CEVAP
Gerektirenler şunlardır:
1- Bilerek yiyip içmek.
2- Cinsel ilişkiye girmek.
3- Ramazanda, kaza gerektiren bir şey yaparak orucunu bozanın,
aynı ramazanın başka gününde de bu şeyi, "nasıl olsa kefaret
gerektirmiyor" diye kasten yine yapması.
4- Sigara içmek.
5- Gıybet, sürme çekmek ve kan aldırmak gibi, orucu bozmadığı iyi
bilinen şeyden sonra, oruç bozuldu sanarak, yiyip içmek.
Ramazan orucunu kasten bozduğu hâlde, kefaret gerektirmeyen bazı hâller:
Bir kadın, orucunu kasten bozsa, sonra o gün iftardan önce hayz olsa kefaret
gerekmez. (Tahtâvî)
Orucunu kasten bozduktan sonra, o gün bayılana veya oruç tutamayacak kadar
hastalanana kefaret gerekmez. (Hindiyye, Kadıhan)
Ciddi bir tehditle orucu bozdurulan kimseye kefaret gerekmez. (Kadıhan)
Susuzluktan hastalanacak veya ölebilecek durumda olan kimse, orucu bozup,
kaza edebilir. Kefaret gerekmez. (Redd-ül-muhtar)
Niyetli orucu sefere çıkınca bozmak günahtır, ama günah işlese de, seferde
bozduğu için kefaret gerekmez. (Cevhere)
Ağız dolusu kusan veya ihtilam olan kimse, orucum bozuldu sanarak yiyip
içerse kefaret gerekmez. (Redd-ül-muhtar)
İğne olduktan sonra yiyip içse, kefaret gerekmediği gibi, kâğıt, taş, pamuk,
ot, pişmemiş pirinç gibi ilaç ve gıda olmayan şeyi kasten yutmak da kefaret
gerektirmez. (Nimet-i İslam)
Daha imsak vaktine vakit var sanarak veya güneş battı diye yiyip içenin orucu
bozulur, kefaret gerekmez. (M. Zühdiyye)
Şâfiî'de, ilişkide bulunan erkeğe kefaret gerekir, hanımına kefaret
gerekmez. (Tuhfe)
Ramazan ayı dışında, ne sebeple oruç bozulursa bozulsun kefaret gerekmez.
Sual: Oruç kefareti var mıdır?
CEVAP
Elbette vardır. Geceden niyetli orucunu, kasten bozana kefaret lazım geldiği
din kitaplarının hepsinde yazılıdır. Kütüb-i sitte isimli meşhur altı hadis
kitabından Buhari, Müslim, Ebu Davud, Tirmizi ve Nesai'de
mevcuttur. En kıymetli bu beş hadis kitabına inanmayan eğer misyoner değilse
cahil veya hain biridir. Hazret-i Ebu Hüreyre'nin rivayet ettiği hadis-i
şerif şöyledir:
Bir kimse, Peygamber efendimize gelerek, (Helak oldum ya Resulallah) dedi.
Peygamber efendimiz, ne olduğunu sordu. O da Ramazan orucunu kasten bozduğunu
söyledi. Peygamber efendimiz, bir köle azat etmesini bildirdi. Kölesi
olmadığını bildirince, aralıksız iki ay oruç tutmasını emretti. Bunu da
yapamayacağını bildirince, fakir doyurmasını bildirdi.
İslam âlimleri de, geceden niyetli orucunu bir mazeretsiz kasten bozan
kimsenin kefaret olarak, varsa bir köle azat etmesini, yoksa peş peşe 60 gün
oruç tutmasını, oruç da tutamazsa, 60 fakiri doyurmasını
bildirmişlerdir. (Redd-ül Muhtar)
Peygamber efendimizin bildirdiği hükmü kabul etmeyen, Allahü teâlânın emrini
kabul etmemiş olur. Çünkü Kur'an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki:
(Resule itaat eden, Allah’a itaat etmiş olur.) [Nisa 80]
Sual: Oruç kefareti nasıl tutulur?
CEVAP
Oruç kefareti için peş peşe, 60 gün oruç tutar. 60 gün sonra, tutmadığı her
gün için, birer gün daha tutar. Birkaç Ramazanda kefaretleri olan veya bir
Ramazanda, 2 gün kefareti olan kimse, birinci kefareti yapmamış ise, ikisi
için yalnız bir kefaret yapar. Birinci kefareti yapmış ise, ikinci kefareti
de, ayrıca yapar.
Kefaret orucu, hastalık, yolculuk gibi bir özür ile veya bayram günlerine
rastlamak sebebi ile bozulursa veya Ramazana rastlarsa, yeniden 60 gün tutmak
gerekir. Bayram günlerinde bozmazsa, yine yeniden başlaması gerekir. Hayz ve
nifas sebebi ile bozunca, yeniden başlamaz. Temizlenince, geri kalan günleri
tamamlar.
