İslâm nimetine her zaman şükretmelidir
19/02/2019 Salı Köşe yazarı R.A
İmânın gitmesinden korkup, dâimâ, hüsn-i hâtime (son nefeste îmân ile gitmeyi) istemeli, İslâm nimetine her zaman şükretmelidir.
Mukaddes dînimiz İslâmiyete göre her insan, elinin altında bulundurduğu kimselerin her türlü hak ve hukûkundan, eğitim ve öğretiminden, terbiyesinden sorumludur. Cenâb-ı Hak, Kur'ân-ı kerîmde meâlen buyuruyor ki:
"Ey imân edenler, kendinizi ve çoluk çocuğunuzu öyle bir ateşten koruyun ki, onun tutuşturucusu insanlarla taşlardır..." [Tahrîm, 6]
Malumdur ki hayırlı işlerin birincisi ve en önemlisi, çoluk çocuğuna, âile efrâdına İslâmiyet'i öğretmektir. Her Müslümânın bu birinci görevi hemen yapması, yarınlara bırakmaması gerekir.
İmâm-ı Birgivî hazretleri vasiyetinde buyurdu ki:
"Kardeşlerime, evlâdıma ve âhiret yolcularına vasiyetimdir ki: Allahü teâlânın emrettiği şeyleri yapınız. Kazâya kalmış namazlarınızı kılınız, kazâya kalmış zekâtlarınızı veriniz. Oruçlarınızı tutunuz. Üzerinize farz oluyorsa hac yapınız. Her Müslümânın öğrenmesi farz-ı ayn olan ilmihâl bilgilerini öğreniniz. Âlimlerin sohbetine devam ediniz. Güvenilir ve sağlam âlimlerin fetvâsıyla amel ediniz. Herkesin fetvâsıyla amel etmemelidir... Hocaya hürmet göstermelidir. Yol göstermek hâriç, hocanın önünden yürümemelidir. Ondan önce söze başlamamalı ve yanında çok konuşmamalıdır. Hizmetini severek yapmalıdır. Her yerde hocanın rızâsını gözetmelidir. İtiraz etmemeli, dövse veya bağırsa nasîhat bilmeli, incinmemelidir. Hocasının yakınlarına da hürmet göstermelidir.
Akrabâyı ziyaret etmeli, sıla-i rahmi, akrabâ ziyâretini terk etmemelidir. Anne ve babanın da haklarını gözetmeli, onlara karşı yüksek sesle konuşmamalı ve kızgın bakmamalı, günâh olmayan emirlerini yapmalıdır. Komşuların haklarını da gözetmeli, kokulu bir yemek pişirince, bir miktârını komşulara vermelidir. Mümkün olduğu kadar komşuların ihtiyâcını görmeli ve zarara uğradılarsa yardım etmeli ve iyilik gelirse sevinmelidir.
Müdâhene etmemeli, yani dünyâlık ele geçirmek için dîni vermemeli. Gerekirse müdârâ etmeli, dîni ve dünyâyı korumak için dünyâlık vermelidir. Müdârâ, zararı gidermek için olur.
Çok gülmekten, faydasız konuşmaktan sakınmalıdır. Alışverişte dînin emirlerine uymalı ve cemâate devâm etmelidir. Bid'atlerden sakınmalı.
Duâya, Allahü teâlâya hamd ve senâ ile, Resûlüne salât ve selâm ile başlamalıdır. Duâ ederken bütün müminlere duâ etmeli, anneyi, babayı ve iyilik gördüğü kimseleri de duâlarında anmalıdır. Yalvararak ve gizli duâ etmelidir. Yalnız iken, Allahü teâlâya yalvararak duâ etmeli, âcizliğini ve günâhlarını düşünerek ağlamalıdır.
İmânın gitmesinden korkup, dâimâ, hüsn-i hâtime (son nefeste îmân ile gitmeyi) istemeli, İslâm nimetine her zaman şükretmelidir. Çoluk-çocuğuna ilmihâlini (lâzım olan dîn bilgilerini) öğretip, İslâmiyete uymayan şeylerden korumalı ve sakındırmalıdır."