Ramazan ayının önemi nedir?
Orucun ve Ramazan ayının fazileti
CEVAP
Bu konuda imam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki:
Mübarek Ramazan ayı, çok şereflidir. Bu ayda yapılan, nafile namaz, zikir,
sadaka ve bütün nafile ibadetlere verilen sevap, başka aylarda yapılan farzlar
gibidir. Bu ayda yapılan bir farz, başka aylarda yapılan yetmiş farz gibidir.
Bu ayda bir oruçluya iftar verenin günahları affolur. Cehennemden azat olur. O
oruçlunun sevabı kadar, ayrıca buna da sevap verilir. O oruçlunun sevabı hiç
azalmaz.
Bu ayda, emri altında bulunanların, işlerini hafifleten, onların ibadet
etmelerine kolaylık gösteren âmirler de affolur, Cehennemden azat olur.
Ramazan-ı şerif ayında, Resulullah, esirleri azat eder, her istenilen şeyi
verirdi. Bu ayda ibadet ve iyi iş yapabilenlere, bütün sene bu işleri yapmak
nasip olur. Bu aya saygısızlık edenin, günah işleyenin bütün senesi, günah işlemekle
geçer.
Bu ayı fırsat bilmeli, elden geldiği kadar ibadet etmelidir. Allahü teâlânın
razı olduğu işleri yapmalıdır. Bu ayı, ahireti kazanmak için fırsat bilmelidir.
Kur’an-ı kerim, Ramazanda indi. Kadir gecesi, bu aydadır. Ramazan-ı şerifte,
iftarı erken yapmak, sahuru geç yapmak sünnettir. Resulullah bu iki sünneti
yapmaya çok önem verirdi.
İftarda acele etmek ve sahuru geciktirmek, belki insanın aczini, yiyip içmeye
ve dolayısıyla her şeye muhtaç olduğunu göstermektedir. İbadet etmek de zaten
bu demektir.
Hurma ile iftar etmek sünnettir. İftar edince, (Zehebez-zama’
vebtellet-il uruk ve sebet-el-ecr inşaallahü teâlâ) duasını okumak,
teravih kılmak ve hatim okumak önemli sünnettir.
Bu ayda, her gece, Cehenneme girmesi gereken, binlerce Müslüman affolur, azat
olur. Bu ayda, Cennet kapıları açılır. Cehennem kapıları kapanır. Şeytanlar,
zincirlere bağlanır. Rahmet kapıları açılır. Allahü teâlâ, bu mübarek ayda Onun
şanına yakışacak, kulluk yapmayı ve Rabbimizin razı olduğu, beğendiği yolda
bulunmayı, hepimize nasip eylesin! Âmin. (Mektubat ,1.c. 45.m.)
Açıktan oruç yiyen, bu aya hürmet etmemiş olur. Namaz kılmayanın da, oruç
tutması ve haramlardan kaçınması gerekir. Bunların orucu kabul olur ve imanları
olduğu anlaşılır.
Ramazan-ı şerifte, oruç tutmak çok sevaptır. Özürsüz oruç tutmamak büyük
günahtır. Hadis-i şerifte, (Özürsüz, Ramazanda bir gün oruç tutmayan,
bunun yerine bütün yıl boyu oruç tutsa, Ramazandaki o bir günkü sevaba kavuşamaz) buyuruldu.
[Tirmizi] (Ama orucu kazaya bırakmayı mubah kılan dînî bir mazeret varsa, o
zaman ramazan orucunu kazaya bırakmak günah olmaz.)