Ramazanda mazeretsiz oruç tutmamak haramdır, büyük günahtır. Önce, tutulmayan
oruçlar için tevbe edilir. Sonra gününe gün, yani kaç gün tutulmamışsa o
kadar gün kaza orucu tutulur. Bir kimse, Ramazan ayında 30 gün oruç tutamasa,
tutamadığı gün kadar kaza orucu tutar. Bu oruçlara kefaret gerekmez. Kefaret,
oruç tutmamanın değil, niyetli iken Ramazan orucunu kasten bozmanın
cezasıdır. Çok yaşlanıp, ölünceye kadar Ramazan orucunu veya kaza oruçlarını
tutamayacak ihtiyar ve iyi olmasından ümit kesilen hasta, gizli olarak yiyip
içer! Hadis-i şerifte, (Oruç tutamayacak kadar yaşlı veya iyi
olmasından ümit kesilen hasta fidye verir) buyuruluyor. Çok yaşlı
olup oruç tutamayan kimse, zengin ise, her günün orucu için fidye verir.
Fakir olan fidye vermez, dua eder.
Fidye olarak, her gün için bir fıtra miktarı un, hurma veya üzüm verilir.
Mesela 30 gün oruç için 53 kg un veya 105 kg hurma veya üzüm verilmesi
kâfidir. Yahut bu kadar unun kıymeti kadar altın veya gümüş para, tutulamayan
otuz gün orucun fidyesi olarak, bir veya birkaç fakire, Ramazanın başında
veya sonunda verilebilir. Fakir, aldığı fidyeyi kendisi kullandığı gibi,
başka birine de verebilir. Fidye verdikten sonra, oruç tutabilecek hâle gelen
kimse, tutamadığı oruçlarını kaza eder. (Nehr-ül-fâık)
Hastalık, yaşlılık gibi bir özürden dolayı Ramazan orucunu tutamayan
zenginin, bu durumu ölünceye kadar devam etse, fakirlere yemek verilmesini
vasiyet eder. Velisi de; onun tutamadığı her oruç için, fakire bir fıtra veya
değerini verir. (Bedâyi)
Sual: Devamlı hasta veya çok yaşlı olup, kefaret orucunu
tutamayan ne yapar?
CEVAP
Devamlı hasta veya çok yaşlı olup, 60 gün kefaret orucunu tutamayan kimse, 60
fakiri sabah akşam veya öğle akşam olmak üzere, bir günde iki kere doyurur.
Hepsinin aynı günde yemeleri şart değildir. Bir fakiri her gün iki defa
doyurmak üzere 60 gün veya her gün bir defa doyurmak üzere 120 gün yedirmek
de olur. Yahut 60 fakirin her birine, bir fıtra miktarı, fıtra olarak verilen
ürünlerden birini verir. Yahut bunların kıymeti kadar ekmek, başka mal veya
altın vermek de caizdir. Kendisini doyurması için fakire kâğıt para da
verilebilir. Fıtra miktarı ürün veya mal, bir fakire 60 gün devamlı
verilir. 60 günlüğü, bir fakire bir günde toplu verilirse, bir günlük
verilmiş olur. Buna dikkat etmek gerekir. Diyelim ki, sabah akşam
iki ekmek yiyorsa, her gün iki ekmek vermek gerekir. 120 ekmek bir seferde
verilirse, bir günlük verilmiş olur.
Sual: Diş tabibi bir bayan, (Unutarak da yense, oruç bozulur.
Bozulmaz diye bir âyet yok) diyor. Dinimizde Kur’andan başka kaynak yok mu?
CEVAP
Bir kimsenin, kendi uzmanlık sahasının dışında bir uzman gibi konuşması
elbette uygun olmaz. Kur’an-ı kerimin çeşitli yerlerinde, (Yalnız Allah’a
uyun) denmiyor, (Allah’a ve Resulüne uyun)buyuruluyor. Sonra
Resulullaha uymak Allah’a uymaktan farklı değildir. Kur’an-ı kerimde, (O, [Resulullah] vahyedilenden
başkasını söylemez) buyuruluyor. (Necm 3)
Bu âyet-i kerime, Peygamber efendimizin din hakkında bildirdiklerinin Allahü
teâlânın vahyettiğinden başka olmadığını bildirmektedir. Ayrıca, (Peygamber
size neyi verdiyse [neyi emretmişse] onu alın, neyi
yasakladıysa ondan da sakının) buyurulmaktadır. (Haşr 7)
Demek ki Allahü teâlânın Kur’an-ı kerimde açıkça bildirmediği hususlar var
ki, (Peygamberin emrettiklerini yapın, yasakladıklarından sakının) buyuruluyor.
Mesela namazları nasıl kılacağımızı Kur’andan bulamayız. Kaç rekat olduğunu
da bulamayız. Hangi rekatta neleri okuyacağımızı da bulamayız. Yanılırsak, ne
yapacağımızı da bulamayız. Nerede buluruz? Peygamber efendimiz namazı nasıl
kılmışsa öyle kılarız. Hangi rekatlarda neleri okumuşsa veya neleri okuyun
buyurmuşsa öyle yaparız. Yanılma secdesini de Onun bildirdiği gibi yaparız.
