"Beni bulamazsan, şu suya at!"
28/11/2018 Çarşamba Köşe yazarı A.U
Büyük fıkıh âlimi olan Muhammed bin İsmâil hazretleri, 1192 yılında Şam’da vefât etti.
Sırrî-yi Sekatî hazretlerinin talebesi olup, dokumacılıkla uğraşır; bunun için “Hayrünnessâc” diye tanınırdı halk arasında.
Bir gün Dicle Nehri kıyısında ibâdet ediyordu ki, bez dokuduğu müşterilerinden biri geldi.
Borcunu ödeyip;
“Efendim, bundan sonraki borcum için geldiğimde, sizi bulamazsam kime vereyim?” diye sordu.
Mübârek, nehri gösterip;
“Beni bulamazsan, şu nehre at” buyurdu.
Adamcağız;
“Peki efendim” dedi.
Ve ayrılıp gitti.
Birkaç gün sonra, borcunu ödemek için geldi yine oraya.
Fakat yoktu büyük velî.
Getirdiği parayı nehre atıp, gitti.
Az sonra Hayrünnessâc hazretleri geldiğinde, Dicle’nin kıyısı balıklarla doldu birden...
Her birinin ağzında “birer para” vardı. Su yüzüne çıkıp, onları teslim ettiler bu Allah dostuna.
● ● ●
Bir gün bu zâta biri geldi.
Bu velîden nasihat istedi.
O da cevaben;
“Müminleri sevindir” buyurdu.
“Bu iş çok mu sevap?” dediğinde;
“Evet, Peygamberimiz; ‘Allahü teâlânın, farzlardan sonra en çok sevdiği iş, bir mümini sevindirmektir’ buyuruyor” diye nakletti...