Kur’ân-ı kerim okumak çok büyük bir nimettir...
19/10/2022 Çarşamba Köşe yazarı V.T
Ebezâde Abdullah
Efendi Osmanlı Şeyhülislâmlarının ellibirincisidir. Rumeli’de Balçık’ta
doğdu. Zamanının âlimlerinden, aklî ve naklî ilimleri tahsil etti. İlimde
yüksek dereceye ulaştıktan sonra müderrislik, kadılık vazîfesi verildi.
Anadolu, sonra Rumeli Kadıaskeri oldu. Sultan Üçüncü Ahmed Hân zamanında,
Şeyhülislâmlık makamına yükseltildi. 1126 (m. 1714) senesinde Trabzon’a
giderken, Karadeniz’de çıkan şiddetli fırtınada bindiği gemi battı ve boğularak
vefât etti. Bu mübarek zat buyurdu ki:
Peygamber efendimizin
mucizelerinin en büyüğü Kur’ân-ı kerimdir. Bugüne kadar gelen bütün şairler,
edebiyatçılar, Kur’ân-ı kerimin nazmında ve manasında aciz ve hayran
kalmışlardır. Bir âyetin benzerini söyleyememişlerdir. İ’cazı ve belagati insan
sözüne benzemiyor. Yani, bir kelimesi çıkarılsa veya bir kelime eklense,
lafzındaki ve manasındaki güzellik bozuluyor. Bir kelimesinin yerine koymak
için, başka kelime arayanlar bulamamışlardır. Nazmı Arap şairlerinin şiirlerine
benzemiyor. Geçmişte olmuş ve gelecekte olacak nice gizli şeyleri haber
vermektedir. İşitenler ve okuyanlar, tadına doyamıyorlar. Yorulsalar da,
usanmıyorlar. Okuması veya dinlemesi, sıkıntıları giderdiği sayısız
tecrübelerle anlaşılmıştır. İşitenlerden kalblerine dehşet ve korku çökenler,
bu sebepten ölenler bile görülmüştür...
Nice azılı İslam
düşmanları, Kur’ân-ı kerimi dinlemekle, kalbleri yumuşamış, imana gelmişlerdir.
İslam düşmanlarından ve muattala, melahide ve karamita denilen Müslüman ismini
taşıyan zındıklardan Kur’ân-ı kerimi değiştirmeye, bozmaya ve benzerini
söylemeye çalışanlar olmuş ise de hiçbiri, arzularına kavuşamamıştır. Bütün
ilimler ve tecrübe ile bulunamayacak güzel şeyler ve iyi ahlak ve insanlara
üstünlük sağlayan meziyetler ve dünya ve ahiret saadetine kavuşturacak
iyilikler ve varlıkların başlangıcı ve sonu hakkında bilgiler ve insanlara
faydalı ve zararlı olan şeylerin hepsi Kur’ân-ı kerimde açıkça veya kapalı
olarak bildirilmiştir. Kapalı olanlarını, erbabı anlayabilmektedir.
Semavi kitapların
hepsinde, Tevrat’ta, Zebur’da ve İncil’de bulunan ilimlerin ve esrarın hepsi
Kur’ân-ı kerimde bildirilmiştir. Kur’ân-ı kerimde mevcut ilimlerin hepsini ancak
Allahü teâlâ bilir. Çoğunu sevgili Peygamberine bildirmiştir.
Kur’ân-ı kerimi okumak çok büyük bir nimettir. Allahü teâlâ, bu nimeti Habibinin ümmetine ihsan etmiştir. Melekler bu nimetten mahrumdurlar. Bunun için, Kur’an-ı kerim okunan yere toplanıp dinlerler.