Ramazanda oruç tutmak hakkındaki hadis-i şeriflerden birkaçı şöyle:
(Ramazan ayı mübarek bir aydır. Allahü teâlâ, size ramazan orucunu farz
kıldı. O ayda rahmet kapıları açılır, Cehennem kapıları kapanır, şeytanlar
bağlanır. O ayda bir gece vardır ki, bin aydan daha kıymetlidir. O
gecenin [Kadir gecesinin] hayrından mahrum kalan, her hayırdan
mahrum kalmış sayılır.) [Nesai]
(Ramazan ayında oruç tutmayı farz bilip, sevabını da Allahü teâlâdan
bekleyerek oruç tutanın günahları affolur.) [Buhari]
(Ramazan ayı gelince, “Ey hayır ehli, hayra koş! Şer ehli, sen de
kötülüklerden el çek” denir.) [Nesai]
(Ramazan bereket ayıdır. Allahü teâlâ bu ayda, günahları bağışlar, duaları
kabul eder. Bu ayın hakkını gözetin! Ancak Cehenneme gidecek olan, bu ayda
rahmetten mahrum kalır.) [Taberani]
(Ramazan-ı şerif ayı geldiği zaman, Allahü teâlâ meleklere, müminlere
istigfar etmelerini emreder.) [Deylemi]
(Farz namaz, sonraki namaza kadar; Cuma, sonraki Cumaya kadar; ramazan ayı,
sonraki ramazana kadar olan günahlara kefaret olur.) [Taberani]
(Peş peşe üç gün oruç tutabilenin, Ramazan orucunu tutması gerekir.) [Ebu
Nuaym]
(Ramazan orucu farz, teravih sünnettir. Bu ayda oruç tutup, gecelerini de
ibadetle geçirenin günahları affolur.) [Nesai]
(Bu aya ramazan denmesinin sebebi, günahları yakıp erittiği içindir.) [İ.
Mansur]
(Ramazan ayında ailenizin nafakasını geniş tutunuz! Bu ayda yapılan harcama,
Allah yolunda yapılan harcama gibi sevaptır.) [İbni Ebiddünya]
(Ramazan ayının başı rahmet, ortası mağfiret, sonuysa Cehennemden
kurtuluştur.) [İ. Ebiddünya]
(İslam, kelime-i şehadet getirmek, namaz kılmak, zekât vermek, Ramazan
orucunu tutmak ve haccetmektir.) [Müslim]
(Cennetteki güzel köşkler, sözü hoş, selamı çok, yemek yediren, oruca devam
eden ve gece namazı kılan kimselere verilir.) [İbni Nasr]
(Oruç tutan müminin susması tesbih, uykusu ibadet, duası müstecap ve
amelinin sevabı da çoktur.) [Deylemi]
(Bilhassa oruçlu iken çirkin, kötü söz söylemeyin! Biri size sataşırsa, ona
“Ben oruçluyum” deyin!) [Buhari]
(Gerçek oruç, sadece yiyip içmeyi değil, boş ve hayasızca sözleri de terk
ederek tutulan oruçtur.) [Hakim]
(Allahü teâlânın, gözlerin görmediği, kulakların işitmediği ve hiç kimsenin
hayaline bile gelmeyen nimet dolu sofrasına, ancak oruçlular oturur.) [Taberani]
(Allah yolunda bir gün oruç tutanı, Allahü teâlâ yetmiş yıllık mesafe kadar
cehennemden uzaklaştırır.) [Buhari]
(Temizlik imanın yarısı, oruç da sabrın yarısıdır.) [Müslim]
(Oruçlu iken ölene, kıyamete kadar oruç tutmuş gibi sevap yazılır.) [Deylemi]
(Oruçlu iken ölen Cennete girer.) [Bezzar]
(Oruç tutan, namaz kılan kimse, mükafatını kıyamette aklı kadar alır.) [Hatib]
(Oruç şehveti keser.) [İ. Ahmed]
Mübarek vakitlerde, günahlardan titizlikle uzak durmalı, taatları, ibadetleri
ve her çeşit hayratı artırmalıdır. Zira Allahü teâlâ, tarafından sevilen kimse,
faziletli vakitlerde faziletli amellerle meşgul olur. Buğzettiği kul ise;
faziletli vakitlerde kötü işlerle meşgul olur. Kötü işlerle meşgul olanın bu
hareketi azabının daha şiddetli olmasına ve Allahü teâlânın, ona daha çok
buğzetmesine sebep olur. Çünkü o, böyle yapmakla vaktin bereketinden mahrum
kalmış ve onun hürmet ve şerefini çiğnemiş olur. (Mev'iza-i hasene)
Resulullah efendimizin rüyası
(Rüyamda acayip şeyler gördüm. Ümmetimden birini azap melekleri yakalamıştı.
