Başkasının malına zarar verenler...
04/01/2019 Cuma Köşe yazarı V.T
Başıboş bırakılmamış bir hayvanın kendiliğinden yaptığı zararı sâhibi ödemez.
İbrâhim Nazîra Efendi Osmanlı kadılarındandır. Edirne’de doğdu. 1188 (m. 1774)’de aynı yerde vefât etti. Fetvalarında buyurdu ki:
Birinin ayağı kayıp da düşerek başkasının malını telef etse öder.
Kendi malı sanarak, başkasının malını telef eden öder.
Başkasının elbisesini çekip de yırtan, temam kıymetini öder. Elbiseyi tutup, sâhibi çekmekle yırtılsa, yarısını öder.
Çocuk, birinin malını telef etse, çocuğun malından ödenir. Malı yoksa, malı oluncaya kadar beklenir. Velîsi ödemez.
Birinin binâsını yıksa, sâhibi dilerse, enkâzı ona bırakıp binânın kıymetini alır. Yâhud enkâzı ve değer farkını birlikde alır. Ağaçlarını kesmek de böyledir.
Yangını durdurmak için bir evi, hükûmetin emri ile yıkan ödemez. Kendiliğinden yıkan öder.
Mazlûm olanın, başkasına zulmetmeye hakkı yokdur. Her ikisi de öder. Meselâ sahte para alan, bunu başkasına veremez.
Birinin malının telef olmasına sebep olan, öder. Ahırın kapısını açıp hayvan kaçarak zâyi olsa, öder. Hayvanı ürkütüp kaçıran da böyledir.
Yolda kuyu kazıp, birinin hayvanı düşerek ölse, öder. Kendi mülkünde kazmış ise, ödemez.
Yoldan geçene zarar veren, öder.
Hükûmetin izni olmadan yolda oturup satış yapılamaz.
Duvârı yıkılıp, birinin malına zarar verirse, önceden, duvârın yıkılacak, tamir et gibi îkâz yapılmış ise, öder.
Başıboş bırakılmamış bir hayvanın kendiliğinden yaptığı zararı sâhibi ödemez. Sâhibi görüp, menetmezse veya hayvanın tehlikelidir çâresine bak denilmiş ise, öder.
Yolda hayvanı bağlamaya, aracını park yapmaya kimsenin hakkı yoktur. Park yerlerinde durdurabilirler.
Bir binâya ortak olarak mâlik olan kimselere, (Hisse-i şâyı’a sâhibi) denir. Bir binânın yarısı Ahmet’in, üçte biri Ömer’in, altıda biri Ali’nin olsa, Ahmet hisse-i şâyı’asını satsa, Ömer ve Ali almak isteseler, yarısını Ömer, yarısını da Ali alır. Ömer, hissesine göre iki misli alamaz.
Karşılıksız hediye ve vasiyet gibi karşılıksız temlîklerde şüf’a hakkı olmaz.
Şüf’â hakkı bulunan kimsenin, satış yapıldığını işitince, hemen hakkını istemesi, iki şâhit yanında tekrar söylemesi ve bir ay içinde mahkemeye başvurması lâzımdır.
Müşterinin teslim etmesi ile veya hâkimin karar vermesi ile şüf’a sâhibi satılan binaya mâlik olur.