Orucu bozan ve bozmayan çok şey vardır. İğne orucu bozar mı, hayz halinde
oruç tutmak gerekir mi? Orucun farzları nelerdir? Bunları Peygamber
efendimizden öğreniriz. Biz Peygamber efendimizin emrine uyarsak, başka bir
kitaptan mı okumuş oluruz? Sünnetler Kur’andan başka değildir. Allahü teâlâ,
Resule uymamızı emrediyor. Allah’ın bu emrine uymamız niye anormal karşılanır
ki?
Dârimi’nin bildirdiği hadis-i şerifte, Allah’ın emri ile, Cebrail
aleyhisselam, Kur'an-ı kerimi getirdiği gibi, açıklaması olan sünneti de
getirmiştir. Hadis-i şerifte de, (Peygamberin haram kılması, Allah’ın
haram kılması gibidir) buyuruluyor. (Tirmizi)
Tabibe hanımın, (Unutarak da yense, oruç bozulur. Bu konuda bir âyet yok)
demesi yanlıştır. Âyette olmayanlar sünnette bildirilmiştir. Peygamber
efendimiz buyuruyor ki:
(Oruçlu iken unutarak yiyip içen kimse, orucuna devam etsin, Çünkü onu
Allahü teâlâ yedirip içirmiştir.) [Buhari, Müslim, Tirmizi, Nesai]
(Oruçlu kimse, unutarak yiyip içerse, ona kaza gerekmez.) [Dare
Kutni]
Âyetleri herkes kendine göre yorumladığı için 72 sapık fırka meydana
çıkmıştır. Peygamber efendimizin açıklamasına uyulsa idi, bu ayrılıklar
olmazdı. Ayrılıklar, Peygamber efendimize uyulmamaktan ileri gelmektedir.
Herkes Peygamber efendimizin açıklamasını esas alsa, ayrılık olmaz.
Sual: Bir bayan kefaret orucu tutması gerekirse ne yapar? Biz 60
gün peş peşe tutamayız ki, menopozu mu bekleyeceğiz?
CEVAP
Bayanlar âdet dönemlerinde oruç tutmaz, ondan sonra devam ederler. Menopozu
beklemezler.
Sual: Gıybet edince, kan aldırınca orucu bozulmadığı halde, oruç
bozuldu sanıp yiyip içen kimseye kefaret gerekir mi?
CEVAP
Evet. Yiyip içmek için zaruret yoktu. Bozuldu mu diye, bilen birine sormak
gerekirdi.
Sual: Ramazan günü ağız dolusu kusan veya ihtilam olan kimse,
orucum bozuldu sanarak yiyip içerse kefaret gerekir mi?
CEVAP
Bunların orucu bozmadığını bilmiyorsa kefaret gerekmez. Fakat bu hallerin
orucu bozmayacağını öğrenmiş ise, buna rağmen yiyip içmişse kefaret gerekir.
Gıybet, kadınlara bakmak, sürme çekmek ve kan aldırmak gibi, orucu bozmadığı
iyi bilinen şeyden sonra, oruç bozuldu sanarak, yiyip içilirse kefaret
gerekir. Önceden bunların orucu bozmadığını bilip bilmemesi fark etmez. Her
tarafa yayılan şeyi bilmemek özür olmaz, kefaret gerekir. (Redd-ül
muhtar)
Sual: 5 gün kaza borcu ve kefaret borcu bulunan oruçlarını nasıl
tutar, 65 günü ara vermeden tutması lazım mı?
CEVAP
Hayır 60 gün oruç tutar. Kalan beş günü de istediği zaman tutar. Yani
aralıklı tutabilir. Ama 60 gün aralıklı olmaz peş peşe olur.
Sual: Hastalığım artar diye orucumu bozdum. Ama artmadı. Kefaret
mi gerekir?
CEVAP
Kefaret gerekir. Çünkü hastalık artmamış.
Sual: Oruçlu, bir anda çok tuz yese, kefaret gerekir mi?
CEVAP
Kaza gerekir. Az tuz yerse kefaret gerekir.
Sual: Oruç kefareti için 60 günlük parayı alan, 40 günlüğünü
yese, 20 günlük parayı da başka fakire verse, kefaret parasını verenin bundan
haberi olmasa, kefaret ödenmiş olur mu?
CEVAP
Başkasına da verebilirsin denmiş ise caiz.
Sual: Oruç kefaretini alan şahsın, ara vermeden yemesi mi lazım?
CEVAP
Oruçta ara verilmez, doyurmakta ara vermek caiz.
Sual: Kefaret orucu tutarken her gün için ayrı niyet lazım mı?
CEVAP
Ayrı niyet lazımdır.
Sual: Kefaret orucu tutamayan kalb hastası ne yapar?
CEVAP
Devamlı hasta hükmündedir.
Sual: (İyi olursam kefaret orucu tutacağım) diye adakta bulunmak
sahih midir?
CEVAP
Hayır sahih olmaz.
Sual: Beş oruç kefaretim var. Hepsi için niyet ederek bir kefaret
tutsam hepsini tutmuş sayılır mıyım?
CEVAP
Evet.
