Elemlerin, kederlerin yok olması için...

17/02/2019 Pazar Köşe yazarı V.T

"Size bir keder ve sıkıntı eriştiğinde istiğfar ile birlikte çok salevât-ı şerîfe okuyun!"
 
Ahmed Şihâbüddîn Kalyûbî hazretleri Şafiî mezhebi âlimidir. Mısır’ın Kalyûb şehrinde dünyâya geldi. 1069 (m. 1659)’da vefât etti. “Tuhfet-ür-râgıb” kitabının son sözünde buyuruyor ki:
“Selef-i sâlihîn ve bu ümmetin büyükleri (radıyallahü anhüm), Sultân-ül-mürselîn aleyhi salevât-ül-melik-il-mu’în olan efendimiz Muhammed aleyhisselâma ve O’nun tertemiz olan âl-i evlâdına (çoluk-çocuğuna) tevessül ederek duâ ederler ve kabul edildiğini görüp, üzüntü ve kederlerinden kurtulurlardı. Kederli ve sıkıntıda olan bir kimse, güzelce abdest alıp, Peygamber efendimize salevât-ı şerîfe getirdikten ve Ehl-i Beyt’ten rivâyet edilen şu duâyı okuduktan sonra, Hak teâlâ o kimseye ferahlık ve afiyet ihsân eder: Allahümme lekelhamdü alâ mâ lem ezel, insarefe fihi min selâmeti bedenî ilâ âhır..."
Kutb-ül-ârifîn Şeyh Aliyy-ül-Mülcî talebelerine diyordu ki: “Size bir keder ve sıkıntı eriştiğinde veyahut memleketinizde tâûn (veba) hastalığı ortaya çıktığında, istiğfar ile birlikte çok salevât-ı şerîfe okuyun ve şöyle duâ ediniz: (Allahümme innâ nes’elüke bi-hakk-ıl-Hüseyni ve ahîhî ve ceddihî ve ebîhî ve ümmihî ve benîhî ve zürriyyetihî ve muhıbbihî ve itratihî ve âlihî. Ferric annâ ve anil-müslimîne mâ nahnü fîhî yâ erhamer-râhimîn.) Böyle yaparsanız elemleriniz ve kederleriniz yok olur. Allahü teâlâ, sizleri tâûn belâsından korur. Sâlih zâtlardan birçokları bunu tecrübe ettiler ve bereketini gördüler.”
Nevâdir-ül-âlem ismindeki eserinden: “Bir kadın vardı. Her söze ve işe başlarken Besmele çekerdi. O kadının münâfık bir kocası vardı. Besmele çekmesine çok kızardı. Hanımını bir işte mahcup etmeye karar verdi. Hanımına bir gün içerisinde para bulunan bir kese verdi. 'Bunu sakla, sonra senden isterim' dedi. Hanımı keseyi bir yere koyup üzerini örttü. Kocası, hanımının haberi olmadan gidip keseyi yerinden aldı. Onu bahçedeki kör kuyuya attı. Sonra gelip hanımından keseyi vermesini istedi. Kadın keseyi koyduğu yere gelip, Besmele çekti. Allahü teâlâ o anda Cebrâil aleyhisselâma, yeryüzüne inip keseyi yerine koymasını emretti. Cebrâil aleyhisselâm keseyi kuyudan alıp yerine koydu. Kadın keseyi almak için elini uzatınca keseyi orada buldu. Hiçbir şeyden habersizce onu alıp kocasına verdi. Bu durum karşısında hayretler içinde kalan kocası, hemen tövbe etti ve bir işe başlarken, bir şey yaparken Besmele çekmeye başladı.”