Sünnet-i hüdâ ve sünnet-i zevâid
13/03/2025 Perşembe Köşe yazarı V.T
Câmide i’tikâf etmek, ezân, ikâmet okumak, cemaat ile namaz
kılmak Sünnet-i hüdâdır.
İbn-i Ziyâd hazretleri Şafiî mezhebi fıkıh
âlimlerindendir. 238 (m. 852) senesinde Horasan’da Nişâbûr’da doğdu. Buradan
Irak, Şam, Mısır şehirlerine giderek ilim tahsil etti. Son olarak Bağdâd’a
yerleşti. 324 (m. 936) senesinde Kûfe’de vefât etti. Şamlı, Mısırlı, Bağdâdlı
pek çok âlimden ilim aldı, hadîs-i şerîf rivâyetinde bulundu. Müzenî’nin
“Muhtasar” kitabına zeyl, ilâve yazmıştır. Bu eserinde şöyle anlatır:
Sünnet iki türlüdür: Sünnet-i hüdâ ve sünnet-i zevâid.
Sünnet-i hüdâ, câmide i’tikâf etmek, ezân, ikâmet okumak, cemaat ile namaz
kılmak gibidir. Bunlar, İslâm dîninin şiârıdır. Bu ümmete mahsûsturlar.
Çocukların sünnet edilmeleri de böyledir. Bir şehir halkı, bu sünnetlerden
birini terk ederse, bunlarla harb edilir. Beş vakit namazdan üçünün revâtib,
yani müekked sünnetleri de böyledir.
Sünnet-i zevâid, Resûlullahın “sallallahü aleyhi ve
sellem” giyim, yimek, içmek, oturmak, barınmak, yatmak ve yürümekteki âdetleri
ve iyi işlere sağdan başlamak, sağ el ile yiyip içmek gibidir. Bazı hadîs-i
şerîflerde sakal boyamak emrolundu. Bazılarında da yasak edildi. (Hristiyanlar
boyar, siz boyamayınız. onlara benzemeyiniz!) buyuruldu. Bunun için,
selef-i sâlihînden bir kısmı boyadı. Bir kısmı boyamadı. Çünkü buradaki emre ve
yasağa uymak vâcip değildir. Bunun için, bu işte, bulunulan şehrin âdetine tâbi
olunur. Âdete uymamak şöhret olur. Mekrûh olur. Resûlullah başörtüsü ile başını
örter, entâri, tasmalı ayakkabı ve benzerlerini giyerdi. Halîfe Ömer
“radıyallahü anh” da, Azerbaycân’daki askerlerine mektup yazarak, böyle
giyinmelerini emreyledi. Memlekette âdet olan şeyler giyilmezse, şöhret olur.
Parmakla gösterilmeğe, fitneye sebeb olur. Hadîs-i şerîfte, (İnsanın
parmakla gösterilmesi, kendisine kötülük olarak yetişir) buyuruldu.
Bunun için, giyinmekte, Müslümânların âdetlerine uymak lâzımdır.
Hazret-i Ömer “radıyallahü anh” zamânında, entâri,
başörtüsü ve tasmalı ayakkabı giymek müminlerin âdeti idi. Böyle giyinmek,
imtiyâza, şöhrete ve parmakla gösterilmeye sebep olmazdı.
Kadınların, önü açık entâri giydikleri
yerde, erkeklerin önü kapalı giymeleri, önü kapalı giydikleri yerde ise, önü
açık entârî giymeleri lâzımdır. Şöhret âfetdir. Felâkete sebeb olur. (Fitneyi
uyandırana, Allah lanet etsin!) hadîs-i şerîftir.
