Peygamberlik makamı aklın üstündedir
29/09/2023 Cuma Köşe yazarı O.Ü
Sual: Peygamber olmadan, akıl ile
her şeyi anlamak mümkün değil midir?
Cevap: Konuyla
alakalı olarak İmâm-ı Rabbânî "kuddîse sirrûh" hazretleri, Mektûbât
kitabında buyuruyor ki:
“Peygamberlik makamı aklın ve düşüncenin dışındadır, üstündedir.
Aklın eremeyeceği, anlayamayacağı çok şeyler vardır ki, bunlar Peygamberlik
makamında anlaşılır. Her şey akıl ile anlaşılabilseydi, Peygamberler
(aleyhimüsselâm) gönderilmezdi. Ahıret azapları, Peygamberler göndererek
bildirilmezdi. İsrâ sûresinin 15. âyetinde meâlen; (Biz,
Peygamber göndererek bildirmeden önce, azab yapıcı değiliz) buyuruldu.
Akıl çok şeyi anlar. Fakat, her şeyi anlayamaz. Anlaması da,
kusursuz değildir. Çok şeyleri, Peygamberler bildirdikten sonra anlamaktadır.
Peygamberlerin gelmesi ile, insanların özür ve bahane yapmaları önlenmiştir.
Nisâ sûresinin 164. âyetinde meâlen; (Peygamberleri, müjde vermek için ve
korkutmak için gönderdim. Böylece, insanların Allahü teâlâya özür, bahane
yapmaları önlendi) buyuruldu.
Akıl, dünya işlerinde bile çok kere yanılmaktadır. İslam
bilgilerini, böyle bir akıl ile tartmaya kalkışmak doğru olamaz. İslam
bilgilerini akıl ile inceleyip, akla uygun olup olmamasına bakmak, aklın hiç
yanılmaz olduğuna güvenmek olur ve Peygamberlik makamına inanmamak olur. Böyle
bozuk iş yapmaktan Allahü teâlâ hepimizi korusun!
Önce, Peygambere inanmak, Allahın Peygamberi olduğunu tasdik
etmek lazımdır. Böylece, Onun bildirdiklerinin hepsinin doğru oldukları kabul
edilmiş olur. Şüphelerden kurtuluş nasib olur. Dinin temeli, Peygambere
inanmaktır. Peygamberin Allah tarafından gönderildiğini, hep doğru söylediğini
aklın kabul etmesidir. Akıl, bu temel bilgiyi kabul edince, Peygamberin
bildirdiklerinin hepsini kabul etmiş olur. Peygamberin Allah tarafından
gönderildiğini, Allahın bildirdiklerini haber verdiğini kabul etmemiş olan bir
akla din bilgilerini birer birer inandırmak çok güç olur.
Aklın Peygambere kolay inanması ve kalbde tam iman hasıl olması
için en yakın yol, Allahü teâlâyı zikretmektir. Ra'd sûresinin 30. âyetinde
meâlen; (İyi biliniz ki, kalbler, Allahü teâlânın zikri ile
itminana, rahata kavuşur!) buyuruldu. Yani, tam imana
kavuşur. Düşünerek, akıl ile ölçerek, bu yüksek makama kavuşmak, güç, hem de
çok güçtür.”