Sual: Kefaret orucu tutan bir kimse saatlerin geri alındığı günü
saatte yanılıp imsak bittikten sonra orucu bozacak bir şey yapsa hükmü ne
olur? Kefaret yeniden mi başlatılmalı?
CEVAP
Evet yeniden başlanır, eski oruçlar nafile olur.
Sual: Kaza ve kefaret orucunun yılını bilmeyen ne yapar?
CEVAP
İlk kazaya kalmış olan diye niyet eder.
Sual: Ramazanda imsak bitmedi sanıyordum, ilişkide bulunduk.
İmsakın bitmiş olduğunu sonradan öğrendim. Ama eşim imsak vaktinin bittiğini
biliyormuş. Bize kaza mı kefaret mi gerekir?
CEVAP
Bilmediğin için sana kaza gerekir, eşiniz bildiği için ona kefaret gerekir.
Sual: Bir hoca, (Hanımı ile ilişkide bulunmak orucu bozmaz) dedi.
İlişki orucu bozmaz mı?
CEVAP
Bunu bir hocanın söylemesi mümkün değildir. Muhakkak bir yanlış anlama
vardır. Cahil bir kimse bile böyle şey söylemez. İlişkide bulunmak orucu
bozar ve kefaret gerekir. (Dürer)
Şafii mezhebinde, ilişkide bulunan erkeğe kefaret gerekir, hanıma ise kefaret
gerekmez, fakat yine orucu bozulmuş olur, sadece kaza gerekir. (Tuhfe)
İlişkide kefaretin gerçekleşmesi için şu şartların bulunması gerekir:
1- Ramazan orucunu bozmuş olması gerekir. Ramazan orucunun
kazasını tutarken veya başka oruç tutarken, bozana kefaret gerekmez.
2- Ramazan orucuna imsak vaktinden önce niyet etmiş olmalıdır.
İmsak vaktinden sonra oruca niyet ederse veya hiç niyet etmeden ilişkide
bulunursa, haram işlemiş olursa da, yalnız kaza gerekir.
3- Kasten ilişkide bulunmuş olmalıdır. Eğer unutarak ilişkide
bulunmuşsa, kefaret gerekmediği gibi, oruç da bozulmuş olmaz, unutmak özür
olur. Kefaret, orucu bozmanın değil, mübarek Ramazan-ı şerif ayının hürmet ve
namus perdesini yırtmanın cezasıdır.
4- İlişki, imsak vaktinden sonra yani gündüz olmalıdır. Eğer
imsak vaktine daha var zannı ile ilişkide bulunduktan sonra, imsak vaktinin
geçmiş olduğunu anlarsa, kasten orucunu bozmadığı için sadece kaza gerekir,
kefaret gerekmez.
5- İlişkiden sonra oruç tutamayacak kadar hasta olan kimseye
kefaret gerekmez. Bunun gibi bir kadın ilişkide bulunduktan sonra, hayz hâli
vuku bulursa, yine kefaret gerekmez.
6- Kefaret olması için, ikamet ettiği yerde orucunu kasten bozmuş
olmalıdır. Eğer seferde iken bozarsa, kaza gerekir. Çünkü seferde oruç tutmak
farz değildir. Seferde oruç tutmayan kimse, sonra kaza eder.
7- Karı-koca kendi arzuları ile ilişkide bulunmuş olmalıdır.
Mülci ikrah ile zorlanırsa, kefaret gerekmez. İkrah, bir insanı, istemediği
bir şeyi yapması için, haksız olarak zorlamak demektir. Birini zorlamanın
ikrah olması için şu dört şart gerekir:
Zorlayan kimsenin, korkuttuğu şeyi yapabilecek kuvvette olması, zorlananın
korkutulan şeyin muhakkak yapılacağını bilmesi, korkutulan şeyin, ölüm veya
bir uzvun kesilmesi veya üzücü bir şey olması, zorlanan şeyin, yapılmaması
gereken bir şey olması gerekir. (İbni Âbidin, Dürer-ül-hükkâm)
Bazı kimseler de, mastürbasyonun orucu bozmadığını, bazıları da bozduğunu ve
kefaret gerektiğini söylüyorlar. Bunların ikisi de yanlıştır. Mastürbasyonun
orucu bozduğu, fakat sadece kaza gerektiği, Hindiyye, Bahr ve Dürr-ül-muhtar ve
diğer fıkıh kitaplarında yazılıdır. Bir Ramazanda iki defa mastürbasyon
yapana kefaret de gerekir. Çünkü Ramazanın bir gününde, kaza gereken bir şey
yaparak orucunu bozan kimse, başka gününde de bu şeyi kasıtla yine yaparsa,
kefaret de gerekir.
Sual: Rahmetli babaannem, gençliğinde ilk bebeğini emzirirken,
uyumuş, çocuk da nefes alamadığı için ölmüş. Kefaret olarak 60 gün oruç
tutmuş. Yaptığı doğru mu idi?
CEVAP
Evet yaptığı doğrudur. Eğer bir de, bebeğin velisi olan dedenizden af dilemiş
idiyse mesele kalmamış olur.
