Oruç tutmak vücuda zarar verir mi?
Oruç tutmak faydalıdır
CEVAP
Hayır, çünkü Allahü teâlâ zararlı olan bir şeyi emretmez. Tıp uzmanları diyor
ki:
Oruçlu kimselerde adrenalin ve kortizon hormonları kana daha kolaylıkla
karışmaktadır. Bu hormonlar, tesirlerini kanserli hücreler üzerinde de
göstermektedir. Böylece bu hormonlar kansere karşı bir çeşit kalkan rolünü
oynamakta, yani kanser hücrelerinin çoğalmasını önlemektedir. Oruç tutan bünye,
adeta bakıma girer, iç organları saran yağlar erir, vücudun zindeliği artar,
direnme gücü kazanır, mide, böbrek, şeker, kalb ve karaciğer hastalıklarına karşı
mukavemeti artar.
Karaciğer, oruçlu iken, 3-5 saat istirahat eder, gıda depolama işine bir müddet
ara vermiş olur. Bu arada, korunma sistemini güçlendirici globülinleri
hazırlar. Midedeki kaslar ve salgı ifraz eden hücreler, oruç müddetince birkaç
saat dinlenir. Kan hacmi de azaldığı için tansiyon düşerek kalb rahatlar.
Gıda artıkları iyi yakılmayınca, damarları yıpratır. Yakılmayan yağlar,
damarları daraltır, damar sertliği denilen rahatsızlığa sebep olur. Akşama
doğru vücutta gıda hemen hiç kalmaz. Yani bütün gıdalar yakılmış olur. Bu
bakımdan bazı hastalıklara, bilhassa damar sertliği olanlara oruç tutmak iyi
gelmektedir. Oruç iken vücudun diğer organlarında da dinlenme olur. Az yemek ve
oruç tutmak vücudun sıhhati için önemlidir. Zekât, malın kiridir. Zekât veren,
malını kirden koruduğu gibi, oruç tutan, vücudunun zekâtını ödemiş, onu
hastalıklardan korumuş olur. Peygamber efendimiz, (Her şeyin bir zekâtı
vardır. Vücudun zekâtıysa oruçtur. Oruç tutun, sıhhat bulun!) buyurmuştur.
(İbni Mace, Taberanî)
Orucun faydaları çoktur. İki hadis-i şerif:
(Oruç, eti eritir ve Cehennem ateşinden uzaklaştırır. Gözlerin görmediği,
kulakların işitmediği ve hiç kimsenin hatırına gelmeyen nimetler, ancak oruç
tutana nasip olur.) [Taberanî]
(Allah rızası için bir gün oruç tutan kimseyi Allahü teâlâ, bu bir günlük
oruç sebebiyle Cehennem ateşinden 70 yıl uzak tutar.)[Buhârî]
Orucun sevabı diğer ibadetlere göre daha fazladır. Hadis-i kudside, (Her
iyiliğe, 10 mislinden 700 misline kadar sevab verilir, fakat oruç bana mahsustur,
onun mükâfatını ben veririm, çünkü kulum, benim için şehvetini ve yeme içmesini
bırakmıştır) buyuruldu. (Buhârî)
Her iyiliğin sevabını Allahü teâlâ verdiği hâlde, orucun sevabı için, (Ben
veririm) buyurmasının hikmeti vardır. Yeryüzünün tamamı Allahü
teâlânın mülkü olduğu hâlde, Kâbe’ye (Beytullah) yani (Allah’ın
evi) denmesi, ona şeref vermek içindir. (Oruç bana mahsustur) demekle
de ona özel bir şeref vermiştir. Oruç tutana verilecek sevabın muayyen bir
ölçüsü yoktur. Oruçlunun durumuna göre, çok sevab verilecektir. Başkaları oruç
yerken oruç tutmak daha sevabdır. Hadis-i şerifte, (Oruçlunun yanında
oruçsuzlar yiyince, melekler oruçluya dua eder) buyuruldu. (Tirmizî)
Herhangi bir sebeple nafile oruç tutamayan, şükretmeli; misafirlere, fakirlere
yemek yedirmelidir. Hadis-i şerifte, (Şükredip yemek yediren, sabredip
oruç tutan gibidir) buyuruldu. (Tirmizi)
Şükredenlere çok mükafat verilecektir. Şükür, İslamiyet’e uymak demektir.