Aldığı abdestler gelip, onu içindeki zor durumdan kurtardı. Birini gördüm,
kabri onu sıkıyordu. Kıldığı namazlar gelip, onu kabir azabından kurtardı.
Birine şeytanlar musallat olmuştu. Ettiği zikirler gelip, şeytandan onu
kurtardı. Birinin de susuzluktan dili çıkmıştı. Tuttuğu Ramazan orucu gelip,
susuzluğunu giderdi.
Birini zulmet sarmıştı. Yaptığı hac gelip karanlıktan çıkardı. Birine ölüm
meleği gelmişti. Ana babasına yaptığı iyilikler gelip, ölümüne engel oldu,
geciktirdi. Birini Müslümanlarla konuşturmuyorlardı. Sıla-i rahim gelip, ona
şefaat etti, onlarla konuştu. Peygamberinin yanına gitmek isteyen birine engel
oluyorlardı. Aldığı gusül, onu alıp yanıma getirdi. Ateşten korunmak isteyen
birine, sadakası gelip ateşe perde oldu. Birini zebaniler alıp Cehenneme
götürürken, yaptığı emr-i maruf ve nehy-i münker gelip kurtardı. Biri Cehennem
ateşine atılmıştı. Allah korkusu ile döktüğü gözyaşları gelip oradan
kurtardı.
Birine amel defteri solundan verilirken, Allah korkusu gelip, defterini sağa
aldı. Sevapları hafif gelen birine, kendinden önce ölen çocukları gelip,
sevabını ağırlaştırdı. Cehennemin kenarında, korkudan titreyen birine, Allahü
teâlâya olan hüsnü zannı gelince, titremesi durdu. Sırattan zorla geçen biri,
Cennete geldi. Fakat kapılar kapalıydı. Kelime-i şehadeti gelip, onu Cennete
koydu.) [Taberani, Hakîm-i Tirmizi]
Sual: Günah işlememize şeytanlar sebep olduğuna göre, Ramazanda
bağlı olan şeytanlar nasıl günah işletiyor?
CEVAP
Günah işlememize yalnız şeytanlar değil, kendi nefsimiz de sebep olmaktadır.
Nefsin zararı, şeytanınkinden çok fazladır. Nefsin her istediği kendi zararınadır.
Ramazanda günah işleten, nefsimizdir. Bu ayda, şeytanlar bağlı olduğu için
vesvese veremezler. Ramazanda esnemeler de şeytandan değildir. Asabi esnemeler,
yorgunluk, uykusuzluk gibi hallerde meydana gelir. (Mektubat-ı Rabbani)
Oruçluyken ölmek
Sual: Abdestliyken ölen şehit oluyor. Oruçluyken ölmek de iyi midir?
CEVAP
Evet, çok iyidir. Bir hadis-i şerifte, (Oruçluyken ölen Cennete girer)buyuruldu. (Bezzar)
Sevab zorluğa göredir
Sual: Ramazan ayı, yaza ve kışa gelebiliyor. Kışın kısa günlerde oruç
tutulması daha kolay, yazın uzun günlerde sıcakta tutmaksa çok zordur. İkisinin
sevabı aynı mıdır?
