Peygamber Efendimizin bir rüyası ve müjdesi...
17/05/2019 Cuma Köşe yazarı A.D
Resûlullah efendimiz buyurdu ki: "Rüyamda ümmetimden birini
gördüm, susuzluktan dili çıkmıştı. Tuttuğu ramazan orucu gelip, susuzluğunu
giderdi..."
Bu ayı, ahireti kazanmak için fırsat bilmeli, elden geldiği kadar ibadet
etmelidir. Allahü teâlânın razı olduğu işleri yapmalıdır... Din büyükleri
buyuruyor ki: "Cuma günü ve gecesi, ramazan-ı şerifin otuz gün ve gecesi
hiç kimseye azap yoktur. Ramazan-ı şerif kirli elbisenin makineye girip temiz
çıkması gibidir. Birinci günü başlıyor, otuzuncu günü tertemiz olarak insan
öbür taraftan çıkıyor..."
Kışın kısa günlerde oruç tutulması daha kolay, yazın şu uzun günlerinde,
sıcakta tutmaksa çok zordur. Elbette, zorluklar içinde yapılan ibadetin sevabı
daha çoktur. Bu ayda özürsüz oruç tutmamak büyük günahtır. Hadis-i
şerifte;
(Özürsüz, ramazanda bir gün oruç tutmayan, bunun yerine bütün yıl boyu oruç
tutsa, ramazandaki o bir günkü sevaba kavuşamaz) buyuruldu.
Ehl-i sünnet âlimleri, ramazan-ı şerifte şöyle dua ederler:
"Ya Rabbi! Tuttuğumuz oruçları kabul eyle! Sen bizi ramazan-ı şerifin
şefaatine nail eyle! Ramazan-ı şerifte affettiğin, magfiret ettiğin kullarına
bizi de dahil eyle! Âmin..."
***
Bir gün, Peygamber efendimiz Eshabına buyurdu ki:
"Rüyamda acayip şeyler gördüm. Ümmetimden birini azap melekleri
yakalamıştı. Aldığı abdestler gelip, onu içindeki zor durumdan kurtardı...
Birini gördüm, kabri onu sıkıyordu. Kıldığı namazlar gelip, onu kabir azabından
kurtardı... Birine şeytanlar musallat olmuştu. Ettiği zikirler gelip, şeytandan
onu kurtardı... Birinin de susuzluktan dili çıkmıştı. Tuttuğu ramazan orucu
gelip, susuzluğunu giderdi...
Birini zulmet sarmıştı. Yaptığı hac gelip karanlıktan çıkardı... Birine
ölüm meleği gelmişti. Ana babasına yaptığı iyilikler gelip, ölümüne engel oldu,
geciktirdi. Birini Müslümanlarla konuşturmuyorlardı. Sıla-i rahim gelip, ona
şefaat etti, onlarla konuştu. Peygamberinin yanına gitmek isteyen birine engel
oluyorlardı. Aldığı gusül, onu alıp yanıma getirdi... Ateşten korunmak isteyen
birisine, sadakası gelip ateşe perde oldu... Birini zebaniler alıp Cehenneme
götürürken, yaptığı emr-i maruf ve nehy-i münker gelip kurtardı... Biri
Cehennem ateşine atılmıştı. Allah korkusu ile döktüğü gözyaşları gelip oradan
kurtardı...
Birine amel defteri solundan verilirken, Allah korkusu gelip, defterini
sağa aldı... Sevapları hafif gelen birine, kendinden önce ölen çocukları gelip,
sevabını ağırlaştırdı... Cehennemin kenarında, korkudan titreyen birine, Allahü
teâlâya olan hüsnü zannı gelince, titremesi durdu... Sırattan zorla geçen biri,
Cennete geldi. Fakat kapılar kapalıydı. Kelime-i şehadeti gelip, onu Cennete
koydu..."