"Helal haram ayırmayan, tarikatçılardan uzak dur!"
09/10/2020 Cuma Köşe yazarı A.D
"Din ilimlerine vâris olan âlimlerin sohbetlerinde bulun. Tâ ki
Resulullah efendimize tâbi olmak suretiyle marifet-i ilahiyyeye
kavuşasın."
Büyük velî Kâdi Muhammed Zâhid hazretleri, Türkistan'da yaşamıştır.
Silsile-i aliyyenin on dokuzuncusudur. 936 (m. 1529) senesinde Semerkand’a
bağlı Hisâr’ın Vahş köyünde vefât etti. Annesi Silsile-i aliyye
büyüklerinden Yakub-i Çerhi hazretlerinin kızıdır...
Bu mübarek zat, küçük yaştan itibaren ilim öğrendi. Daha sonra tasavvufa
yöneldi. Ubeydullah-ı Ahrar hazretlerine talebe oldu. 12 yıl onun kalblere şifa
olan sohbetlerinde bulundu. Ondan vazifesini devraldı. Birçok talebe
yetiştirdi. Silsile-i aliyye büyüklerinden Derviş Muhammed hazretleri onun
yetiştirdiği evliyadandır.
Memleketi olan Semerkand'da kalıp ilim tahsil ettikten sonra daha fazla ilim
öğrenmek için bir talebesiyle Hirat'a gitmek üzere yola çıktı. Şadman köyüne
vardıkları zaman havanın sıcak olması sebebiyle orada bir müddet kaldılar. O
sırada köye Ubeydullah-ı Ahrar hazretleri teşrif etti. Onu ziyarete gitti...
Ubeydullah-ı Ahrar hazretleri onunla biraz konuştuktan sonra, sohbete
başladı. Sohbette Muhammed Zâhid'in hatırından geçenlere cevap verip, ona;
"Eğer maksadın ilim öğrenmekse o iş burada daha kolay" buyurdu.
Sonra onun yanına yaklaşıp;
"Hirat'a gitmekten maksadın ne? İlim öğrenmek mi, yoksa tasavvuf
mu?" buyurdu. Muhammed Zâhid dehşete kapılıp cevap veremedi. Yanındaki
talebesi;
"Onun asıl maksadı tasavvuf yoluna girmektir" diye cevap verdi.
Ubeydullah-ı Ahrar hazretleri tebessüm edip; "O hâlde çok iyi"
buyurdu...
Sonra birlikte bahçeye çıktılar. Orada Muhammed Zâhid'in elini tuttu. O
anda kendinde büyük değişiklik hisseden Muhammed Zâhid bayıldı. Ayıldığı zaman
Ubeydullah-ı Ahrar hazretleri;
"Belki sen benim yazımı okuyabilirsin" diyerek cebinden bir kâğıt
çıkarıp;
“Bu kâğıtta ibadetin hakikati ve Allahü teâlânın azameti karşısında insanın
acizliği yazılı” diyerek ona verdi. Bu kâğıtta şöyle yazılıydı:
"Bu saadet Allahü teâlânın muhabbetiyle ve Onun Resulüne tâbi olmakla ele
geçer. Bunun için din ilimlerine vâris olan âlimlerin sohbetlerinde bulun.
Onlardan faydalı ilim öğren. Tâ ki Resulullah efendimize tâbi olmak suretiyle
marifet-i ilahiyyeye kavuşasın. Kötü din adamlarından uzak dur. Helal haram
ayırmayan, dine uygun olmayan işler yapan cahil tarikatçılardan uzak dur."