Yüksekten üstüne düşerek veya uyuyan kimsenin yuvarlanarak [veya motorlu
vasıtaların çarpıp çiğneyerek] hata ile bir kimseyi öldürmesi halinde kefaret
de verilir.
Sual: Kefareti olmayan kimsenin de kefaret orucu tutması caiz
midir?
CEVAP
Evet. Bilmediği bir kefareti varsa, bunu ödemiş olur. Kefareti yoksa, tuttuğu
oruçlar nafile olur. (Ömründe bir defa kefaret orucu tutmak gerekir) demek
yanlıştır. Kefareti olmayanın kefaret tutması gerekmez.
Oruç kazası
Sual: Birkaç oruç kazası ile bir kefareti olan, kefaretten önce kaza
orucu tutamaz mı?
CEVAP
Kaza oruçlarını kefaretten önce tutabilir. Sadece kefarete sebep olan orucun
kefaretini halletmeden, kazası yapılmaz.
Kefaret 60 gündür
Sual: Oruç kefareti hakkında hadis var mıdır?
CEVAP
Oruç kefareti hakkındaki hadis-i şerif şu mealdedir:
Hazret-i Ebu Hüreyre anlatır:
Bir kimse gelip, şöyle dedi:
- Helak oldum, ya Resulallah!
- Seni helak eden nedir?
- Ramazanda ailemle beraber oldum, orucum bozuldu.
- Bir köle azat etmen gerekir.
- Kölem yok.
- Kölen yoksa, aralıksız iki ay oruç tutman gerekir.
- İki ay oruç da tutamam.
- Altmış fakire birer fıtra vermen gerekir. (Un olarak 53 kg
ediyor)
- Bunu da bulamam.
Bu arada Resulullaha bir sepet kuru hurma getirmişlerdi. Adama buyurdu ki:
- Al şunları fakirlere sadaka olarak dağıt!
- Kime vereyim ya Resulallah? Vallahi bu şehirde bizden daha fakiri yoktur.
İzin verirseniz bunları aileme götüreyim.
Resulullah mübarek dişleri görünecek kadar güldü. Sonra buyurdu ki:
- Götür onlara yedir. (Buhari, Müslim, Ebu Davud, Tirmizi, Nesai,
İbni Mace)
Kütüb-i sittedeki bu sahih hadis-i şerifi ilmen inkâr etmek mümkün değildir.
Sual: Bir kadın, 60 günlük kefaret orucunu tutarken, hayzı
başlasa ve kefaret orucuna ara verse, sabah kalktığında da, âdet müddeti ile
birlikte, hayzı da, bitmiş olsa, fakat imsak vaktinden sonra yiyip içse,
kefaretine devam edebilir mi?
CEVAP
Hayzı bittiği halde, kefaret orucuna devam etmediği için, kefaret orucuna
baştan başlaması gerekir. Hayzın bitme ihtimali olduğu zaman, o gün imsak
vaktinden önce niyet etmeli, hayzı bitmişse kefarete devam eder. Hayzı
bitmemişse, o günkü orucu bozulmuş olur. Böyle yapmak ihtiyatlı olur.
Sual: Oruçlu iken, çiğ pirinç tanesi veya küçük bir kâğıt parçası
yutulunca yahut imsak vaktinden sonra niyet edip, kasten yiyip içilirse,
kefaret gerekmiyor. Kefaret gerekmiyor diye orucu bu şekilde bozmak uygun
mudur?
CEVAP
Kefaret gerekmese de, keyfi olarak, mazeretsiz orucu bozmak haramdır. Bu
bildirilenler, ancak orucu bozmak için geçerli bir mazeret varsa yapılabilir.
Mesela, bir kimse orucun kendisine zarar vereceğini, tecrübesi ile
anlayamamışsa, belki kefaret gerektirebilir diye bu şekilde bozması, iyi
olur.
Kefaret 60 gündür
Sual: Tam İlmihal’de, (Oruç kefareti için, peş peşe 60
gün oruç tutmak gerekir) deniyor. Peş peşe iki kameri ay oruç
tutulsa, ayın biri 29 çekse, toplam 59 gün tutulsa, kefaret yerini bulmaz mı?
CEVAP
Bu devirde hilali gözetleyen dini bir kurum yoktur. Gözetlenmeden takvime
bakarak iki hicri ay oruç tutulursa, iki ayın toplamı 59 gün olursa, kefaret
sahih olmaz. İmam-ı a’zam hazretleri, (60 gün oruç tutmak gerekir) buyuruyor.
Günümüzde hilali gözetleme işi, sağlıklı bir şekilde yapılmadığı için, 60 gün
peş peşe oruç tutmak gerekir. İhtiyatlı olan da budur. (Mebsut,
Redd-ül-muhtar)
Kefaret bayrama rastlarsa
Sual: İlmihal yazan biri, (Kefaret orucu bayramlara
rastlasa da, kefarete devam edilir) diyor. Bayram günü tutulan
kefaret orucu sahih olur mu?
