Arapça’da Ebu baba demektir. Araplar ilk çocuklarının adıyla anılır. Numan bin Sabit'in kızının adı "Hanife" idi. Ebu Hanife, Hanife’nin babası demektir. Ne diye Ebu Hanife, doğru inanan kimse diye tarif ediyorsunuz?
Ebu Hanife ne demek?
CEVAP
Siz ya Arapçayı bilmiyorsunuz veya kasıtlı olarak Ebu Hanife unvanına
kızıyorsunuz. Eğer her zaman ebu kelimesi baba demekse
şunlar ne demek oluyor?
Ebu Cehil = Cahilin babası mı demektir? Ebu Cehilin ilk çocuğu Cehil mi
idi?
Ebu Hureyre = Kedinin babası mı demektir? Onun ilk çocuğu kedi mi
idi?
Ebu Bekri Sıddık = Sıddıkın babası mı demektir? Sıddık diye
bir oğlu mu vardı?
Ebu Türab = Toprak babası mı demektir? Hazret-i Ali’nin ilk
çocuğu toprak mı idi?
Böyle deyimler Türkçede de vardır. Birkaç örnek verelim:
Para babası demek, paranın babası demek değildir.
Fakir babası demek, fakirin babası demek değildir.
Baba adam demek, çocuğu olan insan demek değildir. Demirel’e baba dendi
ama çocuğu yok.
Ebu Cehil = Cahilin daniskası demektir. Ebu Hanife de
doğru inanan, İslamiyet'e sarılan kimse, hakiki Müslümanların babası yani imamı
demektir.
Ebu Hureyre = Kedileri çok seven insan, onlara acıyan demektir.
Ebu Bekri Sıddık = Hep doğru söyleyici, Resulullahı tasdik edici
anlamındadır. Siz, öteki sahabeler tasdik etmedi mi, doğruyu söylemedi mi
diyorsunuz. Elbette hepsi doğrudur. Ama Ebu Bekrin doğruluğu pek meşhurdu.
Miraca gidildiği inkâr edilince ilk önce o tasdik etti. “Resulullah gittim
geldim diyorsa doğrudur” dedi ve adı Ebu Bekri Sıddık oldu.
Hepsi doğru insanlar
Sual: Madem "Ebu Hanife" Hanife'nin babası değil de
"Doğruların babası" ise, şu insanlar doğru değil mi? Ali, İbni Abbas,
Mikdat, Selman, Ammar bin Yasir, Abdullah ibni Ebi Vefa?
CEVAP
Kur’an-ı kerimde eshab-ı kiramın tamamının Cennetlik olduğu
bildiriliyor. (Hadid 10)
Eshabın hepsi doğru insanlardır, eğrilik hiç birinde yoktur. Eğrilik sizin
mantığınızdadır. Eshabın her biri Ebu Hanife’dir. İmam-ı a’zama öyle bir unvan
verilince ötekiler eğri mi olur? Bir çok âlime çeşitli unvanlar verilmiştir.
Mesela, imam-ı Gazali’ye Hüccet-ül İslam denmiştir. İslam’da
söz sahibi büyük âlim demektir. Buradan diğer âlimler, büyük değil anlamı çıkar
mı?
İmam-ı Rabbani’ye, Rabbani denmiştir, ötekiler hâşâ şeytani değildir. İmam-ı
Rabbani’nin oğlu Muhammed Masum Faruki hazretlerine de, Urvet-ül vüska denmiştir,
yapışılacak sağlam ip demektir. Öteki âlimler sağlam değil anlamı çıkmaz.
Şâfiî âlimlerinden Muhammed Remlî’ye Şemseddin = Dinin güneşi
unvanı verilmiştir. Öteki âlimler, güneş değil manasına gelmez.
Tâc-üş-şerîa = Şeriatın tacı, Necmeddin = Dinin
yıldızı gibi unvan alan âlimler de vardır. Bu âlimlere böyle unvan verilince
ötekiler kötülenmiş olmaz. İmam-ı a’zam, doğruların imamı olunca ötekiler doğru
değil denmez.