Farzın önemi büyüktür...

24/10/2022 Pazartesi Köşe yazarı R.A

Bir hadîs-i kudsîde “Allahü teâlâ, (Farzla bana yaklaşıldığı gibi, hiçbir şeyle yaklaşılamaz) buyurdu.”

 

Farzın dînimizdeki önemi çok büyüktür. Kütüb-i sitte denilen 6 muteber hadîs kitâbından dördünde zikredilen bir hadîs-i şerîfte buyrulmuştur ki:

Bir sahâbî gelip Resûlullah Efendimize suâl etti:

“Yâ Resûlallah! Mü’minin Cennete gitmesine vesîle olacak ameller nelerdir?”

“Allah’a ortak koşmazsın, farzları yaparsın, farz olan namazı kılarsın, farz olan zekâtı verirsin, Ramazân ayında orucu tutarsın” buyurdu.

“Yâ Resûlallah! Bu söylediklerinizden başka yapılması gereken bir şey var mı?”

“Farz olarak bu kadardır; ama nâfile olarak yapmak istersen başka” buyurdu.

“Allah’a yemîn ederim ki farzları yaparım, daha fazlasını yapmam.”

O sahâbî dönüp giderken, Peygamber Efendimiz buyurdu ki:

“Cennetlik bir kimse görmek isteyen, bu adama baksın.” [Buhârî, Müslim, Ebû Dâvûd, Nesâî]

Yine Kütüb-i sittenin dördünde zikredilen diğer bir hadîs-i şerîfte buyuruluyor ki:

Resûlullah Efendimize, bir sahâbî, bazı sorular sormaya başladı:

“İslâm nedir?” “Birincisi, günde beş vakit namaz kılmaktır.”

“Beşten fazla bir namaz yok mu?” “Hayır, (farz olarak) yoktur. Nâfile kılmak istersen o başka. Bir de Ramazân orucu var.”

“Bundan başka, oruç yok mu?” “Farz olarak yok. Nâfile olarak tutmak istersen var. Bir de zekât vardır.”

“Bundan fazlası var mıdır?” “Hayır yoktur. Nâfile olarak sadaka verebilirsin.”

Adam, “Vallahi, bundan ne fazla, ne de noksân yaparım” diyerek çıkıp gitti.

Resûlullah buyurdu ki:

“Sözünde durursa, kurtuluşa erdi.” [Buhârî, Müslim, Ebû Dâvûd, Nesâî]

İslâm âlimleri bu hadîs-i şerîfleri delîl getirip, sünnet ve nâfile kılmayanların âhirette cezâ görmeyeceklerini, sâdece sevâblarından mahrûm kalacaklarını bildirmişlerdir.

Farzın önemi hakkında, diğer bazı hadîs-i şerîf meâlleri de şöyledir:

Bir hadîs-i kudsîde, “Allahü teâlâ, “Farzla bana yaklaşıldığı gibi, hiçbir şeyle yaklaşılamaz buyurdu.” [Buhârî, Beyhekî, Uyûnül-besâir] Yanî Allahü teâlânın rızâsına kavuşmak için, önce farzları edâ etmek şarttır.

“Allah indinde en üstün amel, vaktinde kılınan farz namazdır.” [Müslim, Ebû Dâvûd]

“Ya Fâtıma, önce Rabbinin farzını yerine getir.” [Ebû Dâvûd] Önce farzın îfâsı emrediliyor.

“En üstün amel, cihâddır. En üstün cihâd, farzları îfâ etmektir.” [İmâm Ahmed, Taberânî] Farzları yapmak en üstün cihâd oluyor.

“En üstün amel, farz namazdan sonra zekâttır.” [Taberânî]

“Farz namaz borcu olanın, nâfile namazı kabûl olmaz.” [ed-Dürretül-fâhire]

Nâfile kılmamak günâh değildir. Nâfileler, farzların yanında denizde damla gibidirler. Farzı kılma imkânı varken, tehîr ederek nâfile ile meşgûl olunca, farzı tehîr günâhı büyük olur. Bu günâhtan azıcık nâfile sevâbı çıkarılınca, yine ortada büyük günâh kalmaktadır. Onun için Peygamber Efendimiz, nâfilesi kabûl olmaz buyurmuştur. [Yarın inşâallah, bu mühim konuya devâm edelim.]