Ölenin ruhundan istifade etmek
16/01/2025 Perşembe Köşe yazarı O.Ü
Sual: Ölen bir kimsenin kabri ziyaret edildiği zaman, ziyaret eden ile kabirdeki kimsenin ruhları karşılaşıp, birbirinden faydalanabilirler mi?
Cevap: İbin Kemâl
Paşa hazretlerinin yazdığı kırk hadîs-i şerîf, Muhammed Nitâî hazretleri
tarafından Türkçeye çevrilmiştir. Bu tercümenin onsekizinci hadis-i şerifinde;
(Bir
işinizde şaşırırsanız ölmüşlerden yardım isteyiniz!) buyuruldu.
Şeyh-ul-islâm Ahmed Efendi, bu hadîs-i şerîfi açıklarken buyuruyor ki:
“Ruhun
bedene bağlanması, kuvvetli bir aşk ile olmuştur. İnsanın ölmesi, ruhun
bedenden ayrılması demektir. Fakat, ruh ayrıldıktan sonra, bu aşkı bitmez.
Ruhun bedene olan sevgisi, kuvvetli çekmesi, öldükten sonra, uzun zaman bitmez.
Bunun içindir ki, ölülerin kemiğini kırmak, mezarı üstüne basmak yasaktır.
Bir
insan, kuvvetli, olgun ve tesiri çok olan bir zatın mezarı yanında durup, o
toprağı ve o zatın bedenini düşünse, o zatın ruhunun, bedenine ve dolayısı ile,
o toprağa bağlılığı olduğundan, bu iki ruh karşılaşır. Gelen insanın ruhu, o
zatın ruhundan çok şeyler edinir ve güzelleşir, olgunlaşır."
İmâm-ı
Fahreddîn-i Râzî hazretleri, Metâlib-i âliyye ve Zâd-ı Me'âd kitaplarında diyor
ki:
“Gelen
insanın ruhu ile, kabirdeki zatın ruhu, birer ayna gibidir. Birbirinin
karşısına gelince, herbirinin ışığı, ötekinde akseder, yansır. Gelen kimse, o
toprağa bakıp, Hak teâlânın büyüklüğünü, öldürmesini, diriltmesini düşünüp, kaza
ve kaderine razı olup, nefsi kırılırsa, ruhunda marifet, feyiz hasıl olur.
Bunlar, o zatın ruhuna sirayet eder. Bunun gibi, o zat, öldükden sonra, ruh
âleminden ve rahmet-i ilâhîden ona gelmiş olan ilimler, kuvvetli eserler, onun
ruhundan, gelen insanın ruhuna sirayet eder, geçer.”
El
a'lâm kitabında deniyor ki:
“Peygamberlerin
ruhları diledikleri yerlerde ve kabirlerinde zuhur eder. Kabirlerinde her an
bulunmadıkları gibi, hep de ayrı kalmazlar. Kabirleri ile ilişkileri ve o
toprağa ayrı bir bağlılıkları vardır. Bunun için, onları ziyaret etmek
müstehabdır.
Her
Müslümanın ruhu ile kabri arasında, devamlı bir bağlılık vardır. Kendilerini
ziyaret edenleri anlarlar. Selamlarına cevap verirler. Hadîs-i şerîfte;
(Bir mümin, tanıdığı bir müminin kabrine gelip
selam verince, onu tanır ve cevap verir) buyuruldu.”