CEVAP
Belki millî bayram denilen günleri kastetmiş olabilir. Kefaret orucu olsun,
nafile, adak veya kaza orucu olsun, Ramazan Bayramının birinci, Kurban Bayramının
da dört günü oruç tutmak haramdır. Din kitaplarında bildiriliyor ki:
Kefaret orucu, hastalık, yolculuk gibi bir özürle veya bayram günlerine
rastlamak sebebiyle bozulursa veya Ramazana rastlarsa, yeniden altmış gün
tutmak lazım olur. Bayram günlerinde bozmazsa, yine yeniden başlaması lazım
olur. Kadın, hayz ve nifas sebebiyle bozunca, peş peşe altmış gün
tutamayacağı için, yeniden başlamaz. Temizlenince geri kalan günleri tutarak,
altmışı tamamlar. Yemin kefaretinde ise, üç gün peş peşe tutulacak orucu bu
sebeple bozan kadının da, üç günü, yeniden tutması lazım olur, çünkü peş peşe
üç gün oruç tutabilir. Recebin birinci günü, kefaret orucuna başlayıp, Şaban
ayının sonunda, altmış günü tamam olmasa, üç günlük [104 kilometreden fazla]
yola gitmeye niyet ederek vatanından çıkar. Seferdeyken, Ramazanın birinci
günü, kefaret orucuna niyet ederse kefareti sahih olur. (Eşbah)
Seferde oruç tutmayıp kazaya bırakmak caiz olduğu için, böyle bir usulle caiz
olur.
Oruç tutulması yasak edilen günlerde vacib orucun edası caiz değildir. (Kuhistani)
Bir kimse, seferde ve hastalık günlerinde oruç tutmuş olsa, geçerli sayılır;
[bayram gibi] oruç tutulması yasak edilen günlerde oruç tutarsa
geçersizdir. (Redd-ül muhtar)
Oruç kefareti
Sual: Oruç tutamayacak kadar yaşlı veya iyileşmesinden ümit kesilen
hastanın eğer kefaret borcu varsa, oruç kefareti niyetiyle fakire bir defada
60 günlük yemek parasını verip, her gün yemesini söylemek caiz olur mu?
CEVAP
Caiz olmaz. 60 fakiri, bir günde iki defa doyurmak gerekir. Yahut bir fakiri
her gün iki defa doyurmak üzere 60 gün veya her gün bir defa doyurmak üzere
120 gün yedirmek de olur.
Kefaret gerekir
Sual: Orucu bozup kaza gerektiren bir şeyi, aynı ramazanda iki kere
yaparak orucu bozmak, kefareti gerektirir mi?
CEVAP
Evet kasten yaparsa kefaret gerektirir. (Redd-ül-muhtar) Mesela,
susuz pirinç tanesi yutunca veya kulağa yağ damlatınca orucun bozulup kaza
gerektirdiğini bilip, sebepsiz böyle orucunu bozana kaza gerekir. Bunu aynı
ramazan ayında, hiç sebepsiz kasten yine yaparsa, bu sefer kefaret gerekir.
Yahut imsak vaktinden sonra, niyet edilirse, kefaret gerekmediğini bilen,
yine sebepsiz kasten orucunu bozsa kefaret de gerekir. Bu, hileyi önlemek
içindir. Gerçekten orucu bozmayı mubah kılan bir durum olursa, 3-5 defa da bozsa
yine kefaret gerekmez.
Kaza gerekir
Sual: (Oruçluyken mastürbasyon yapan, bunun orucu bozduğunu
bilmiyorsa kaza gerekir, biliyorsa kefaret de gerekir) deniyor, doğru mu?
CEVAP
Hayır, doğru değildir. Orucu bozduğu bilinse de, mastürbasyon orucu bozar ve
sadece kaza gerekir. (Hindiyye, Bahr, Dürr-ül-muhtar)
Ramazanda, orucu bozup kaza gerektiren bir şeyi, kasten iki veya daha fazla
yaparak orucu bozmak, kefareti de gerektirir. (Redd-ül-muhtar) [Demek
ki, aynı ramazanda, iki kere mastürbasyon yaparsa kefaret de
gerekiyor.]
Orucu bozma cezası
Sual: Sivri fikirleriyle ünlü biri, (Kütüb-i sitte denilen altı
hadis kitabında, kasten orucu bozanlara, ceza olarak 60 gün oruç tutmaları
gerektiği bildiriliyorsa da, bu yanlıştır; çünkü ceza, işlenen suçla orantılı
olmalıdır. Bir gün oruç için, 60 gün oruç tutma cezası vermek, zulüm olur)
diyor. Kütüb-i sitede bulunan bir hükme, nasıl itiraz edilir?
CEVAP
Bu sivri adam, bunu cahilliğinden değil, kasten yani art niyetle, dini bozmak
için söylüyor. Oruç tutmamakla, kasten orucu bozmayı aynı şey gibi göstermeye
çalışıyor. Kefaret, oruç tutmamanın değil, orucu kasten bozmanın cezasıdır.
Oruç tutmamanın cezası, bir güne bir gün tutmaktır.