İmam-ı Rabbani hazretleri, (Ramazanda nafile ibadetlere verilen sevap, başka
aylarda yapılan farzlar gibidir. Bu ayda yapılan bir farz, başka aylarda
yapılan yetmiş farz gibidir. Bu aya saygısızlık edenin, bu ayda günah işleyenin
bütün senesi günah işlemekle geçer) buyurmaktadır.
O halde bilhassa Ramazan ayında günah işlemekten daha çok sakınmak gerekir.
Mübarek yerlerde yapılan ibadetlere de daha çok sevap verilir. Hadis-i
şerifte, (Mekke’de bir Ramazan orucu tutmak, başka yerde tutulan bin
Ramazan orucundan efdaldir) buyuruldu. (Bezzar)
Cuma günü yapılan ibadetlere de kat kat sevap verilir. Cuma günü işlenen
günahlar da iki kat yazılır. Kıymetli günlerin değerini bilmek ve gereğini
yapmak gerekir.
Yazın oruç tutmak zararlı mıdır?
Sual: Bazı kimseler, yazın oruç tutma konusunda; “bilhassa yaz günlerinde
gündüzleri yemeyip içmeyerek, geceleri yiyip içmek, sıhhate zararlı olup,
çeşitli hastalıklara sebep olmaktadır” diyorlar. Bu sözlerin aslı var mıdır?
Cevap: Bu ve benzeri sözlerin hiçbiri doğru değildir, asılsızdır.
Çünkü orucun edeplerinden birisi de, iftar zamanında mideyi tıka basa
doldurmayıp, henüz iştah varken yemekten el çekmektir. Bu edebe riayet
edenlerin, hasta olmak değil, bilakis sıhhat bulacakları bütün tabipler,
doktorlar tarafından ittifak ile bildirilmiştir. Böyle oruç tutmanın sıhhat
için faydalı olduğu muhakkaktır. Eğer böyle söyleyenlerin yalan olan bu sözleri
doğru olsa idi, İslâm memleketlerinde Ramazan ayında her Müslümanın hasta
olması ve çok kimsenin de vefat etmesi icab ederdi. Halbuki yapılan sağlık
istatistiklerinde, Ramazan ayında diğer aylara göre hiçbir zıtlık görülmez.
Aklen de düşünülse, birçok insan sabah ve akşam olmak üzere günde iki kere
yemek yer. Alışılmış olan iki yemek vaktinin birinde, birkaç saat değişiklik
yapmakla, vücutta ne gibi bir değişiklik meydana gelebilir ki? Belki oruç
ayının yani Ramazanın başında bir iki gün, insan biraz değişiklik hissedebilir.
Bu cihetle oruçtan dolayı sıhhatte bir değişiklik olmaz.
Sual: Bazı kimseler, midem rahatsız oluyor diyerek, oruç
tutmak istemiyorlar. Oruç tutunca mide rahatsız olur mu, mide hastalanır mı?
Cevap: Oruç, mide rahatsızlığına sebep olmaz. Bilakis midenin
sıhhatine faydalı olur. Bu husus, bugünkü modern tıp mütehassısları, uzmanları
tarafından, açık ve kesin bir şekilde ispat edilmiştir. Çeşitli yabancı
dillerde, mütehassıs tabipler, doktorlar tarafından yazılmış tıp kitaplarında,
birçok hastalıkların, yeme ve içme konusunda perhiz yapmakla tedavi
edilecekleri, yahut perhiz yaparak tedavinin kolaylaşacağı açıkça bildirilmektedir.
Sual: Oruç tutmak, insanın iradesini zayıflatır diyenler
oluyor. Gerçekten oruç tutunca böyle bir şey olur mu?
Cevap: Söylenenlerin tam tersine, oruç tutmakla, insanın güçlü bir
irade kuvveti kazanacağı kesindir, bunda şüphe yoktur. Çünkü oruç tutmak sebebi
ile alkol, uyuşturucu gibi, kötü alışkanlıklardan oruç vesilesi ile kurtulanlar
çok görülmektedir.
