Vakitleri faydasız şeylerle zayi etmemeli
24/10/2021 Pazar Köşe yazarı S.K
Vakitleri, çalışmakla,
faydalı şeylerle geçirmelidir. Lüzumsuz, faydasız sözlerle, işlerle zamanları
zâyi etmemelidir.
Bir İslam âliminin
nasihatleri -4-
Bütün ibadetlerini,
iyiliklerini kusurlu bilmelidir. Allahü teâlânın emirlerini tam yapamadığını
düşünmelidir. Ebu Muhammed Abdullah bin Menâzil “kuddise sirruh” buyurdu ki:
Allahü teâlâ çeşitli ibadetleri bildirdi. Sabrı, sıdkı, namazı, orucu ve seher
vakitleri istiğfar etmeyi buyurdu. İstiğfarı en sonra söyledi. Böylece kula, bütün
ibadetlerini, iyiliklerini kusurlu görüp, hepsine af ve mağfiret dilemesi lazım
oldu.
Cafer bin Sinan
“kuddise sirruh” buyurdu ki: İbadet ve iyilik yapanların, kendilerini, günah
işleyenlerden üstün görmeleri, onların günahlarından daha fenadır.
Yemekte, içmekte
adaleti, yani orta hâlde olmayı gözetmelidir. Gevşeklik verecek kadar çok
yememeli. İbadet yapamayacak kadar da perhiz etmemelidir. Evliyanın
büyüklerinden Şâh-i Nakşibend “kuddise sirruh” hazretleri buyurdu
ki: "İyi ye, iyi çalış!" Sözün kısası, ibadet ve iyilik
yapmaya yardımcı olan her şey, iyi ve mübarektir. Bunları azaltanlar da
yasaktır. Her iyi işte, niyete dikkat etmelidir. İyi niyet olmadıkça, o işi
yapmamalıdır.
Vakitleri, çalışmakla,
zikir, fikir ve ibadetle [faydalı şeylerle] geçirmelidir. Eğlenecek zaman,
öldükten sonradır. Salih, temiz kimselerle görüşmeli, onlara faydalı olmalı ve
onlardan faydalanmalıdır. Lüzumsuz, faydasız sözlerle, zamanları zayi
etmemelidir. [Zararlı kitapları, gazeteleri okumamalı, böyle radyoları,
televizyonları dinlememeli, seyretmemelidir. İslâm düşmanlarının kitapları,
gazeteleri, radyoları, televizyonları, dini, İslamiyet’i yok etmek için sinsice
çalışıyor. Gençleri, dinsiz, ahlâksız yapmak için, plânlar kuruyorlar. Bunların
tuzaklarına düşmemelidir.]
İyi, kötü, herkese
güler yüz göstermeli. [Fitne çıkarmamalı. Düşman kazanmamalıdır. Hâfız-ı
Şîrâzî’nin, “Dostlara doğru söylemeli, düşmanları, güler yüzle ve tatlı dil ile
idare etmelidir” sözüne uymalıdır.] Af dileyenleri affetmelidir. Herkese karşı
iyi huylu olmalıdır. Münakaşa etmemelidir. Herkese yumuşak söylemeli, sert
söylememelidir.
Şeyh Abdullah Bayal
“kuddise sirruh” buyurdu ki: Tasavvuf, namaz, oruç ve geceleri ibadet etmek
demek değildir. Bunları yapmak her insanın kulluk vazifesidir. Tasavvuf, insanları
incitmemektir. Bunu hâsıl eden, elde eden, vâsıl olmuştur, maksada kavuşmuştur.
Muhammed bin Sâlim “rahmetullahi teâlâ aleyhim ecmaîn” hazretlerinden, evliyanın başka insanlardan nasıl ayırt edilebileceğini sordular. "Sözlerinin yumuşak olması, huylarının güzel olması, yüzünün güler olması, ihsanının bol olması, konuşurken itiraz etmemesi, özür dileyenleri affetmesi ve herkese merhametli olması ile anlaşılır" buyurdu.