Mazereti varsa oruç tutmaz, gününe gün kaza eder. Hastalanırsa bozar, yine
bir gün kaza eder. Hiç oruç tutmazsa yine gününe gün kaza eder; ama niyetli
orucunu hiç mazereti yokken, kasıtlı olarak bozmak suçtur. Mübarek Ramazanın
namus perdesini yırtmaktır. Yani ortada bir suç var.
Dinimizde olduğu gibi, dünya işlerinde de, suç işleyen cezasını görür. Hiç
kaza yapmasa bile, ehliyetsiz araba kullanan veya kırmızı ışıkta geçen,
cezalandırılır. Ruhsatsız silah taşıyanlar, ruhsatsız iş yapanlar, hiç suç
işlemeseler de, bu işleri ruhsatsız yaptıkları için cezalandırılır. Bu işler
bir anlık da olsa, senelerce hapiste yatarlar.
Bir kimse, bir eve girip beş tane çay bardağı çaldıktan sonra yakalansa,
(Alın bardaklarınızı, beni bırakın) dese, hatta beş bardak yerine on bardak
verse, polis bırakır mı? Mahkeme ayrıca hapis cezası da verir; çünkü hırsızlığın
kendisi suçtur. Bardakları verdim, niye beni hapsediyorlar diyebilir mi?
Dinimizde de, hırsızlık eden, çaldığını vermekle kurtulamaz, hırsızlığın
cezasını çeker. Mahkeme suçun durumuna göre elini bile kestirebilir.
Kasten orucunu bozan kimse suç işlemiş olur, yerine bir gün tutayım demekle
cezadan kurtulamaz. Hem o bir günü tutar, hem de kefaret verir. Kefareti bir
köle azat etmektir. Köle yoksa, o zaman peş peşe iki ay yani 60 gün oruç
tutar. Art niyetli kimseler, dinin bu emrini mantıksız bulsalar da, kıymeti
yoktur.
Oruç kefareti ve kitap
Sual: Yemin kefaretinde olduğu gibi, kefaret orucunu tutamayan da
kitap verebilir mi?
CEVAP
Devamlı hasta veya çok yaşlı olup, 60 gün kefaret orucunu tutamaz ise, 60
fakiri bir gün doyurur. Aç olan 60 fakiri, bir günde iki kere doyurmak
lazımdır. Bir fakiri her gün iki defa doyurmak üzere 60 gün veya her gün bir
defa doyurmak üzere 120 gün yedirmek de olur. Yahut 60 fakirin her birine bir
fitre veya o değerde din kitabı da verilebilir. Mesela 60 tane İslam
Ahlakı kitabı, 60 fakire verilir. 60 fakir bulunmazsa bir fakire her
gün bir tane vermek üzere 60 gün verilir. 30 fakir varsa iki gün verilir. 20
fakir varsa üç gün verilir. 10 fakir varsa 6 gün verilir. 5 fakir varsa 12
gün birer tane kitap verilir.
Oruç kefareti için
Sual: Devamlı hasta veya çok yaşlı olup, peş peşe 60 gün oruç
tutamayan kimse, oruç kefaretini ödemek için, her gün, bir fitre değerinde
pide veya ekmek alıp bir fakire altmış gün veya altmış fakire bir günde
verse, kefareti ödemiş olur mu? Bunun gibi ekmek yerine, her gün bir İslam
Ahlakı veya başka bir muteber din kitabı yahut bir kilo elma veya
bir kilo süt versek, oruç kefareti ödenmiş olur mu?
CEVAP
Evet, bildirdiğiniz şeylerin herhangi biri, bir fitre değerinden aşağı
değilse, kefaret ödenmiş olur. Ancak peş peşe iki ay oruç tutabilen kimse,
bunları yapsa da, kefareti ödemiş olmaz. 60 gün peş peşe oruç tutması
lazımdır. Sonra da, kasten bozduğu orucu kaza etmesi gerekir.
Kefaret olmaması için
Sual: Şâfiî mezhebinde, Ramazanda yiyip içmek değil, sadece cinsel
ilişkiye girmek kefaret gerektiriyormuş. Eğer ilişkiden önce yiyip içerse,
ilişkiye girmek de, kefareti gerektirmiyormuş. Bu bilgi doğru mudur?
CEVAP
Evet, doğrudur. Hanefî’de de buna benzer hüküm vardır. Hanefî'de kefareti
gerektirmeyen bir şey yaparak orucu bozduktan sonra, yiyip içilse veya
ilişkiye girilse kefaret gerekmez. Mesela susuz olarak bir kum tanesi yutmak,
bir pirinç yutmak, kulağa yağ damlatmak gibi bir şey yapılırsa oruç bozulmuş
olur. Artık yiyip içilse de, kefaret gerekmez. Hasta veya ilaç alacak olan
yahut herhangi bir sebeple orucunu bozmak zorunda kalan, kefaret gerekip
gerekmediğinden şüphe edip, bu yolla orucunu bozarsa kefaret gerekmez. Sadece
gününe gün kaza eder. Bu yol, bir hile değil, tedbirdir. Ama Şâfiîlerin öyle
yapmaları hileye girebilir. Çünkü ramazan günü ilişkiye girmekte bir zaruret
yoktur. Gerçekten bir zaruret olursa, o zaman, o yola başvurmak caiz olur.