“Oruç tutunuz, sıhhat bulunuz”
Sual: Oruç tutmanın, insan sağlığı için zararlı olduğunu söyleyenlere karşı ne
demelidir?
Cevap: Peygamber efendimiz bir hadîs-i şeriflerinde; (Oruç
tutunuz, sıhhat bulunuz) buyurmuştur. Orucun, sıhhate zararlı değil,
bilakis çok faydaları vardır. Orucun, vücut için faydalarından bazıları şöyle
bildirilmektedir:
Oruç, bir sene boyunca durmadan çalışan mide ile beraber bütün sindirim
sisteminin istirahate sevk edilmesi ve insan vücudunun bir tasfiyeye tabi
tutulmasıdır. Böylece, sindirim sistemi dinlendirilmiş olur. İnsanlarda en çok
görülen rahatsızlık, hazım, sindirim bozukluğudur. Şişmanlık, kalp ve damar
hastalıklarına, şeker hastalığına ve tansiyon yüksekliğine sebep olmaktadır.
Oruç, bütün bu hastalıklara karşı koruyuculuk vazifesi yaptığı gibi, bir de
tedavi vasıtasıdır. Bugün birçok hastalıktan kurtulmak için, perhiz lazım
olduğunu doktorlar bildirmektedir.
Oruç, vücuttaki karbonhidrat, protein ve bilhassa yağ
depolarının harekete geçirilmesini sağlar. Oruç sayesinde madde süzmekten
kurtulan böbrekler, bir revizyona, tamire girerek, dinlenme ve yenilenme imkânı
bulurlar.
Bütün bu bildirilenler, orucun insan sağlığına zararlı
olduğunu söyleyenlerin, yalan ve iftiralarını yüzlerine çarpmaktadır. Keşke
orucun zararlı olduğunu söyleyenler, yalan söylerken ilmi de, kendilerine
yalancı şahit olarak getirmeselerdi.
Oruç; zararlı değil, faydalıdır
Sual: Oruç tutmanın, insan sağlığına zararlı olduğunu söyleyenlerin sözlerinde
bir gerçeklik payı var mıdır?
Cevap: Oruç tutmak, insan sağlığı için zararlı değil, aksine çok
faydalıdır. Çünkü Allahü teâlâ, kullarına, zararlı bir şey emretmez. Zira
Peygamber efendimiz de;
(Oruç tutunuz, sıhhat bulunuz) buyurmuştur.
Oruç tutmak, mide rahatsızlığına sebep olmadığı gibi, aksine
midenin sıhhati için çok faydalıdır. Bu husus, doktorlar tarafından, kesin bir
şekilde ispat edilmiştir. Yabancı dillerde, mütehassıs doktorlar tarafından
yazılmış tıp kitaplarında, birçok hastalıkların perhiz yapmakla tedavi
edilecekleri, yahut perhiz yaparak tedavinin kolaylaşacağı bildirilmektedir.
Oruç, durmadan çalışan mide ile beraber bütün sindirim
sisteminin istirahate sevk edilmesi ve insan vücudunun bir tasfiyeye tabi
tutulmasıdır. Böylece, sindirim sistemi dinlendirilmiş olur.
İnsanlarda en çok görülen rahatsızlık, sindirim
bozukluğudur. Bu hâl, şişmanlık, kalp, damar, şeker hastalıklarına ve tansiyon
yüksekliğine sebep olmaktadır. Oruç, bütün bu hastalıklara karşı, koruyuculuk
vazifesi yaptığı gibi, bir de tedavi vasıtası olmaktadır.
Oruç tutan, güçlü bir irade kuvveti kazanır. Bu sebeple
alkol, uyuşturucu gibi, kötü alışkanlıklardan oruç vesilesi ile kurtulanlar çok
görülmektedir.
Oruç, vücuttaki karbonhidrat, protein ve bilhassa yağ
depolarının harekete geçirilmesini sağlar. Oruç sayesinde madde süzmekten
kurtulan böbrekler, dinlenme ve tamir, yenilenme imkânı bulurlar.
