"Yâ Resûlallah! Bugün sana misafir geldim..."
06/02/2025 Perşembe Köşe yazarı V.T
Bir kimse,
"Allahümme innî es'elüke bi-câh-i Nebiyyikel-Mustafâ" diyerek
bir duâ etse, duâsı reddolunmaz.
Ziyâüddîn
Ahıskavî Efendi Osmanlı âlimlerindendir. İsmi Abdullah’tır. 1146 (m.
1733) senesinde şimdi Gürcistan’da bulunan Ahıska şehrinde doğdu. Babasının
vefâtından sonra Kars’a gelerek, Berküşâdî’den usûl-i fıkıh ve hadîs ilimlerini
okudu. Bu hocası tarafından kendisine icâzet ve “Ziyâüddîn” lakabı verildi.
Orada bir müddet kaldıktan sonra Erzurum’a, sonra Diyarbakır’a gitti. Oradaki
âlimlerden, İslami ilimleri okuyup icâzet aldı. 1175 (m. 1761) senesinde
İstanbul’a gitti. Burada çok talebe yetiştirdi. 1228 (m. 1813) senesinde
Üsküdar’da vefât etti. En büyük eseri olan “Revâmîz-ül-a’yân” kitabında
şöyle anlatır:
Allahü
teâlâ, Muhammed aleyhisselâmı çok sevdiğini bildirmiştir. Bunun için, bir
kimse, (Allahümme innî es'elüke bi-câh-i Nebiyyikel-Mustafâ) diyerek bir duâ
etse, duâsı reddolunmaz. Bununla berâber, ufak tefek dünya işleri için,
Resûlullahı vesîle etmek, edebe uygun olmaz.
Hazreti
Ömer “radıyallahü anh” halîfe iken, kıtlık oldu. Eshâb-ı kirâmdan Bilâl bin
Hars, Resûlullahın "sallallahü aleyhi ve sellem" türbesine gidip, (Yâ
Resûlallah! Ümmetin açlıktan ölmek üzeredir. Yağmur yağması için vesîle olmanı
yalvarırım) dedi. Resûlullah o gece rüyâsında görünüp, (Halîfeye git! Benden
selâm söyle! Yağmur duâsına çıksın!) buyurdu. Hazret-i Ömer, yağmur duâsına
çıktı ve yağmur yağmaya başladı...
Ebül
Abbâs bin Nefîs âmâ idi. Üç gün aç kaldı. Hucre-i saadete gelip, (Yâ
Resûlallah! Açım) deyip, bir tarafa çekildi. Az zaman sonra, biri gelip, bunu
evine götürdü. Karnını doyurdu ve (Ey Ebül Abbâs! Resûlullah efendimizi rüyâda
gördüm. Seni doyurmamı emretti. Aç kaldığın zamanlar, bize gel!) dedi...
İbn-i
Celâh Medîne'de fakir düşmüştü. Hücre-i saadete geçip, (Yâ Resûlallah! Bugün
sana misafir geldim. Karnım çok açtır) dedi. Bir kenâra çekilip uyudu.
Resûlullah rüyasında görünüp, büyük bir ekmek verdi. Diyor ki, çok aç olduğum
için, hemen yemeye başladım. Yarısı bitince uyandım. Kalan yarısını elimde
buldum...
Ebül-Hayr Akta' Medîne'de beş gün aç kalmıştı. Hücre-i
saadetin yanına gelip, Resûlullaha selâm verdi. Aç olduğunu bildirdi. Bir yana
çekilip uyudu. Rüyâda, Resûlullahın geldiğini gördü. Sağında Ebû Bekr-i Sıddîk,
solunda Ömer Fârûk ve önünde Aliyy-ül Mürtezâ vardı. Hazreti Ali gelip, yâ
Ebe’l-Hayr! Kalk, ne yatıyorsun? Resûlullah geliyor dedi. Hemen kalktı.
Resûlullah gelip, büyük bir ekmek verdi. Uyandığında ekmek elinde idi...