Kefaret orucu tutamayacak kimse...
Sual: Kefaret borcu olup da, çok yaşlı olan veya devamlı hasta olanlar, bu
kefaret borçlarını nasıl öderler?
Cevap: Devamlı hasta veya çok yaşlı olup, altmış gün kefaret orucunu
tutamayacak olan, altmış fakiri bir gün doyurur. Aç olan altmış fakiri, bir
günde iki kere doyurmak lazımdır. Hepsinin aynı günde yemeleri şart değildir.
Bir fakiri her gün iki defa doyurmak üzere altmış gün veya her gün bir defa
doyurmak üzere yüzyirmi gün yedirmek de olur. Yahut, altmış fakirin her
birine, 1750 gram buğday veya un yahut 3500 gram arpa, kuru üzüm, hurma
verir. Bunların kıymeti kadar ekmek, başka mal veya altın, gümüş vermek yahut
bunları bir fakire altmış gün devamlı vermek de caiz olur. Kendisini
doyurması için fakire fülüs, kâğıt para da verileceği Bedâyıda yazılıdır.
Altmış günlüğü, bir fakire, bir günde toplu verse, bir günlük vermiş olur.
Altmış fakiri sabah, altmış başka fakiri de akşam doyurursa, sabah
doyurduklarını akşam veya akşam doyurduklarını sabah, bir daha doyurmalıdır.
Yahut, bunlardan altmışının her birine, Sadaka-i fıtır miktarı mal verir.
Oruç tutabilenin fakirleri doyurması caiz değildir. Fakir olan hasta ve
ihtiyar, zengin olunca doyurur. Kefaret yaparken niyet etmek lazımdır.
Sual: Bilerek birkaç defa orucunu bozan bir kimse, kaç
tane kefaret orucu tutacaktır?
Cevap: Bilerek orucunu bozan kimse, Ramazan ayından sonra, oruç
kefareti olarak, art arda, altmış gün oruç tutar. Altmış gün sonra, tutmadığı
her gün için, birer gün daha tutar. Birkaç Ramazanda kefaretleri olan veya
bir Ramazanda, iki kefareti olan kimse, birinci kefareti yapmamış ise, ikisi
için yalnız bir kefaret yapar. Birinci kefareti yapmış ise, ikinci kefareti
de, ayrıca yapar.
Kefaret orucu bozulursa
Sual: Bir kimse, kefaret orucuna başlasa, altmış günü tamamlamadan hastalansa
ve ara verse, bir kadının da muayyen günü başlasa ve ara verse, bunların
kefaret orucuna baştan mı başlamaları gerekir?
Cevap: Kefaret orucu, hastalık, yolculuk gibi bir özür ile veya
bayram günlerine rastlamak sebebi ile bozulursa yahut Ramazan ayına
rastlarsa, yeniden altmış gün tutmak lazım olur. Bayram günlerinde bozmazsa,
yine yeniden başlaması lazım olur. Kadın, hayız ve nifas sebebi ile bozunca,
yeniden başlamaz. Temizlenince geri kalan günleri tutarak, altmışı tamamlar.
Fakat, yemin kefareti olan üç gün art arda tutulacak orucu bu sebeple bozan
kadının da, üç günü, yeniden tutması lazım olur. Kefaret orucuna, Ramazana ve
bayramlara rastlamayacak şekilde başlamalıdır. Recebin birinci günü kefaret
orucuna başlayıp, şabanın sonunda, altmış günü tamam olmasa, üç günlük yola
gitmeyi niyet ederek vatanından çıkar. Ramazanın birinci günü, kefaret
orucuna niyet eder. Çünkü misafire Ramazan orucunun edası farz değildir, kaza
etmesi caizdir.
Sual: Bilerek orucunu bozan bir kimse, bu bir oruç
yerine, kefaret olarak niçin altmış gün oruç tutuyor, bu haksızlık olmuyor
mu?
Cevap: Kefaret cezası, mübarek Ramazan ayının hürmet, namus
perdesini yırtmanın karşılığıdır. İmâm-ı a'zam hazretlerine göre, dört
mezhepte de sahih olan Ramazan orucunu bile bile bozmanın cezasıdır. Şafii
mezhebinde, fecirden önce niyet şart olduğundan, fecirden önce niyet etmeyen
veya zorla, özürle bozan Hanefiler de, îmâm-ı a'zama göre kefaret yapmaz.
Sual: Kaza, adak ve nafile oruç tutarken, bunları bile
bile bozunca da, Ramazan orucunda olduğu gibi kefaret gerekir mi?
Cevap: Kaza, adak ve nafile oruçları tutarken, bilerek de bozulsa
bunlar için kefaret yapılmaz.
Sual: Ramazan ayında, sadece kazayı gerektiren bir
şeyi, birkaç defa yapınca kefaret de mi gerekir?
Cevap: Ramazanın bir gününde, kaza lazım olan bir şey yaparak
orucunu bozan kimse, başka gününde de bu şeyi bilerek yine yaparsa, kefaret
de lazım olur.
|