Bunlar kimdir acabâ?
22/11/2018 Perşembe Köşe yazarı A.U
Abdülvehhâb-ı Şa’rânî hazretleri anlatıyor:
Seyyid Ahmed Bedevî hazretleri için okunacak mevlid-i şerîf için toplanmıştık.
Ancak hiç tanımadığımız kimseler vardı aramızda.
Çok merak ettim...
Yanlarına sokulup;
“Sizi ilk defâ görüyorum. Buraya, ne maksatla ve nereden geldiniz?” diye sordum.
Cevâbında;
“Biz Hindistan'dan geldik. Gâyemiz, Ahmed Bedevî hazretlerini ziyâret ve Mevlid-i Nebevîyi dinlemektir” dediler.
Sordum yine:
“İyi de, Hindistan buraya çok uzak. Ahmed Bedevî hazretlerini siz nereden tanıyorsunuz?"
O kimseler;
“Onu tanımayan mı var! Dünyânın her yerinde oturan Müslümanlar, onu tanır. Hattâ okyanusların ötesinde yaşıyan Müslümanlar bile o zâtı tanır” dediler.
Ve ayrıca;
“Hattâ yalnız insanlar değil, cinler de onu tanır ve her yıl gelip, onun mevlidine katılırlar. Biz ne zaman daralsak, ondan imdât isteriz. Bi iznillah ânında yetişir imdâdımıza” diye ilâve ettiler.
● ● ●
Bir gün, bu velî zâta;
“Feyiz almak nasıl olur efendim?” diye sordular.
Cevâbında;
“Allah dostları, yâni velîler, feyiz gelmesine vâsıtadır. Yâni o büyükler; menbadan, kaynaktan gelen suyu veren musluk gibidirler” buyurdu.