Zikreden dil, şükreden kalp, sabreden beden...
15/09/2024 Pazar Köşe yazarı V.T
"Dünyâ, insanı hevâ ve hevesine kaptırır, nefsin arzularına uydurur.
Netîcede Cehennem'e götürür."
Abdurrahmân Tavilî hazretleri büyük velîlerdendir. 1837 (H.1253) târihinde
Irak'ta Biyâre'de doğdu. Memleketinde ilim sâhibi zâtlardan ilim tahsil etti.
Şeyh Osman Efendiden velîlik yolunun bilgilerini öğrendi ve evliyâlık makâmına
kavuştu. 1868 (H.1285) târihinde Bağdat'ta vefât etti.
Bu mübarek zat, sohbetlerinde buyurdu ki:
"Velîler, Allahü teâlâyı zikretmekten yorulmazlar ve O'nun muhabbetine
doymazlar. Onların yanında dünyânın hiçbir kıymeti yoktur. Onlar, her an Allahü
teâlâyı zikrederler, şükrederler, ibâdete devam ederler. Bir kalpten bütün arzu
ve istekler çıkarsa, orada Allahü teâlânın sevgisinden başka bir sevgi
kalmaz" buyurdu. "İlim üç şeydir: Zikreden dil, şükreden kalp,
sabreden beden."
"Perhizi olmayan bir vücûd, meyvesiz bir ağaç; utanması olmayan bir
beden, tuzsuz bir aş; gayreti olmayan bir vücûd, sâhipsiz bir köle
gibidir."
“Bir gönül ki, Allahü teâlânın muhabbetiyle yanıp, onunla hayat buluyorsa,
bu mârifettir. Bu mârifet bedeni terk ederek elde edilir. Çünkü Allahü teâlâ
ile kul arasındaki perde, kişinin bedenidir. Allahü teâlâya vâsıl olmasına mâni
olacak şey dört tânedir: 1) Şehvet, 2) Çok yemek. 3) Mal ve makam, 4) Ucb ve
gurûr. İşte bu dört şey, kulun cenâb-ı Hakk'a ulaşmasına mânidir."
"Şu dört kimsenin kıymeti, Allahü teâlâ katında yüksektir: 1) Şükreden
zengin, 2) Kanâatlı ve sabreden fakir, 3) İşlediği günâhlara pişmân olup,
Allahü teâlânın azâbından korkan kişi, 4) Takvâ, verâ, zühd sâhibi; yâni
haramlardan sakınıp, şüpheli korkusuyla mübahların çoğunu terk ederek dünyâya
zerre kadar meyletmeyen âlim."
"Bu kıymetli insanların içinde en üstünü hangisidir?" diye
sordular. Buyurdu ki: "İlim ve hilm (yumuşaklık) sâhibi âlimlerdir."
"Dört türlü sehâvet, cömertlik vardır: 1) Mal cömertliği; zâhidlere,
dünyâya kıymet vermeyenlere mahsustur. Onlar malı verirler, mârifeti, Allahü
teâlâyı tanımayı alırlar. 2) Beden cömertliği; müctehid olan âlimlere
mahsustur. Onlar da Allahü teâlânın yolunda vücutlarını harcarlar ve hidâyeti
alırlar. 3) Can cömertliği; şehidlere mahsustur. Onlar da canlarını vererek
Cennet'i alırlar. 4) Kalb cömertliği; âriflere mahsustur. Onlar da gönül
vererek muhabbeti alırlar."
"Dünyâ, insanı hevâ ve hevesine kaptırır, nefsin arzularına uydurur.
Netîcede Cehennem'e götürür."