Peygamber efendimizin hayatı...
26/11/2018 Pazartesi Köşe yazarı R.A
Muhammed aleyhisselâm, mîlâdî 20 Nisan 571'de, Rebî'ul-evvel ayının 12. gecesi, Mekke-i mükerreme şehrinde dünyâya gelmiştir.
Bu sene, 19-25 Kasım 2018 (11-17 Rebîul-evvel 1440) târihleri arası, Diyânet İşleri Başkanlığı'nca, "Mevlid-i Nebevî Haftası" olarak ilan edildi ve câmilerde hem hutbelerde, hem de vaazlarda Peygamber Efendimizden bahsedildi. Ayrıca, muhtelif vilâyet ve kazalarda konferanslar verildi, paneller ve sempozyumlar yapıldı.
Bu münasebetle, biz bugün, kısaca, Resûlullah'ın (aleyhis-salâtü vesselâm) hayâtından (terceme-i hâlinden, yani kısa biyografisinden) bahsetmek istiyoruz.
O’nun hakkında, “Kâmûs-ı A’lâm” sâhibi Şemseddîn Sâmî Bey, bizlere özet olarak şu bilgileri vermektedir:
"İslâm dîninin Peygamberi, Muhammed aleyhisselâmdır. Babası Abdullah, dedesi Abdülmuttalib bin Hâşim bin Abd-i Menâf bin Kusay bin Kilâb'dır.
Tarihçilere göre mîlâdî 20 Nisan 571'de, Rebî'ul-evvel ayının 12. (Pazartesi) gecesi, sabaha karşı, Mekke-i mükerreme şehrinde dünyâya gelmiştir.
Annesi, Vehb'in kızı Âmine, Âmine'nin babası da, Abd-i Menâf bin Zühre bin Kilâb'dır. Kilâb, Peygamberimizin babası Abdullah'ın büyük dedesidir.
Babası Abdullah, ticâret için Şâm'a gidip, avdetinde Medîne civarında "Dâru'n-nâbiğa" denilen yerde vefât etti; kendisi henüz 25 yaşında idi; oğlunu göremedi. Çünkü o, daha anne karnında idi.
Beş sene, süt annesi Halîme es-Sa’diyye’nin kabîlesinde kaldı. Bu Benî Sa'd kabilesi, Arabistân'ın en fasîh, en güzel konuşan kabilesi idi. Bunun için, Muhammed (aleyhis-selâm) çok fasîh konuşurdu.
Altı yaşında iken, annesi Âmine, oğlunu Medîne-i münevveredeki dayılarına götürüp, o da oradan dönerken "Ebvâ" denilen yerde vefât etti. Dadısı Ümm-i Eymen, kendisini Mekke-i mükerremeye getirip, dedesi Abdül-muttalib'e teslim etti. 8 yaşında iken de, Abdül-muttalib vefât edince, amcası Ebû Tâlib'in evinde kaldı.
12 yaşında iken, Ebû Tâlib ile, ticâret için Şâm'a gitti. 17 yaşında iken, amcası Zübeyr, Yemen’e götürdü. 25 yaşında iken, Hadîcetü'l-Kübrâ vâlidemizle evlendi.
40 yaşında iken Cebrâîl ismindeki melek gelerek, bütün insanlara ve cinnîlere Peygamber olduğunu bildirdi. En evvel Hazret-i Hadîce, sonra Hazret-i Ebû Bekir ve henüz çocuk olan Hazret-i Alî ve ondan sonra Hazret-i Zeyd bin Hârise (radıyallahü anhüm) îmân ettiler. 43 yaşında iken herkesi, açıktan dîne davet etmesi emrolundu. Müşrikler, ona ve inananlara ezâ, cefâ ettiler.
52 yaşında iken “İsrâ” ve “Mirâc” mucizesi vuku buldu. 53 yaşında iken, Allahü teâlânın izni ile Mekke-i Mükerreme’den Medîne-i Münevvere’ye hicret etti. Miladın 622. senesi eylül ayının 20. ve Rebi'ul-evvelin 8. (Pazartesi) günü, Medîne'nin Kubâ köyüne geldi. Hazret-i Ömer, Halîfe iken, bu senenin Muharrem ayının 1. günü, "Hicrî-kamerî" sene başı kabul edildi.
Kâfirlere karşı gazâ ve cihâd yapılması emredilince, hicretin 2. senesinde "Bedir gazâsı" yapıldı. 950 kâfirden 50 kişi katl ve 44'ü esir edildi. 3. senede "Uhud gazâsı" oldu. Kâfirler 3.000, Müslümanlar 700 kişi idi. 75 sahâbî şehîd oldu. Bu senede, kadınların örtünmelerini emreden âyet-i kerîmeler nâzil oldu. [Konumuza, inşallah yarın devam edelim...]