Rabıta ne demektir, rabıta yapmak gerekir mi?
Rabıta irtibat kurmaktır
CEVAP
Rabıta; irtibat kurmak, Ehl-i sünnet âlimlerini sevmek, onların yolunda
olmak, onların bildirdiği gibi yaşamak, her adımında, acaba bu yaptığımdan razı
olurlar mı diye düşünmek demektir. Ehl-i sünnet âlimlerinin kitaplarını severek
okuyan, elbette maksadına kavuşur. Hakikat Kitabevi’nin,
bu kıymetli eserlerden hazırlanan kitaplarını okuyan, hem bilmediklerini
öğrenir, hem de kitaplarda ismi geçen evliya zatları tanıyarak, kalbi onlara
meyleder, bağlanır. Bütün dünyaya saçtıkları nurları alıp, olgunlaşmaya başlar.
Ham bir karpuz, güneşin ışıkları karşısında zamanla olgunlaştığı, tatlılaştığı
gibi, o da, yetişerek kâmil bir insan olur. Nefsi de gafletten kurtulup,
namazın tadını duymaya, ibadetlerden zevk almaya başlar. Günahlardan, haram
olan şeylerden, kötü huylardan nefret duyar. İyi huylar onun âdeti olur.
Herkese iyilik eder, insanlara faydalı olur. Ebedi saadete kavuşur ve
başkalarının da kavuşmasına sebep olur.
Rabıtanın bir de ıstılah manası vardır. Yukarıda bildirilenler yapılınca bu
rabıtayı yapmak gerekmez. Yapana da bir şey denmez.
İrtibat halinde olmak için
Sual: Allahü teâlânın sevgili kullarıyla devamlı irtibat halinde olmak
ve onlardan gelen feyzlere kavuşmak için hangi duaları okumalıdır?
CEVAP
Kitap okumak sohbetin yarısıdır. Her gün, birkaç sayfa da olsa,
kitaplarından okumalı. Ayrıca her gün, bir Fatiha ile istigfar duasını okuyup,
sevabını Peygamber efendimizin, Enbiyanın, Evliyanın, Silsile-i aliyyenin
mübarek ruhlarına hediye ederek, nurlu kalblerine sığınmalı ve onlardan yardım
istemeli iltica etmeli. Bu ikisi alışkanlık haline getirilmeye çalışılırsa,
onlardan gelen feyzlere kavuşulur.
Evliyayı zikretmek
Sual: Evliyanın ismini söylemekle rahmet geldiği doğru mudur?
CEVAP
Elbette doğrudur. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Allahü teâlâ buyurdu ki: Ben anılınca, evliya hatırlanır, evliya
hatırlanınca ben anılırım.) [Ebu Nuaym]
(Salihler zikredilince [anılınca], rahmet iner.) [İ.Ahmed,
İ.Gazali, İ.Cevzi, İ. Süyuti]
(Peygamberi zikretmek ibadettir. Salihleri [evliyayı] zikretmek [anmak] günahlara
kefarettir. Ölümü zikretmek [hatırlamak] sadakadır. Kabri
zikretmek, Cennete yaklaştırır.) [Deylemi]
(Ali’yi zikretmek ibadettir.) [Deylemi]
Bu hadis-i şeriflerdeki zikretmek, onların yüksek mertebelerini, hallerini,
güzel huylarını hatırlamak, söylemek demektir. Bunları sevmek, Allah sevgisindendir.
Bunları işitenler, bunlar gibi olmaya çalışırlar.
Nasıl yardım istenir?
Sual: Vefat eden büyük zatlardan nasıl yardım istenir?
CEVAP
Yardım gelmesi için öncelikle, o zatı çok sevmek, onun büyüklüğüne inanmak ve
onun yolunda olmak lazımdır. Yasin-i şerif veya üç İhlâs bir Fatiha okuyup
ruhuna hediye edilir. Sonra hiçbir şeyi düşünmeyerek, saygı ve tevazu ile
ismini söyleyerek, yardım etmesi için yalvarılır. Böylece, bu zatın
vesilesiyle, Allahü teâlânın yardımına kavuşulur.