CEVAP
Hayır, zorluklar içinde yapılan ibadetin sevabı daha çoktur. (Ecir
meşakkate göredir) buyuruluyor. İmam-ı Rabbani hazretleri de buyuruyor
ki:
Maniler karşısında, ibadeti yapmak güçlüğü, sıkıntısı, o ibadetlerin, şanını,
şerefini göklere çıkarır. Mani olmayarak, kolay yapılan ibadetler, aşağıda
kalır. (3/35)
Ramazan-ı şerif kışa da gelse, farz ibadet olduğu için sevabı çoktur.İki
hadis-i şerif meali şöyledir:
(Kışın oruç tutmak, meşakkatsiz elde edilen bir ganimettir.) [Tirmizi]
(Kış müminin baharıdır. Gündüzleri kısa olur, oruç tutar. Geceleri de uzun
olur, kalkıp ibadet eder.) [Beyheki]
Şehr-i Ramazan
Sual: Şehr-i Ramazan, Ramazan ayı mı demektir? Yâ şehre
Ramazan deniyor. Niye şehr-i Ramazan denmiyor?
CEVAP
Şehr, ay demektir. Türkçede şehr-i Ramazan denince Ramazan ayı anlaşılır. Yâ
diye başlayınca üstünlü olur, yani şehre olur. Mesela Abdullah
kelimesi yâ ile başlayınca, (Yâ Abdellah denir. Yâ ile
başlayanlar genelde hep böyledir. Resulullah kelimesi yâ ile başlayınca (Yâ
Resulallah) olur. Ömer kelimesi yâ ile başlasa da değişmez, yine (Yâ
Ömer) denir. Namazda sûre okurken böyle irap hataları namazı bozmaz.
Oruç tutarken
Sual: Oruçluya şeytanın vesvese veremeyeceği, ona yaklaşamayacağı
doğru mudur?
CEVAP
Evet, doğrudur. İmam-ı Şa’rânî hazretleri buyuruyor ki: Orucun birçok
faydasından biri, bedenimize şeytanın gireceği bütün yolları tıkamasıdır. (Uhud-ül-kübra)
Ramazan ayının üstünlüğü, fazileti
Sual: Oruç tuttuğumuz ay olan Ramazan ayının, diğer aylardan üstünlüğü, farkı,
fazileti nedir?
Cevap: İslâmın beş şartından dördüncüsü, mübarek Ramazan ayında, her
gün oruç tutmaktır. Oruç, hicretten 18 ay sonra, şaban ayının onuncu günü,
Bedir gazasından bir ay evvel farz oldu. Ramazan, yanmak demektir. Çünkü bu
ayda oruç tutan ve tevbe edenlerin günahları yanar, yok olur. Selmân-ı Fârisî
hazretleri, Resûlullah efendimizin şaban ayının son günü hutbede şöyle
buyurduğunu bildirmektedir:
(Ey Müslümanlar! Üzerinize öyle büyük bir ay gölge vermek üzeredir ki, bu
aydaki bir gece ki Kadir gecesi, bin aydan daha faydalıdır. Allahü teâlâ, bu
ayda, her gün oruç tutulmasını emretti. Bu ayda, geceleri teravih namazı kılmak
da sünnettir. Bu ayda, Allah için ufak bir iyilik yapmak, başka aylarda, farz
yapmış gibidir. Bu ayda, bir farz yapmak, başka ayda yetmiş farz yapmak
gibidir. Bu ay, sabır ayıdır. Sabredenin gideceği yer Cennettir. Bu ay, iyi
geçinmek ayıdır. Bu ayda müminlerin rızkı artar. Bir kimse, bu ayda, bir oruçluya
iftar verirse, günahları affolur. Hak teâlâ, onu Cehennem ateşinden azad eder.
