Namaz kılmakta gevşek davranmamalı
18/11/2018 Pazar Köşe yazarı V.T
Ayakta fazla duramayan, iftitâh tekbîrini ayakta alıp, ağrı hâsıl olunca oturarak devam eder.
Hamîdîzâde Mustafa Efendi 119. Osmanlı şeyhülislâmıdır. 1144'te (m. 1731) doğdu. Medrese tahsilinden sonra saray hocalığına getirildi. Nakşibendî tarikatına mensup olduğundan saray görevlilerinden birçoğu onun müridi oldu. 1204'te (m. 1789) şeyhülislâm tayin edildi. 1208'de (m. 1793) Manisa'da vefat etti.
Bu mübarek zat, bir dersinde buyurdu ki:
Gusül abdesti alınca, hasta olmaktan veya hastalığının şiddetlenmesinden yahut uzamasından korkan teyemmüm eder. Bu korku, kendi tecrübeleri ile yahut müslüman, âdil tabîbin söylemesi ile mâlum olur. Fıskı, günah işlemesi dillere düşmüş olmayan tabîbin sözü de kabul edilir. Soğuk olup barınacak yer, suyu ısıtacak şey, şehirde hamâm parası bulamamak, hastalığa sebep olabilir. Hanefî’de, bir teyemmüm ile dilediği kadar farz kılabilir. Şâfi'îde ve Mâlikî’de her farz için yeniden teyemmüm eder. Abdest azasının yarısında yara olan teyemmüm eder. Yara yarıdan azında ise, sağlamını yıkayıp, yarayı mesheder. Gusülde, bütün beden bir uzuv sayıldığı için, bütün bedenin yarısı yara ise teyemmüm eder. Yaralı yer, yarıdan az ise, sağlamını yıkayıp yaraları mesh eder. Yaraya mesh zarar verirse, sargıya mesheder. Buna da zarar verirse, meshi terk eder.
Abdestte ve gusülde, başa mesh zarar verirse, başı meshetmez. Eli çolak olup, su kullanamayan teyemmüm eder. Yüzünü, kollarını yere, [kireçli, topraklı, taşlı duvara] sürer. Elleri ve ayakları kesik olanın yüzü de yara ise, namazı abdestsiz kılar. Abdest aldıracak kimse bulamayan, teyemmüm eder. Çocuğu, kölesi, ücret ile tuttuğu kimse, yardıma mecburdurlar. Başkalarından da yardım ister. Fakat, onlar yardıma mecbur değildir. Zevc ve zevce de, birbirlerine abdest aldırmaya mecbur değildirler.
Ayakta duramayan veya ayakta durunca, hastalığının uzayacağını çok zanneden hasta, namazını oturarak kılıp, rükû için bedenini biraz eğer. Sonra dikilip, sonra yere secde yapar. Kolayına geldiği gibi oturur. Diz çökmesi, bağdaş kurması, ihtibâ etmesi, yani kaba etleri üzerine oturup kollarını dizlerinin etrâfına halka yapması câizdir. Baş, diş, göz ağrısı hastalık sayılır. Düşmana görünmek korkusu da, özürdür. Ayakta orucu, abdesti bozulan da oturarak kılar. Bir şeye dayanarak ayakta durabilen, dayanarak kılar. Ayakta fazla duramayan, iftitâh tekbîrini ayakta alıp, ağrı hâsıl olunca oturarak devam eder.