Oruç tutma zamanı, Kamerî aylara göre tayin edildiğinden,
her sene, şemsî sene hesabıyla önceki seneye göre 10-11 gün evvel gelir. Bu
sebepten, yaklaşık otuz üç sene içinde her mevsimde oruç tutmak mümkün
olmaktadır.
Oruç tutmanın güç olduğu yerlerde, oruçlarını bozmayanlara,
daha çok sevap verilir. Mazeretsiz açıkça oruç yiyen, bu aya hürmet etmemiş
olur.
Oruç, insan sağlığı için her bakımdan faydalıdır. Zira oruç
tutanlarda, gündüz kan hacminin, doku suyunun azaldığı ve sonuçta minima, küçük
tansiyonun düştüğü, kalbin rahatladığı tetkikler sonucu anlaşılmıştır. Oruç
tutan kişinin sinir sistemi de, bir rahatlama içindedir. Bir ibadeti yerine
getirme mutluluğu, gerginlikleri, sıkıntıları azaltır hatta yok eder.
Orucun manevi faydası da vardır
Sual: Oruç tutmanın faydası sadece bedene midir, manevi faydası da yok mudur?
Cevap: Oruç, insanlara hem maddi, hem de manevi faydalar
sağlamaktadır. Bütün bir sene, çeşitli yemekleri eritmek için yorulan insan
midesi ve bağırsakları, senede bir ay dinlenerek sağlığını korumuş olmaktadır.
Bunlar maddi faydalarındandır.
Manevi faydası ise, oruç tutan bir insan, aç kalmış bir
insanın çektiği ızdırabı hissederek, muhtaçlara yardım etmek ihtiyacını duyar.
Bu da, insanların birbirlerine yardım etmelerine sebep olur. Birbirlerine
yardım eden insan topluluğu arasında ise, çekişmeler olmaz. Ayrıca Allahü
teâlânın emrini yerine getirmek için gündüzleri bir ay oruç tutan bir Müslüman,
Cenab-ı Hakkın diğer emirlerini yerine getirme alışkanlığını da kazanır ve
başka emirleri yapmaya istidat yani kabiliyet elde eder.
Oruç tutanın, yalnız mideyi dinlendirmeyi, perhiz yapmayı
düşünmesi, orucun sahih ve makbul olmamasına sebep olur. Zira oruç, yalnız aç
ve susuz durmaktan, zahiri ve lüzumsuz amellerden ibaret değildir. Orucun,
batıni birçok faydaları da vardır. İlmi ve anlayışı yüksek olanlar, bedenin
ruhun mekânı ve nefsin arzularının dönüp durduğu yer olduğunu biliriler.
Nefsin, bedeni arzuları ne kadar çok olur ve bedene ne kadar galip gelirse,
ruhun gelişmesi de, o kadar az ve hatta hiç olmaz. Bütün dinlerde, nefsin
arzularını yapmamak yani riyazet çekmek, Allahü teâlâya yaklaşmaya vesile olur
diye bildirilmiştir. Sadece yeme, içmeyi terk ederek, yalandan, gıybetten
uzaklaşılmayarak tutulan bir orucun, faydasız bir amel olduğunu, İslâm âlimleri
bildirmişlerdir.
Oruç, senede bir ay yani Ramazan ayında, yalnız gündüzleri
orucu bozan şeylerden uzaklaşmak demektir. Aç ve susuz kalmanın ne demek
olduğu, oruç tutarak daha iyi anlaşılmakta, fakirlere, muhtaçlara yardım etme
ihtiyacı duyulmakta ve insanların birbirlerine yardım etmelerine sebep olmaktadır.
Böylece insanlar arasında çekişme, kavga değil, sevgi, muhabbet ve huzur
oluşmaktadır.
Orucun Allahü teâlânın emri olduğuna inanmak ve sevap
beklemek lazımdır. Günlerin uzun, oruç tutmanın güç olmasından şikâyet
etmemelidir. Günün uzun olmasını, oruç tutmayanlar arasında güçlükle oruç
tutmasını fırsat hatta ganimet bilmelidir.