Evliyanın ruhları
Sual: Her gün okuduğum dua ve tesbihleri, evliya zatların ruhlarına
hediye ederek, onların hürmetine dua ediyorum. Bazısı, (Her gün meşgul etme,
her gün seninle mi uğraşacaklar) diyor. Evliya zatlar bundan rahatsız olur mu?
CEVAP
Asla rahatsız olmazlar, bilakis memnun olurlar, şefaat ederler.
Allahü teâlâ, mürşid-i kâmillere bir anda çeşitli yerlere gidebilecek gücü
vermiştir. Melekler de, bir anda çeşitli yerlere gider. O büyüklerin ruhları,
meleklerden daha üstündür. Nasıl ki, Azrail aleyhisselam aynı anda insanların
ruhlarını alıyor, Allahü teâlâ mürşid-i kâmillerin ruhuna da, bir anda çeşitli
yerlerde bulunma kuvvetini vermiştir. Seyyid Abdülhakim-i Arvasi hazretleri de
buyuruyor ki:
Melekler, Peygamberlerin ve evliyanın ruhları, her kim, nerede, ne zaman ve her
ne halde çağırırsa, orada bulunur, yardım ederler. Hızır aleyhisselamın,
sıkıntıda olanların imdadına yetişmesi böyledir. Peygamber efendimizin,
ümmetinin her birine, hele ölüm zamanında, imdada yetişmesi de böyledir. Azrail
aleyhisselamın, ruh [can] almak için her anda, her yere gelmesi de, böyledir.
Her mürşid-i kâmilin, talebesine yetişmesi de böyledir. (S. Ebediyye)
Evliya zatları sevmek
Sual: (Evliya zatlara bağlanan feyzlere kavuşur, kurtulmasına sebep
olur) deniyor. Mesela bir kimse İmam-ı Rabbani hazretlerine nasıl bağlanır?
CEVAP
Bağlanmak, o zatı sevmek demektir. Sevmek de, itaat etmek demektir. İtaat
etmek de onun yolunda bulunmak demektir. Kitaplarını okuyup, onun bildirdiği
şekilde inanıp amel etmek demektir. Büyük zatları seven, o zattan gelen
feyzlere kavuşur. Feyz nedir? Feyze kavuşan nasıl anlar? Feyz, nur demektir.
Feyz gelince, kalb temizlenir. Okuduğunu anlamaya, ibadetlerin tadını duymaya,
kusurlarını görmeye ve günahlardan sakınmaya başlar. Feyz gelmesi ve gelen
feyzleri alabilmek için salihlerle beraber bulunmak, dinin emrine uymak
şarttır. Fâsıklarla karşılaşmak, onlarla beraber olmak, kalbde zulmet hâsıl
eder, feyz gelmesine engel olur. Feyz geldiğinin alameti, günahtan sakınmak,
feyzin kesildiğinin alametiyse, hiç üzülmeden günah işlemektir. Feyz gelen
kalb, dünya hayatını hayal gibi görür.
Vazifeyi yapmak
Sual: Silsile-i aliyye büyükleri için, en az ne yapılırsa, onlar
memnun edilmiş olur?
CEVAP
Büyüklerimizin ruhuna her gün bir Fâtiha hediye eden kimse, vazifesini yapmış,
onları memnun etmiş olur.
Râbıta yapmalı mı?
Sual: (Râbıta en az 15 dakika sürer, daha az olursa, tesiri de az
olur. Ehl-i sünnet itikadında olmak ve farzları yapmak, haramlardan sakınmak
lazımdır. Böyle olmayanlarda, fayda yerine zarar olur) deniyor. 15 dakikadan az
yapılacaksa, hiç rabıta yapmamak mı iyi olur?
CEVAP
Râbıta, irtibat kurmak, büyük zatları hatırlamak demektir. Büyük zatların
kitaplarını okumak râbıta olur, ismini anmak râbıta olur. Bir de, yapılan özel
râbıta şekli vardır. İtikadı bozuk veya fâsık kimselerin bu özel râbıtayı
yapmaları zararlı olur. Bunların yapacakları ilk iş, itikatlarını düzeltmek ve
haramlardan sakınmaktır. Ondan sonra, istenirse, özel râbıta da yapılabilir. Az
yapmak da caizdir, ancak az yapılınca, tesiri de az olur.
