Oruç tutan, günahtan da sakınmalıdır!..
27/04/2022 Çarşamba Köşe yazarı H.Y
Oruç tutmak, sadece
yeme ve içmeyi terk etmek değildir. Eli, dili, gözü, kulağı ve bütün uzuvları
da, günah işlemekten uzak tutmalıdır.
Ramazan ayında,
hayırların ve bereketlerin hepsi toplanmıştır. Ramazanın günleri ve geceleri,
ayrı ayrı fazilet ve kıymete haizdir. Bu sebeple ramazan ayını fırsat, ganimet
bilmelidir...
Oruç tutmak, sadece
yeme ve içmeyi terk etmek değildir. Eli, dili, gözü, kulağı ve bütün uzuvları
da, günah işlemekten uzak tutmalıdır. Çünkü Peygamber efendimiz;
(Oruç tutan kimse, yalan
sözü terk etmezse, o kimsenin yiyip içmeyi terk etmesine Allahü teâlânın
ihtiyacı yoktur) buyurmuştur.
Faydasız şeyler
konuşmak, yalan söylemek, gıybet etmek, tutulan orucun sevabını giderir. Zahmet
çekerek, sıkıntılara katlanarak ibadet yapıp da, bunun sevabını yok etmek,
akıllı kimsenin yapacağı iş değildir.
Ancak oruç tutarken
günah işleyenler, benim orucumun kıymeti yok diyerek orucu terk etmemeli, oruca
devam etmeli, Allahü teâlâya yalvararak af dilemeli ve işledikleri günahlardan
yüz çevirmelidirler.
İmam-ı Rabbani Müceddid-i elf-i
sani Şeyh Ahmed-i Faruki Serhendi hazretleri buyuruyor ki:
“Allahü teâlâ,
lütfederek, ihsan ederek, nefis iman edip İslâmiyete uymakla şereflenince,
İslâm-ı hakikiye kavuşulur ve imanın hakikati hasıl olur. Bundan sonra yapılacak
her iş, İslâmiyetin hakikati olur. Namaz kılınca, namazın hakikati kılınmış
olur. Oruç tutunca, orucun hakikati tutulmuş olur. İslâmiyetin bütün
hükümlerine uymak da, hep böyledir.”
Seyyid Burhâneddîn
Tirmizî hazretleri, talebelerine hitaben buyurur ki:
“Oruç, hikmet hazinelerinin anahtarıdır. Oruç tutmak, kalbin rikkate gelmesine
sebep olur ve oruçlunun duası, Allahü teâlâ indinde makbuldür. Allahü teâlâya
ulaştıracak, oruçtan daha iyi bir binek yoktur. Orucun Allahü teâlâ katında
büyük değeri vardır. Bir kimse, bütün kulluk vazifelerini yerine getirse, fakat
midesini doldursa hiçbir yere ulaşamaz. Orucu gereğince tutsa, başka kulluk
vazifelerinde kusur olsa bile, yine bir yere erişir.”
Şâh Veliyyullah-ı
Dehlevî hazretleri de buyuruyor ki:
“İnsanın nefsi taşkınlık yapınca, bazı çarelere başvurması gerekir. Oruç, bu hususta en güzel çaredir. İnsan, şehvetini oruç tutmak suretiyle kırar. Oruç, insanın kötü isteklerini zayıflatır. Ruhun parlaması, şehvetin ve kötü arzuların kırılmasında, oruçtan daha tesirli bir çare yoktur. Kişi oruç tutmak suretiyle şehvet ve kötü arzularından ne kadar sıyrılabilmişse, oruç o derece günahlarına kefaret olur.”