Allahü teâlânın rızasını, sevgisini kazananlar...
15/11/2021 Pazartesi Köşe yazarı V.T
Allahü teâlânın
birinci emri iman etmektir. Birinci yasak ettiği şey de 'küfür'dür...
Behâüddîn Sübkî
hazretleri fıkıh ve nahiv âlimlerindendir. 719 (m. 1319) senesinde Şam’da
Sübk kasabasında doğdu. Zamanındaki âlimlerin derslerine devam edip ilimde pek
yükseldi. İcazet verilerek Mensûriyye ve Tûlûn Câmii’nin medresesinde ders
verdi. Sonra Şam kadılığı yaptı. 773 (m. 1371) târihinde Şam’da vefât
etti. Bir dersinde şunları anlattı:
Allahü teâlânın
birinci emri (Îman) etmektir. Birinci yasak ettiği şey
de (Küfür)dür. Îman demek, Muhammed aleyhisselâmın, Allahü teâlânın
son Peygamberi olduğuna inanmaktır. Allahü teâlâ, Ona emirlerini ve yasaklarını
Arabî olarak (Vahy) etmiştir. Yâni bir melek vâsıtası ile
bildirmiş, O da bunların hepsini insanlara anlatmıştır. Allahü teâlânın Arabî
olarak bildirdiklerine (Kur'ân-ı kerim) denir. Kur'ân-ı
kerimin hepsi yazılı kitaba (Mushaf) denir. Kur'ân-ı kerim,
Muhammed aleyhisselâmın sözü değildir. Allah kelâmıdır. Hiçbir insan öyle
düzgün söyleyemez. Kur'ân-ı kerimde bildirilenlerin hepsine (İslâmiyet) denir.
Hepsine inanan insana (Mümin) ve (Müslüman) denir.
Birini bile beğenmemeye, îmansızlık, yâni (Küfür) denir.
Kıyâmete, cinnin, meleklerin var olduklarına, Âdem Peygamberin, bütün
insanların babası olduğuna ve ilk Peygamber olduğuna inanmak, yalnız kalb ile
olur. Bunlara, (Îtikat) ve (Akâid) bilgileri
denir. Beden ile ve kalb ile yapılacak ve sakınılacak şeylere ise, hem inanmak,
hem de yapmak veya sakınmak lâzımdır. Bunlara (Şeriat) bilgileri
denir. Bunlara inanmak da îman olur. Bunları yapmak ve sakınmak, (İbâdet) olur.
Niyet ederek şeriate uymaya (İbâdet) yapmak denir. Allahü
teâlânın emirlerine ve yasaklarına (Şeriat) ve (Ahkâm-ı
ilâhiyye) denir. Emredilenlere (Farz), yasak
edilenlere (Haram) denir. Görülüyor ki, ibâdetlerin, vazîfe
olduğuna inanmayan, önem vermeyen (Kâfir) olur. Bunlara
inanıp da, yapmıyan kâfir olmaz. Buna (Fâsık) denir.
İslâm bilgilerine îman edip de, elinden geldiği kadar yapan mümine, (Sâlih Müslüman) denir. Allahü teâlânın rızasını, sevgisini kazanmak için, şeriate uyan ve bir mürşidi seven Müslümana (Sâlih) denir. Allahü teâlânın rızasını, sevgisini kazanmış olana (Ârif) veya (Velî) denir. Başkalarının da, bu sevgiyi kazanmalarına vâsıta olan velîye (Mürşid) denir. Bu mübârek, seçilmiş insanların hepsine (Sâdık) denir.