Râbıta ile ilerleme
Sual: Râbıta nedir?
CEVAP
Râbıta, irtibat kurmak, hatırlamak, düşünmek demektir. Ne şekilde olursa
olsun, büyük zatları hatırlamak râbıta olur. Râbıtanın birkaç yolu vardır:
1- Ehl-i sünnet âlimlerini sevmek, onların yolunda olmak, onların
bildirdiği gibi yaşamak, her adımında, acaba bu yaptığımız onların rızalarına
uygun mu diye düşünmek rabıta olur. (Hep sadıklarla birlikte bulunun!) ve (Rablerini
isteyenlerle beraber olmaya çalış!)meallerindeki bu iki âyet, büyüklerle
râbıtayı bildiriyor. Bu râbıtayı yapmak, (Allahü teâlânın sevdiklerini
hatırlamak, rahmet etmesine sebep olur) hadis-i şerifine uymaktır.
2- Sevdiği büyük zatın kitaplarını okumak, râbıtadır. O büyükler,
(Bizi arayan, kitaplarımızın satırlarının arasında bulur) buyurmuştur.
Kitaplarını severek okuyan, sohbetinde bulunmuş gibi onlardan istifade eder,
çünkü (Büyük bir zatın kitabını okumak, onun sohbetinde bulunmanın
yarısıdır) buyurulmuştur.
3- Büyük zatın çocuklarıyla veya talebeleriyle birlikte olmak da
râbıta olur, çünkü onlarla birlikteyken elbette hocaları hatırlanır.
Hocalarından bahsetmek rabıta olur. Rahmete kavuşulur. (İnde
zikrissâlihîn tenzîl-ür-rahme) yani (Sâlihlerin anıldığı yere
rahmet yağar) hadis-i şerifi bunu göstermektedir.
4- Böyle büyük zatın kabrine gitmek de râbıta olur. Kabirde, o
büyük zatı düşününce, ruhu orada hazır olur. Böylece rabıtaya geçilmiş olur.
Kabre gidince o zatı kabrin içinde düşünmemeli. Ruhunun Arşta olduğuna
inanmalı. Edeple düşünüp, huzurunda saygıyla durunca, ruhu orada hazır olacağı
için manevi istifade başlar. Alaüddin-i Attar hazretleri buyurdu ki:
Büyüklerin kabirlerini ziyaret edene, onları anladığı ve bağlandığı miktarca
fayda hâsıl olur. Onların kabirlerinden, çok fayda alınır. Fakat ruhlarına
bağlanmak, yani rabıta yapmak daha faydalıdır.
5- Bir de, S. Ebediyye kitabında bildirildiği gibi
özel râbıta şekli vardır. İtikadı bozuk veya fâsık kimselerin bu özel râbıtayı
yapmaları zararlı olur. Bunların yapacakları ilk iş, itikatlarını düzeltmek ve
haramlardan sakınmaktır. Ondan sonra, istenirse, özel râbıta da yapılabilir. Az
yapmak da caizdir, ancak az yapılınca, tesiri de az olur. Bu özel râbıtayı
yapmak gerekmez, zaten bildirildiği şekilde yapmak, günümüzün şartlarından dolayı
zordur.
Seyyid Abdülhakîm Arvâsî hazretleri buyuruyor ki:
Rabıtasız zikretmek, insanı ilerletmez. Zikretmeden râbıta yapmak, ilerletir.
Râbıta, her işte yardımcıdır. Zikre yardımı ise, pek çoktur. Allahü teâlânın
evi olan kalbi, nefsin ve şeytanın hilelerinden temizler. Zikrin yerleşmesi
için kalbi hazırlar. (S. Ebediyye)
Bu büyük nimeti elden kaçırmamalı ve büyükleri tanıyan, seven salih kimselerle
birlikte olmalı, kitaplarını her gün az da olsa, düzenli olarak okumalı,
kabirlerini edeple ziyaret etmeli ve böylece her zaman irtibat halinde olmaya
çalışmalıdır.