İngilizlerin İslâm düşmanlığı
20/02/2019 Çarşamba Köşe yazarı O.Ü
“Hilafet-i islâmiyenin bir an evvel kaldırılması, İngilizlerin birinci düşüncesidir..."
Sual: İngilizlerin bilhassa İslâm dinini bozma konusunda çok uğraştıkları söyleniyor. Bu söylentilerin gerçekle bir ilgisi var mıdır?
Cevap: Bu konuda Abdürreşîd İbrahim Efendi, 1910’da İstanbul’da basılan Türkçe "Âlem-i İslâm" kitabının ikinci cildinde, "İngilizlerin İslâm düşmanlığı" yazısının bir yerinde diyor ki:
“Hilafet-i islâmiyenin bir an evvel kaldırılması, İngilizlerin birinci düşüncesidir. Kırım muharebesine sebep olmaları ve burada Türklere yardım etmeleri, hilafeti mahvetmek için bir hile idi. Paris Anlaşması, bu hileyi ortaya koymaktadır. 1923'te yapılan Lozan Anlaşmasında yaptıkları tekliflerde İngilizler, bu düşmanlıklarını açıkça göstermişlerdir. Her zaman Müslümanların başına gelen felaketler, hangi perde ile örtülürse örtülsün, hep İngilizlerden gelmiştir. İngiliz siyasetinin temeli, İslâmiyeti yok etmektir. Bu siyasetin sebebi, İslâmiyetten korkmalarıdır. Müslümanları aldatmak için, satılmış vicdansızları kullanmaktadırlar. Bunları İslâm âlimi, kahraman olarak tanıtırlar. Sözümüzün hülasası, İslâmiyetin en büyük düşmanı İngilizlerdir.”
İngilizler, yüzyıllardır İslâm memleketlerini kana boyamakla kalmamış, İskoç masonları, binlerce Müslümanı ve din adamlarını aldatarak, mason yapmış, insanlığa yardım, kardeşlik gibi laflarla, seve seve dinden çıkmalarına, mürted olmalarına sebep olmuştur. İslâmiyeti büsbütün yok etmek için, bu mürted masonları maşa olarak kullanmışlardır. Böylece, Mustafa Reşit Paşa, Ali Paşa, Fuat Paşa, Mithat Paşa, Talat Paşa, Cemal Paşa ve Enver Paşa gibi masonları, İslâm devletlerinin yıkılmalarında kullanıldıkları gibi, Cemaleddin-i Efgânî ve Muhammed Abduh gibi masonlar ve yetiştirdikleri çömezler de, İslâm bilgilerini bozmaya, yok etmeye alet olmuşlardır. Bu mason din adamlarının yazdıkları yüzlerce yıkıcı, bozucu din kitapları arasında Mısırlı Reşîd Rızâ'nın Muhâverât kitabı, Arabiden çeşitli dillere tercüme edilerek, İslâm memleketlerine dağıtılmakta, Müslümanların dinlerini ve imanlarını bozmaya çalışmaktadırlar. Ehl-i sünnet âlimlerinin kitaplarını okumamış, anlayamamış birkaç genç din adamının da bu akıntıya kapılarak felakete sürüklendikleri ve başkalarının da felaketlerine sebep oldukları maalesef görülmektedir.