayrılan Cehennem'e düşer.” [İbn-i Asâkir]

“Ümmetimin âlimleri, hiçbir zaman dalâlette birleşmezler. İhtilâf olunca sevâd-ı a'zama [âlimlerin ekseriyetinin bildirdikleri yola] uyun.” [İbn-i Mâce]

“O gün her fırkayı imâmlarıyla çağırırız” meâlindeki İsrâ Sûresinin 71. Âyet-i kerîmesini Kâdı Beydâvî Hazretleri, “Her ümmeti, Peygamberleri ve dînde uydukları imâmlarıyla çağırırız” şeklinde açıklamıştır. Rûhul-beyân ve Tefsîr-i Hüseynî’de ise “Herkes, mezhebinin imâmıyla çağırılır. Meselâ yâ Hanefî veya yâ Şâfiî denir” şeklinde açıklanmaktadır. Bu açıklamalar da her Müslümânın 4 hak mezhepten birine uyması gerektiğini açıkça bildirmektedir.

Medârik tefsîrinde de “Müminlerin [itikâd ve ameldeki] yolundan ayrılan Cehennem'e gider” meâlindeki Nisâ Sûresi'nin 115. Âyet-i Kerîmesi bildirildikten sonra “Kitâb ve sünnet gibi, icmâdan da ayrılmak câiz değildir” buyuruluyor.

Beydâvî tefsîrinde ise aynı âyet-i kerîmenin açıklamasında; “Bu âyet, icmâdan ayrılmanın harâm olduğunu göstermektedir. Müminlerin yolundan ayrılmak harâm olunca, bu yola uymak da şart olur” buyuruluyor.

Seyyid Ahmed Tahtâvî Hazretleri buyuruyor ki: “Kur'ân-ı kerimdeki “Allah’ın ipi”nden maksat, cemâattır. Cemâat da fıkıh ve ilim sâhipleridir. Fıkıh âlimlerinden bir karış ayrılan sapıtır. Sevâd-ı a'zam, fıkıh âlimlerinin yoludur. Fıkıh âlimlerinin yolu da Resûlullah'ın ve Hulefâ-i Râşidî'nin yoludur. Bu yoldan ayrılanlar, Cehennem'e gider. Fırka-i nâciye, bugün 4 mezhepte toplanmıştır. Bu 4 mezhep; Hanefî, Mâlikî, Şâfiî ve Hanbelî mezhepleridir. Bu zamanda, bu 4 hak mezhepten birine uymayan, bid'at sâhibi olup Cehennem'e gider.” [Tahtâvî]

Bugün 4 mezhepten birinde bulunmayan Ehl-i Sünnet'ten ayrılır. Ehl-i Sünnetten ayrılan da, sapık veya kâfir olur. (ed-Dürr-ül-muhtâr hâşiyesi Zebâyih kısmı) Bugün 4 mezhepten başkasına uymak câiz değildir. (Hadîka)

İmâm-ı Rabbânî Hazretleri “Mezhepten ayrılmak, ilhaddır” buyuruyor. (Mebde ve Meâd) [İlhâd, doğru yoldan ayrılmak demektir.]