“İslâm beş temel üzerine kurulmuştur”
23/12/2018 Pazar Köşe yazarı V.T
Kâfirler, Cehennem azâbında, kurtulma imkânları bulunmaksızın ebedî kalacaklardır.
Ömer bin Yûsuf İskenderânî hazretleri Mâlikî mezhebi fıkıh âlimidir. 761 (m. 1360)’da Mısır’da İskenderiyye’de doğdu. 842 (m. 1438)’de orada vefât etti. Bir dersinde buyurdu ki:
Peygamber efendimizin (sallallahü aleyhi ve sellem) nübüvveti, Kur’ân-ı kerîmde müteaddit yerlerde zikredilmiştir. O’nun mucizesinin vasfedilmesi hususunda Allahü teâlâ Bekâra sûresinin 23. âyet-i kerîmesinde meâlen şöyle buyurmuştur:
“Eğer kulumuza (Hazreti Muhammed’e) indirdiğimiz Kur’ân’dan şüphede iseniz, haydi siz de onun benzerinden (fesahat ve belagatta ona eş) bir sûre getirin ve Allahtan başka şahitlerinizi (putlarınızı, şâir ve âlimlerinizi) de yardıma çağırın, (şayet bu beşer kelâmıdır) sözünde sâdık (doğru söyleyen) kimseler iseniz.”
Resûl-i ekremin mucibiyle amel ettiği şey İslâmiyettir. O’nun mucizesi, haber verdiği bütün şeylerde sâdık olduğuna delîldir. O’nun haber verdiklerinden bir kısmı şunlardır:
“Benden sonra Peygamber gelmeyecektir.”
“İslâm yükselir, onun üzerine yükselen olmaz.”
“İslâm beş temel üzerine kurulmuştur; (Birincisi) Allahtan başka ilâh olmadığına şehâdet etmek, (diğerleri) namaz kılmak, zekât vermek, hacca gitmek ve Ramazân-ı şerîf ayında oruç tutmaktır.” Bu beş temel vazîfenin kıyâmete kadar kesilmeyecek ve kaldırılmayacak bir farz olduğunu beyân buyurmuş ve insanların kabirlerinde diriltileceklerini ve dinden sorulacaklarını, sonra haşir vaktine kadar âsilerin ıkâb (ceza) göreceğini, tâat ehlinin de nimetler içerisinde olacağını haber vermiştir. O’nun haber verdiklerinden bir kısmı da; haşir ve neşir, kıyâmetin meydana getirilmesi ve kıyâmetin vaktini Allahtan başka kimsenin bilmeyeceğidir. Halk haşrolacak ve hesaba çekilecek, sonra ehl-i Cennet, Cennette dâimî bir nimet içine sokulacaklar, orada Rablerini göreceklerdir. Bu, cenâb-ı Hakkın ziyâde ikramı ve ihsânından dolayı olacaktır. Kâfirler ve mürtedler ise, Cehennem azâbında, kurtulma imkânları bulunmaksızın ebedî kalacaklardır. Âsilerden bir topluluk da Cehennemde cezalandırılırlar, sonra Muhammed Mustafâ’nın şefaatiyle, ulemânın, zâhid ve âbidlerin şefaatiyle ve müminlerin çocuklarının şefaatiyle Cehennemden çıkarılırlar. Bunların şefaatlerine nail olamayan, fakat kendisine önceden emân verilmiş kimseler, Allahü teâlânın rahmetiyle Cehennemden çıkarlar.