Resûlullah'ın müjdesine kavuşan bahtiyarlar...
04/01/2019 Cuma Köşe yazarı A.D
Eshâb-ı kiram efendilerimiz, Resûlullah efendimizin şehitler için verdiği müjdeleri duydukları için, hep en önde çarpışmak için yarışırlardı...
Şehit, kendisine şahitlik yapılmış; cennetlik olduğuna şahitlik edilmiş anlamındadır... Bütün Eshâb-ı kiram efendilerimiz, Resûlullah efendimizin şehitler için verdiği müjdeleri duyarak, hep şehit olmaya can atar, harplerde hep en önde kahramanca çarpışmak için yarışırlardı... Sa’d bin Ebî Vakkâs hazretleri, Uhud harbinde Hazret-i Abdullah bin Cahş'la arasında geçen konuşmayı şöyle anlattı:
Uhud’da, savaşın çok şiddetli devam ettiği bir andı. Abdullah bin Cahş, elimden tuttu ve bana şunları söyledi:
-Şimdi burada sen dua et, ben "âmin" diyeyim. Sonra ben dua edeyim, sen "âmin" de! Ben de, "Peki!.." dedim ve şöyle dua ettim:
-Allahım, bana çok kuvvetli ve çetin kâfirleri gönder. Onlarla kıyasıya vuruşayım. Hepsini öldüreyim. Gâzi olarak, geri döneyim.
Abdullah bin Cahş benim yaptığım bu duaya, bütün kalbiyle "âmin" dedi. Sonra kendisi şöyle dua etmeye başladı:
-Allahım, bana zorlu kâfirler gönder, kıyasıya onlarla vuruşayım. Cihâdın hakkını vereyim. Hepsini öldüreyim. En sonunda biri de beni şehit etsin.
Gönlüm böyle bir duaya "âmin" demek arzu etmiyordu. Fakat, o istediği ve önceden söz verdiğim için mecburen "âmin" dedim...
Daha sonra, kılıçlarımızı çektik, savaşa devam ettik. İkimiz de önümüze geleni öldürüyorduk. O, son derece bahadırâne savaşıyor, düşman saflarını tarumar ediyordu. Düşmana hamle üstüne hamle ediyor, şehit olmak için derin bir iştiyakla hücumlarını tazeliyordu... "Allah Allah!.." diye çarpışırken kılıcı kırıldı. O anda sevgili Peygamberimiz, ona bir hurma dalı uzatarak, savaşa devam etmesini buyurdu. Bu dal bir mucize olarak kılıç oldu ve önüne geleni kesmeye başladı. Birçok düşmanı öldürdü...
Savaşın sonuna doğru Abdullah bin Cahş, bir müşrikin attığı oklarla arzu ettiği şehâdete kavuştu. Şehit olunca, kâfirler, cesedine bile işkence ettiler. Her tarafı kanlara boyandı.
Muharebe bittikten sonra, Abdullah bin Cahş’ı şehit edilmiş bulan Hazret-i Sa’d, durumu ve onun yaptığı duayı Peygamber efendimize anlattı. Resûlullah efendimiz de, onun duasının kabul edildiğini ve bu dünyada istediğine kavuştuğunu, âhirette de istediğine kavuşacağının anlaşıldığını bildirdi...
-Şimdi burada sen dua et, ben "âmin" diyeyim. Sonra ben dua edeyim, sen "âmin" de! Ben de, "Peki!.." dedim ve şöyle dua ettim:
-Allahım, bana çok kuvvetli ve çetin kâfirleri gönder. Onlarla kıyasıya vuruşayım. Hepsini öldüreyim. Gâzi olarak, geri döneyim.
Abdullah bin Cahş benim yaptığım bu duaya, bütün kalbiyle "âmin" dedi. Sonra kendisi şöyle dua etmeye başladı:
-Allahım, bana zorlu kâfirler gönder, kıyasıya onlarla vuruşayım. Cihâdın hakkını vereyim. Hepsini öldüreyim. En sonunda biri de beni şehit etsin.
Gönlüm böyle bir duaya "âmin" demek arzu etmiyordu. Fakat, o istediği ve önceden söz verdiğim için mecburen "âmin" dedim...
Daha sonra, kılıçlarımızı çektik, savaşa devam ettik. İkimiz de önümüze geleni öldürüyorduk. O, son derece bahadırâne savaşıyor, düşman saflarını tarumar ediyordu. Düşmana hamle üstüne hamle ediyor, şehit olmak için derin bir iştiyakla hücumlarını tazeliyordu... "Allah Allah!.." diye çarpışırken kılıcı kırıldı. O anda sevgili Peygamberimiz, ona bir hurma dalı uzatarak, savaşa devam etmesini buyurdu. Bu dal bir mucize olarak kılıç oldu ve önüne geleni kesmeye başladı. Birçok düşmanı öldürdü...
Savaşın sonuna doğru Abdullah bin Cahş, bir müşrikin attığı oklarla arzu ettiği şehâdete kavuştu. Şehit olunca, kâfirler, cesedine bile işkence ettiler. Her tarafı kanlara boyandı.
Muharebe bittikten sonra, Abdullah bin Cahş’ı şehit edilmiş bulan Hazret-i Sa’d, durumu ve onun yaptığı duayı Peygamber efendimize anlattı. Resûlullah efendimiz de, onun duasının kabul edildiğini ve bu dünyada istediğine kavuştuğunu, âhirette de istediğine kavuşacağının anlaşıldığını bildirdi...
***
Resulullah, son hastalığında, "Hayber’de yediğim zehirli etin acısını hâlâ hissediyorum. Zehrin tesirinden aort damarım, bıçak gibi kesiliyor" buyurdu. İbni Mesud hazretleri "O zehirli etin tesiriyle Resulullah şehit oldu" buyurdu. Allahü teâlâ Resulüne şehitlik nimetini de vermek için son hastalığında bu zehrin etkisini göstermiştir. (Mevahib-i ledünniyye)