Hacda, dua yerine hep salevât okuyan genç!
16/04/2022 Cumartesi Köşe yazarı V.T
"Hacca gitmiştim.
Yanımda bir genç durmadan Peygamber efendimize salâtü selâm
getiriyordu..."
Ebû Beşr el-Basrî
hazretleri evliyânın büyüklerindendir. Tebe-i tâbiînden olup, Basra'da
yaşamıştır. 805 (H. 189) senesinde vefât etmiştir. Zamânını ilim öğrenmekle ve
ibâdet yapmakla geçirdi. Senelerce sabah namazını yatsı namazı abdestiyle
kılıp, geceleri uyumamıştır. Şöyle anlatmıştır:
Bir rahibin odasının yanına yaklaşıp, ey râhip diye çağırdım. Fakat cevap
vermedi. Üçüncü defa çağırışımda başını uzatıp: "Ey kişi ben rahip
değilim. Rahip, Allahü teâlâdan korkan, O'na saygı gösteren, belâsına sabredip,
kazâsına râzı olan, nîmetlerine şükredip onun için tevâzu gösteren, izzet
karşısında zilleti kabûl eden, kudretine teslim olup, heybet ve azameti
karşısında eğilen, hesap ve azâbını düşünen, gündüzünü oruç, gecesini ibâdetle
geçiren, Cehennem'i hatırladıkça uykusu kaçan kimseye denir. Ben ise saldırgan
bir köpeğim. İnsanlara zararım dokunmasın diye kendimi buraya habsettim"
dedi. Bu sözleri üzerine şöyle sordum: "Allahü teâlâyı bildikten
sonra insanları Allahü teâlâdan uzaklaştıran şey nedir?" "Kardeşim!
İnsanları Allahü teâlâdan ancak dünyâ malı ve sevgisi uzaklaştırır. Çünkü dünyâ
isyan ve günah yeridir. Aklı başında olan dünyâyı kalbinden çıkarıp, günahlarına
tövbe ederek kendisini Allahü teâlâya yaklaştıracak şeye yönlendirir"
diyerek daha önce kendisinin îmân ettiğini söyledi.
Yine şöyle
anlatmıştır: Hacca gitmiştim. Yanımda bir genç durmadan Peygamber efendimize
salâtü selâm getiriyordu. Bâzı yerlerde okunması daha uygun duâlar olduğu
hâlde, genç her yerde duâ yerine salevât okuyordu. Dikkatimi çekti ve kendisine
sordum. Genç şöyle dedi:
-Babam ile birlikte
hacca gitmiştik. Yolda uyudum. "Kalk baban öldü" dediler. Kalktım
gerçekten babam ölmüştü. Aynı zamanda yüzü de kararmıştı. Ölümü ve ayrıca
yüzünün kararması beni daha da üzdü. Bu üzüntü ile tekrar uykuya daldım. Bu
sırada rüyâmda siyah yüzlü dört kişi ellerinde demir kamçılar olduğu hâlde,
babama yaklaştılar. Tam vuracakları zaman nur yüzlü bir zatın geldiğini, onlara
dönerek; "Vurmayın!" dediğini, eli ile de babamın yüzünü sıvazlayarak
nûrlandırdığını, sonunda bana; "Artık uyan, baban nûrlanmıştır" diye
söylediğini gördüm. "Sen kimsin?" diye sorduğumda, "Ben
Peygamberim, bana salevât getirdiği için ona şefâat ettim" buyurdu.
Uyandım, söylendiği gibiydi. Bu sebeple ben de salevât-ı şerîfeyi devamlı okuyorum.