Peygamberimizi, layık olduğu şekilde sevmek
19/10/2021 Salı Köşe yazarı R.A
Hadîs-i şerîfte buyuruldu ki: “Bir kimse, beni
kendi nefsinden, ehlinden ve bütün insanlardan dahâ çok sevmedikce, îmân etmiş
olmaz.”
Şüphe yoktur ki,
Allahü tealâyı sevenin, O’nun Resûlü’nü de sevmesi farzdır. Ayrıca onun yolunda
olan sâlih kulları da sevmesi lâzımdır. Resûlullah’ı çok sevmek lâzım olduğu
konusunda, pekçok İslâm âlimi birçok kitap yazmıştır.
Her mü’minin
Resûlullahı çok sevmesi gerekir. Onu çok seven, onu çok zikreder, anar, çok
över. [Bu da zâten îmânının gereğidir. Çok sevmek, kâmil mü’min olmanın da
alâmetidir.] Çünkü, başta “Sahîh-i Buhârî” olmak üzere, birçok
hadis kitabında yer alan bir hadîs-i şerîfte, “Bir kimse, beni
çocuğundan, babasından ve herkesden dahâ çok sevmedikçe, îmân etmiş olmaz” buyuruldu.
Ya'nî o kişinin îmânı kâmil, olgun olmaz.
Hadîs-i şerîfin diğer
rivâyetleri de şöyledir: “Bir kimse, beni kendi nefsinden, ehlinden ve bütün
insanlardan dahâ çok sevmedikce, îmân etmiş olmaz”, “Beni ana-babasından,
evlâdından ve herkesten daha çok sevmeyen, [kâmil] mü’min olamaz.”
Peygamber Efendimizin
şâirleri, Câmide, Resûlullahı öven ve kâfirleri kahreden şiirler okurlardı.
Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem), bunlardan Hassân bin Sâbit hazretlerinin
şiirlerini çok beğenirdi; Mescidde bu şâir için bir minber (kürsî) bile
koydurmuştur. O, bu minbere (kürsüye) çıkar, Resûlullahı över, düşmânlarını
kötülerdi. Resûlullah Efendimiz de “Hassân’ın sözleri, düşmânlara oktan
daha te’sîrlidir” buyururdu.
Söz buraya gelmişken,
burada şu husûsu da belirtelim:
“Allah, bir kimseye
söz ve yazı san’atı ihsân ederse, Resûlullahı övsün, düşmânlarını kötülesin” hadîs-i şerîfine
uyularak, asırlardır Mevlid kitapları yazılmış ve okunmuştur. Türkiye’de her
zaman okunan Mevlid kasîdesini Süleyman Çelebi, 15. asırda yazmıştır. Resûlullahı
övmek ibâdettir. Mevlid-i şerîf okumak, Resûlullahın dünyâya gelişini,
mi’râcını ve hayâtını anlatmak, O’nu hâtırlamak, O’nu övmek demektir...
Resûlullah Efendimizi
öven çeşitli “Mevlid Kasîdeleri” vardır. Çok meşhûr
olan ve Türkiye’de her zaman okunan “Mevlid Kasîdesi”ni Süleymân Çelebi, tâ 15.
asırda yazmıştır. Hazret-i Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî, “Mevlid
okunan yerden belâlar gider” buyurmuştur.
Mevlid okumaya karşı
çıkan bazı kimseler için belirtelim ki, Mevlid-i şerîf okumak demek;
şiir olarak Resûlullah’ın dünyâya gelişini, mi’râcını ve hayâtını anlatmak,
O’nu hâtırlamak, O’nu övmek demektir... Arap, Fars ve Türk
edebiyâtında, O’nun için pekçok “Na’t” yazılmıştır.
Ulemâ-i râsihîn denilen hem zâhir ve hem de bâtın bilgilerinde üstâd ve Peygamber Efendimize vâris olan yüksek İslâm âlimleri, O’nu bütün güzellikleriyle görmüş ve âşık olmuşlardır.