O oruçlunun sevabı kadar, ona sevap verilir.) Eshâb-ı kiram;
-Ya Resûlallah! Her birimiz, bir oruçluya iftar verecek, onu doyuracak kadar
zengin değiliz, deyince. Resûlullah efendimiz;
(Bir hurma ile iftar verene de, yalnız su ile oruç açtırana da, biraz süt
ikram edene de, bu sevap verilecektir. Bu ay, öyle bir aydır ki, ilk günleri
rahmet, ortası af ve mağfiret ve sonu Cehennemden azad olmaktır. Bu ayda, emri
altında olanların vazifesini hafifletenleri, Allahü teâlâ affedip, Cehennem
ateşinden kurtarır. Bu ayda dört şeyi çok yapınız! Bunun ikisini Allahü teâlâ
çok sever. Bunlar, Kelime-i şehadet söylemek ve istiğfar etmektir. İkisini de,
zaten her zaman yapmanız lâzımdır. Bunlar da Allahü teâlâdan Cenneti istemek ve
Cehennem ateşinden Ona sığınmaktır. Bu ayda, bir oruçluya su veren bir kimse,
kıyamet günü susuz kalmayacaktır) buyurdu.
Sual: Ramazan ayına mahsus, Müslümanlar için bildirilen
bir müjde var mıdır?
Cevap: Konu ile alakalı olarak, İmâm-ı Beyhekî hazretlerinin haber
verdiği hadis-i şerifte buyruluyor ki:
(Allahü teâlâ benim ümmetime, Ramazan-ı şerifte beş şey ihsan eder ki,
bunları hiçbir Peygambere vermemiştir:
1- Ramazanın birinci gecesi, Allahü teâlâ müminlere rahmet eder. Rahmet ile
baktığı kuluna hiç azap etmez.
2- İftar zamanında, oruçlunun ağzı kokusu, Allahü teâlâya, her kokudan daha
güzel gelir.
3- Melekler, Ramazanın her gece ve gündüzünde, oruç tutanların af olması için
dua eder.
4- Allahü teâlâ, oruç tutanlara, ahirette vermek için, Ramazan-ı şerifte
Cennette yer tayin eder.
5- Ramazan-ı şerifin son günü, oruç tutan müminlerin hepsini affeder.)
Mümin için fırsat ayı
Sual: Ramazan ayı, Müslümanlar için, din ve dünya saadetini kazanmada bir
fırsat ayı mıdır?
Cevap: Ramazan, kelime anlamı itibariyle yanmak demektir. Çünkü bu
ayda oruç tutan ve tövbe edenlerin günahları yanar, yok olur. Buharideki
hadis-i şerifte;
(Bir kimse, ramazan ayında oruç tutmayı farz bilir, vazife bilir ve orucun
sevabını, Allahü teâlâdan beklerse, geçmiş günahları affolur) buyurulmuştur.
Ramazan ayında oruç tutmanın, Allahü teâlânın emri olduğuna
inanmalı ve sevabını da Ondan beklemelidir. Günlerin uzun olmasından ve oruç
tutmanın güç olmasından şikâyet etmemelidir. Günlerin uzun olmasını, oruç
tutmayanlar arasında güçlükle oruç tutmasını fırsat ve ganimet bilmelidir.
İmâm-ı Rabbânî hazretleri buyuruyor ki:
“Mübarek ramazan ayı, çok şereflidir. Bu ayda yapılan, nafile namaz, zikir,
sadaka ve bütün nafile ibadetlere verilen sevap, başka aylarda yapılan farzlar
gibidir. Bu ayda yapılan bir farz, başka aylarda yapılan yetmiş farz gibidir.
Bu ayda bir oruçluya iftar verenin günahları affolur, Cehennemden azad olur. O
oruçlunun sevabı kadar, ayrıca buna da sevap verilir. Bu ayda, emri altında
bulunanların, işlerini hafifleten, onların ibadet etmelerine kolaylık gösteren
amirler de affolur, Cehennemden azad olur. Ramazan ayında, Resulûllah
efendimiz, esirleri azad eder, her istenilen şeyi verirdi. Bu ayda ibadet ve
iyi iş yapabilenlere, bütün sene bu işleri yapmak nasib olur.
Bu aya saygısızlık edenin, günah işleyenin bütün senesi,
günah işlemekle geçer. Bu ayı fırsat bilmelidir. Elden geldiği kadar ibadet
etmelidir. Allahü teâlânın razı olduğu işleri yapmalıdır. Bu ayı, ahireti
kazanmak için fırsat bilmelidir.
