Fakir babası bir Padişah: Üçüncü Osman Han
13/12/2024 Cuma Köşe yazarı A.D
Osman Han,
fakirlere karşı daima cömert ve şefkatli davranırdı. Tebdil-i kıyafetle
İstanbul'da dolaşıp, halkın dertleriyle bizzat ilgilenirdi...
Tarihte
bugün (13 Aralık 1754) lll. Osman Han'ın tahta çıktığı tarihtir... Bu
vesileyle bir nebze de olsa -kısa bir süre saltanatta kalan- bu mübarek zattan
bahsetmek istiyoruz efendim...
Sultan
Üçüncü Osman Han, İslam halifelerinin doksanıncısı ve Osmanlı
padişahlarının yirmi beşincisidir. İkinci Mustafa Han'ın oğlu olup, 1699'da
doğdu. 1754 tarihinde ağabeyi Birinci Mahmud Han'ın vefatı üzerine Padişah
oldu... 1757'de vefat eden Osman Han, Yeni Cami yanındaki, Turhan
Sultan Türbesinde medfundur...
Üçüncü Osman Han'ın tahta çıktığı senenin kışı,
çok şiddetli geçti. Haliç dondu ve deniz yol oldu...
Osman
Han'ın saltanatı huzur ve sükunla başladı. Belgrad Muahedeleriyle başlayan sulh
dönemi devam etti. Rus sınırındaki bazı olaylar, Rusya ile bir ihtilafa yol
açacak gibi göründü ise de, iki tarafta da sulh bozulmadı. Hudutlarda bazı
ayaklanmalar oldu. Mısır'da Memluklar başkaldırdılarsa da olaylar kısa sürede
bastırıldı... Bu sırada İstanbul tarihinin en büyük yangınını yaşadı. 28 Eylül
1755'te Hocapaşa semtinde çıkan ve yaklaşık otuz altı saat süren yangın sonunda
Paşakapısı da yandığından, Sadaret dairesi bir müddet Kadırga Limanındaki Esma
Sultan Sarayına nakledildi...
Hikmet-i
Hüdâ, İstanbul, bir sene sonra Sultan Üçüncü Osman devrinin ikinci büyük
yangınını yaşadı. Bu yangın İstanbul'un dörtte üçünü kül hâline getirdi. Cibali
taraflarında başlayan yangın, on üç kola ayrıldı. Unkapanı, Süleymaniye
tarafları, Vefa'dan itibaren Şehzadebaşı, eski yeniçeri odaları, Langa
tarafları, Zeyrek, Saraçhane, Etmeydanı, Aksaray, Davutpaşa İskelesi, Fatih,
Sultanselim, Ali Paşa Çarşısı, Ağakapısı semtleri harabe hâline geldi. Yangının
ardından, İstanbul'un yeniden inşâsı için büyük bir imar faaliyeti başladı...
Osman Han, fakirlere, düşkünlere çok acıyıp,
onlara karşı daima cömert ve şefkatli davranırdı. Tebdil-i kıyafetle
İstanbul'da dolaşıp, halkın dertleriyle bizzat ilgilenirdi... Müslim ve
gayrimüslimlerin kıyafet ve nizamını ve davranışlarını dikkatle izlerdi. Yalan
ve rüşvetle amansız bir şekilde mücadele ederdi. Kim olursa olsun rüşvetçiyle
yalancıyı asla affetmezdi. Sadrâzam Silâhdâr Ali Paşa’nın rüşvet aldığını
anladı ve hemen görevden azletti.
İmar faaliyetlerine çok önem veren Padişah, Üsküdar'da
İhsaniyye Camii ve İhsaniyye Mescidini yaptırdı. Ağabeyi Birinci Mahmud Hanın
başlattığı cami inşasını bitirerek "Nuru Osmaniye" adı ile ibadete
açtı. Ruhu şâd olsun...