Bir kimse bu ayda kendini toparlarsa, bütün yılı iyi olarak
geçer. Bu ayı kötülükle geçirirse, bütün senesi kötü geçer. Ramazan ayı bir
kimseden razı olursa, o kimseye müjdeler olsun. Bir kimseye gücenirse,
bereketlerinden ve hayırlarından pay almazsa, o kimseye yazıklar olsun!
Ramazanda Kur’ân-ı kerimi hatmeden kimsenin, bereketlerine kavuşması,
hayırlarından pay alması umulur.”
Ramazan ayında, hayırların ve bereketlerin hepsi
toplanmıştır. Ramazanın günleri ve geceleri, ayrı ayrı fazilet ve kıymete
haizdir. Bu sebeple ramazan ayını fırsat, ganimet bilmelidir.
İbadetler, âdet değil emirdir
Sual: Herkes yaptığı için, namaz kılmak, oruç tutmak gibi ibadetleri yapmak,
insanı sorumluluktan kurtarır mı?
Cevap: Âdet üzere namaz kılan ve oruç tutan çoktur. Fakat, dinin
bildirdiği hududu gözeten ise, pek azdır. Doğru ibadet edenleri, âdet üzere
ibadet edenlerden ayıran fark, Allahü teâlânın emirlerini gözetmektir. Çünkü,
namaz ve orucun halisi de, bozuğu da görünüşte beraberdir. Sadece yeme, içmeyi
terk ederek, yalandan, gıybetten uzaklaşılmayarak tutulan bir orucun, faydasız
bir amel olduğunu, İslâm âlimleri bildirmişlerdir. Peygamber efendimiz;
(Bir kimse, ramazan ayında oruç tutmayı farz bilir, vazife bilir ve orucun
sevabını, Allahü teâlâdan beklerse, geçmiş günahları affolur) buyurmuştur.
İmâm-ı Rabbânî hazretleri buyuruyor ki:
“Bu ayın günlerinin bereketi başka olduğu gibi, gecelerinin hayırları da
başkadır. Kur’ân-ı kerim, ramazan ayında indi. Bakara sûresinin 185. âyetinde
mealen;
(Kur’ân-ı kerim ramazan ayında indirildi) buyuruldu. Kadir gecesi
de, bu aydadır.
Ramazan-ı şerifte, vakit girince, iftarı erken yapmak,
sahuru geç yapmak sünnettir. Resûlullah efendimiz bu iki sünneti yapmaya çok
önem verirdi. İftarda acele etmek ve sahuru geciktirmek, belki insanın aczini,
yiyip içmeye ve dolayısı ile her şeye muhtaç olduğunu göstermektedir. İbadet
etmek de zaten bu demektir. Hurma ile iftar etmek sünnettir. İftar edince;
“Zehebez-zamâ vebtellet-il urûk ve sebet-el-ecr inşâallahü teâlâ”duasını
okumak, teravih namazı kılmak ve hatim okumak mühim sünnettir. Bu ayda, her
gece, Cehenneme girmesi gereken, binlerce Müslüman affolur. Bu ayda, Cennet
kapıları açılır. Cehennem kapıları kapanır. Şeytanlar, zincirlere bağlanır.
Rahmet kapıları açılır. Hadis-i şerifte;
(Ramazan ayı gelince, Cennet kapıları açılır. Cehennem kapıları kapanır ve
şeytanlar bağlanır) buyuruldu.
Ramazan-ı şerif ayının Kur’ân-ı kerim ile bağlılığı olduğu
için, bu ay da, bütün hayırları ve bereketleri kendinde toplamıştır. Bütün bir
yıl içinde herhangi bir yoldan herhangi bir kimseye gelen bütün hayırlar ve
bereketler, bu çok kıymetli ayın bereketleri denizinden bir damla gibidir.”
İbadetleri, âdet olarak, herkes yaptığı için değil, Allahü
teâlânın emri olduğu için ve şartlarını gözeterek yapmalıdır.